Kırım Tatarlarının Olağanüstü Kurultayı'nda, 'milli özerklik kurma tasarısı' 212 delegenin oyuyla kabul edildi. Ulusal ve kültürel özerkliğin sağlanması için siyasi ve yasal süreç başlatılacak.
Kırım Tatarları, Rusya’nın 16 Mart'taki referandum sonrası yarımadayı ilhak etmesinin ardından yapılması gerekenleri tartıştı. Kurultay gündemindeki 'milli özerklik kurma tasarısı', 212 delegenin oyuyla kabul edildi. Oturumda 1 kişi ret, 4 kişi çekimser oy kullandı. Kurultayda, Kırım Tatar Milli Meclisi, bu süreçte uluslararası toplumla çalışması ve kurultayda sonuca ulaştırılamayan diğer sorunların çözümü için yetkilendirildi.
Bahçesaray kentinde düzenlenen olağanüstü kurultaya, Kırım’ı ziyaret eden Rusya’nın Tataristan Özerk Bölgesi Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov ile Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynutdin katıldı. Rüstem Minnihanov, burada yaptığı konuşmada Rusya Müslümanlarının iyi şartlar altında yaşadıklarını söyledi.
Kırım Tatarlarının 70 yıl önce, dönemin Sovyet lideri Stalin tarafından Orta Asya’ya sürülmesinde yaşanan acıları anladığını dile getiren Minnihanov, bununla birlikte bu olayların üzerinden çok zaman geçtiğini ve bu acıları yaşayanlardan pek çoğunun artık hayatta olmadığını söyledi. Minnihanov, bu nedenle Kırım Tatarlarının geçmişe değil geleceğe bakması gerektiğini söyledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüştüğünü söyleyen Minnihanov'a göre Putin, Kırım Tatarlarına özel ilgi gösteriyor.
Yine Rusya’nın Kazan Tatarlarından olan Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynutdin ise kendilerinin Kırım Tatarları’yla birlikte İslamiyet’in Hanefi mezhebinden olduklarını ve iki Tatar dilinin de birbirine yakın olduğunu söyleyerek, Rusya bünyesinde bu ilişkilerin daha da gelişeceğini dile getirdi. Daha sonra Al Jazeera ’nin sorularını yanıtlayan Gaynuttin, Kırım’daki Rus siyasetçilerle görüştüğünü ve Kırım’a sürekli ziyaret düzenleyerek Kırım Tatarlarının haklarıyla yakından ilgileneceğini söyledi.
'Rusya verdiği sözleri unuttu'
Minnihanov’un ve Gaynutdin’in Kırım Tatarlarını Rusya ile yakınlaşmaya davet eden konuşmalarından sonra söz alan Kırım Tatar Meclisi Başkanı Rıfat Çubarov ise, Rus yetkililerin Kırım Tatarlarına verdikleri sözleri unuttuklarını söyledi.
Kırım’daki Rus yöneticilerin Tatarlara devlet yönetiminde yüzde 20’lik kontenjan önerdiğini hatırlatan Çubarov, Rus yöneticilerin bu vaatleri iki hafta içinde unuttuklarını belirtti. Çubarov, bu nedenle Tatarların hakları konusunda sadece Rusya’ya değil, bütün uluslararası topluma başvurmak zorunda olduklarını ifade etti.
Kırım Tatarlarının 'kendi kaderlerini tayin hakkı' başta olmak üzere çeşitli konuların oylamaya sunulması için toplanan kurultayda, Tatarların ulusal özerkliği konusu üzerinde duruluyor. Kırım Tatarları, yarımadada nüfusun yüzde 14’ünü oluştururken, nasıl bir özerkliğin talep edildiğini delegelere sorduk.
Nasıl bir özerklik?
Kurultay’ın önde gelen isimlerinden Enver Kurtiyev, Al Jazeera ’ye yaptığı açıklamada Tatarların talep ettiği özerkliğin Kırım’da Tatarlara geniş kontenjan tanınmasına dayandığını söyledi.
Buna göre, tıpkı 1944 Tatar sürgününden önce var olduğu şekilde devlet kadrolarının en az yüzde 34’ünün Tatarlara ayrılması ve Tatar milletvekillerinin sadece Tatarların oylarıyla seçilmesi gerekiyor.
Kurultaydaki bazı delegeler, Rusya’yla herhangi bir müzakereye girişilmesine kesinlikle karşı çıkıyor ve Tatarların geçmişte olduğu gibi bugün de Ukrayna’yı desteklemesi gerektiğini söylüyor. Bazılarıysa Rusya’yla çatışmanın Tatarların durumunu kötüleştireceği görüşünde.
'Diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmek daha iyi'
Kurultay delegelerinden Celil İbrahimov, Rusya’nın Ukrayna Büyükelçisi’nin Kırım Tatarlarını Nazilerle işbirliği yapmakla suçladığına değinerek, bunun Rusya’nın resmi bakışı olduğunu söyledi.
İbrahimov, “Müzakere ancak birbiriyle eşit olan ve birbirine saygı duyan iki taraf arasında yapılır. Eğer karşınızdaki sizi tehdit ediyorsa, ne müzakeresi yapacaksınız? Bizim, barışçı yöntemlerle Kırım’ın Ukrayna’ya ait olduğunu savunmaya devam etmemiz gerekiyor. Rusya geçmişte bize kötülük ettiği gibi, yine aynı anlayışı savunuyor. Diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmek daha iyi” diyor.
'Rusya ile köprüleri atmamak gerek'
Esad Batalov ise farklı görüşte. Batalov’a göre, Rusya işgalci olsa da onunla bütün köprüleri atmak, Tatarların kendilerini izole etmesi demek.
Kırım’da Tatarların durumunun kötüye gidip gitmediğini sorduğumuzda ise Batalov, henüz fiziksel bir saldırının olmadığını, fakat bütün Tatar ailelerinde her an kötü bir gelişmeyle karşılaşma korkusunun olduğunu söyledi.
Kurultay’ın bir diğer delegesi İbrahim Zineddin ise, Tatarların Ukrayna’yı savunmasının fazla anlamlı olmayacağını düşünüyor. Rusya’nın da Tatarlara tutumunun olumsuz olduğunu söyleyen Zineddin, şöyle konuştu:
“Fakat ben, 24 yıldır anavatanımdayım ve bu sürede Ukrayna yönetimlerinin hiçbir olumlu icraatını görmedim. Üstelik Ukrayna’da işbaşına gelen yeni yönetim, Kırım’ı koruma konusuna biraz duyarlı olsaydı gelişmeler çok farklı olurdu. Fakat bu olaylar, Kiev’in burayı savunmaya pek istekli olmadığını gösterdi. Her zaman olan bize oluyor.”
Kırım, 16 Mart 2014’te yapılan ve Tatarların boykot ettiği referandum sonucuna dayanarak Rusya tarafından ilhak edilmişti. Yüzbinlerce Kırım Tatarı 1944 yılında Sovyet lideri Stalin tarafından yurtlarından sürgün edilmiş, yerlerine Ukraynalı ve Rus nüfus yerleştirilmişti.
- aljazeera.com.tr