Kırık Bir Kalbin Yarasını Dizeleriyle Ölümsüzleştiren, Osmanlı Sarayının Tek Kadın Şairi: Adile Sultan

Sultan da olsanız, dünyalar önünüze de serilse kalp kırıklığının acısına hiç kimse merhem olamıyor. Yaptığı hayırlarla ve yazdığı şiirlerle varlığını sonsuzluğa kazıyan, padişah sarayının tek kadın şairi Adile Sultan'ın hikayesini sizlerle paylaşıyoruz.

(Burada yer alan bilgiler Meral Altındal'ın 'Osmanlı'da Harem' adlı kitabından derlenmiştir.)

Ömrü beş padişah görecek kadar uzun olan Adile Sultan, Osmanlı Hanedanının tek kadın şairidir.

Hanedan dışında Osmanlı'dan çıkan kadın şairler arasında IV. Murad döneminin Sıdkı Ematullah Hanım'ı ile Fatih döneminde Kadı İshak Çelebi'nin eşi Amasyalı Zeynep Hanım'la, Şair Nigar ve Leyla Saz sayılabilir ancak padişah sarayının şairi II. Mahmut ile Zernigar Hatun'un kızı Adile Sultan idi.

III. Selim'den müzik dersleri alıp besteler yapan II. Mahmut, "Adli" mahlasıyla şiirler yazmış ve bu yeteneğini kızına da aşılamıştı.

Hat ve resme düşkün olan Sultan Mahmut, resmin put kabul edildiği bir dönemde kendi portresini devlet dairelerine astıracak kadar cesaretliydi. Bir batılı gibi davranmış ve getirdiği yenilikler yüzünden bazı kesimlerde Gavur Padişah olarak anılmıştı. Çocuklarından çoğu bebek denecek yaşta ölmüş ve Adile Sultan da yaşayanların en uzun ömürlüsü olmuştu.

Dört yaşında annesini kaybeden Adile Sultan'ı halası Esma Sultan'ın padişaha takdim ettiği Nevfidan Hatun büyütmüştü. Hassas bir çocuktu. Bu hassas çocuk, 13 yaşına geldiğinde babası Sultan Mahmut'u yitirecekti.

Tahta geçen Abdülmecid, kız kardeşini himayesine almış ve evleneceği erkeği titizlikle seçmişti. Hanedanda çocuk yaşta evlenme geleneğine rağmen Adile Sultan 19 yaşında dünyaevine girecekti. Damat, yakışıklı ve yetenekli Tophane Müşiri Mehmet Ali Paşa'ydı. Abdülmecid tarafından damatlığı uygun görülmüş ve bir hafta süren düğün törenleri sonunda Adile Sultan büyük bir alayla kocasına uğurlanmıştı.

Mehmet Ali Paşa, evlendikleri yıl Kaptan-ı Derya olmuştu. Eğer Adile Sultan bir tesadüf eseri paşanın çapkınlıklarını öğrenmeseydi, belki de bu mutlu hayatı aynı şekilde sürmeye devam edecekti.

Zaman zaman tebdil gezen Adile Sultan, bir gün ihtişamlı bir evin önünden geçmiş ve evin sahibini çok merak etmişti. Sultanın bu eve tesadüfen mi, yoksa birinin ihbarı üzerine mi geldiği bilinmiyor. Ev sahibi ile tanışmak için içeri giren Adile Sultan'a ikramda bulunan evin hanımı, kendisini Kaptan-ı Derya Mehmet Ali Paşa'nın zevcesi olarak tanıtınca Adile Sultan beyninden vurulmuşa dönmüştü. O andan sonra acısını yıllar boyunca içinde taşıyan Adile Sultan'ın, gönül yarası eşinin ve kızının ölümüyle birlikte daha da derinleşecekti.

Eşinin ölümüyle birlikte Adile Sultan, sürdürdüğü gösterişli hayattan uzaklaşınca sarayındaki saz takımları da susacaktır. Kocasının ardından kızı Hayriye Sultan'ı da kaybedince Adile Sultan hepten hayata küsmüş ve odasından çıkmaz olmuştu.

Adile Sultan, yaşadığı acıyı şu dizelerle anlatmıştır:

Dervişim, kendi başıma yine sultân gezerim

Âlem-i aşkda seyyâh olup her ân gezerim

 

Pâdişâh saltanât-ı dehr için kayd çeker

Kayd-ı nâmâsu geçip, ben dahî uryân gezerim

 

Ne safâdan geçerim vaz, ne cefâdan hâzerim

Emr-i teslîm-i rızâ mülkünü seyrân gezerim

 

Kimsenin hayrı ile şerrine yokdur nazarım

Serseriyim geleli âleme hayrân gezerim

 

Ne dilimde olur evrâd ne elimde tesbîh

Ne velîyim, ne deliyim yine vîran gezerim

 

Gâh olur kendimi idrâk ile efgân ederim

Gâh isyânım anıp derd ile nâlân gezerim

Gâh Mecnân gibi dağlar aşarım Âdile ben

Aşka sâzân olup, gamla perîşân gezerim

Bu kalbi kırık sultan, yaralarını hayır işleri ile sarmıştı. Kurduğu vakıflar yoluyla mektepler yaptırmış ve özellikle kadınların eğitilmesi için çaba göstermişti.

Susuz yerlere su götüren, fakir halka iş imkanı sağlayan ve yaptığı yardımlarla devletin yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalışan Adile Sultan, kimsesiz ve çaresiz kadınları da kanatları altına alıp barınmaları için haneler vakfetmişti.

Ayrıca Kanuni'nin şiirlerinin bulunduğu Divan-ı Muhibbi'nin basılmasına da Adile Sultan vesile olmuştu. Ölüm tarihine kadar pek çok şiir yazan Adile Sultan'ın iki divanı vardır.

Aynı zamanda bir bestekar olan Adile Sultan'ın TRT repertuvarında da yer alan bir bestesinin sözleri ile yazımızı sonlandıralım.

Gizlice şâha buyur

Hâne-i tenhâya buyur

Sevdiğim aman kerem et

Lutf ile cânâna buyur

Halk uyur, ağyâr uyur

Ey gül-i rânâ buyur.

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
Yarışmaya Katıldıktan Sonra Başından Vurulan Mutlu Kaya'nın "Başardım" Paylaşımı Duygulandırdı!
Yabancılar Hayran Kaldı: Mourinho'nun Trabzonspor Maçındaki Heyecanı Dünyanın Dilinde
YORUMLAR
30.04.2018

eski okulum kandilli kiz lisesinin de kurucusudur ")

30.04.2018

şimdiki okulum kandilli kız lisesinin kurucusudur :’)

30.04.2018

Aldattığı eşi Hemşinli Damat Mehmet Ali Paşa. Benim dedemin dedesinin dedesinin dedesi. Kadın çok büyük acılar atlatmış Allah mekanını cennet eylesin.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ