Son yıllarda yaşadığımız yüksek enflasyon ve gelirlerin erimesi zaten zor olan büyükşehirlerde yaşamayı imkansız hale getirdi. Özellikle kiralardaki yükseliş düzgün bir dairenin pek çok kişinin maaşının tamamının barınmaya bile yetmediğini gözler önüne seriyor.
Resmen taş devri ile aynı seviyedeyiz en büyük sorun barınma ve yemek.
Belki linç yiyeceğim ama kira fiyatları yurt dışında da aynı. Maaşımızın yarısı bazen daha fazlası kiraya gidiyor. Barınma sorunu küresel çapta sıkıntılı. Ancak burda asıl soru kalan para yetiyor mu? Yurtdışında kalan parayı biriktirip kısa sürede ev araba alabiliyoruz ya da market, giyim alışverişleri vs kalan paranın çok ufak bir kısmına tekabül ediyor. Konut sorunundan önce alım gücü artırılmalı. İnsanlar temel ihtiyaçlarını gideremez hale gelmiş. Mevcut düzenin bu durumu çözemeyeceğini görmek için 50 kere daha mı seçilmesi gerekiyor? Muhalefet halkın seçim limiti ne bu konuda çok merak ediyorum. Bence erken seçim şart.
Özel sektörde sigortasız, asgari ve genelde altında çalışmak zorunda kalıp, gece açlıktan bayılıp eve düşüyorum. Yemek yesem kira yok, kira versem yemek. Lütfen devlet benim için seçsin. Güya denetim var, onlar da yolunu bulmuş, denetim bereketinden ihya oluyorlar. Adamlar olur da insan cinsi denetçi gelirse sigorta girişi yapıp kapıdan çıkınca iptal edecek kadar rahatlar. Özel sektör kime bağlı, yamyamlar neden sömürüyor bizi, oyuma talip olan bana faturalardan vergi sıkıştıran kim, hangisinin kölesi edildik. Hakkımı helal etmiyorum, hırsız arsız değilsem buna mı mahkumum, hani Müslümanı ve bunlar da haram ya o halde haramzadeler neden ihya ediliyor. Sokakta durup gerçekten bakın ama sürüngenler hariç kimler ne üzüntüler taşıyor, bir diğer grup da servette kafayı yamiş dünyada daha ne yerim diye geziyor. Yazık dünya benim ve ben benim kadar senin olduğunu da biliyorum ama sen benim hakkımı da çalıyorsun. Susuyorum, bu tamamen iğrentiden.