Hepimiz bu korku filmlerini korkarak izledik, ama bu ince detaylar ile görünenden daha da korkunç olduklarını fark edeceksiniz. 😨
Not: Filmlere dair spoiler olabilir.
Hepimiz bu korku filmlerini korkarak izledik, ama bu ince detaylar ile görünenden daha da korkunç olduklarını fark edeceksiniz. 😨
Not: Filmlere dair spoiler olabilir.
Filme dair en çarpıcı sahne bu mutant ayının Lena ve ekibine saldırdığı kısım olabilir. En sonunda Shimmer bölgesinin, ayının ilk kurbanlarından ve Lena'nın ekibinden biri olan Cass'in zihnini yutmasına izin verdiğini öğreniyoruz. Filmde çok karanlık olmasına rağmen dikkatli bakarsanız ayının kafasındaki insan DNA'sını görebilirsiniz. 😲
Michael'ın Laurie'nin kızı Karen'ı öldürmesi seyirciyi bir hayli şaşırtmıştı. Ancak bu sahne aslında Jamie Lee Curtis'in annesi Janet Leigh'e bir referans! Leigh, Psycho filminde cinayet kurbanı Marion Crane'i canlandırmıştı. Karen'ın cinayeti ve Crane'in cinayeti birbirini andırıyordu. Seyirci aradaki bağlantıyı hemen kurmuş!
Filmde Armitage ailesinin gizlice siyahi insanları kaçırarak, zengin beyaz arkadaşlarının beyinlerini onların vücuduna naklettiğini öğreniyoruz. Filmin sonunda bunu öğrendiğimizde Armitage'ların siyahi çalışanlarının alnındaki yara izlerini fark edeceksiniz. Ailenin bir diğer kurbanlarından biri olan Andre Hayworth'e dönüp baktığınızda Armitage'ları Logan King olarak ziyaret ederken taktığı şapkayı göreceksiniz. Çünkü kendi yaralarını gizlemeye çalışıyormuş. 😰
Derry kasabasının her bir köşesinde karşımıza çıkan Pennywise herkesin kabusu... Ezikler Klübü'nün duvar resminde gizlenmiş Pennywise tarafından izlendiğini görüyoruz.
Filmde orman içindeki tenha bir kulübeye giden beş arkadaş görüyoruz. Ve biri yanlışlıkla lanetli bir kitap aracılığıyla eski bir şeytanı uyandırıyor. Şeytan, gerçek formuna ulaşmak için beşini de kurban etmeye çabalıyor. Asıl çarpıcı nokta ise şu; beş karakterin isimlerinin baş harfi 'DEMON' kelimesini oluşturuyor!
Demon: Şeytan
Filmde Willem Defoe'nun karakteri Thomas, çırağı olan Winslow'u pişirdiği ıstakozu beğenmemesi sebebiyle lanetliyor (Biraz saçma, evet). Martıların onu yemesini söyleyerek lanetliyor hem de... Filmin sonunda Winslow, fenerine bakarken deniz fenerinden düşüyor. Ve martıların onu canlı canlı yediğini görüyoruz.
Bu bir Yunan miti olan Prometheus'a referans. Prometheus da insanlığa ateşi verdiği için bir dağın tepesine zincirlenerek göğsünü yiyen bir kartal ile lanetlenmişti.
Overlook Oteli'nin ikonik halısını hatırlarsınız. Danny oyuncakları ile oynarken 237 numaralı odadan kendisine doğru bir topun yuvarlandığını görür. Kalkıp bakmadan önce halı anlaşılmaz bir şekilde yönünü değiştiriyor. Bunun Stanley Kubrick tarafından seyirciyi daha da korkutmak için kasıtlı olarak yapıldığı düşünülüyor.
Filmde Norveçli bilim insanlarının başta kar köpeği sanılan, ancak şekil değiştiren bir uzaylı olan yaratığın peşinde olduğunu görüyoruz. Norveçli, MacReady ve araştırma ekibini köpeğin aslında bir uzaylı olduğu konusunda uyarmaya çalışıyor. Çevirisi ise şu şekilde: 'Oradan çıkın! o bir köpek değil! Köpek taklidi yapıyor! Gerçek değil! Çıkın, aptallar!'
Uyarı oldukça belirsiz geliyor ama dili anlasalardı uzaylının herkesi öldürmesi engellenebilirdi.
Filmde ormanın derinliklerinde yaşayan Püritan bir aile var. Şeytan, tehdit ettiği ailenin keçisi formuna giriyor: Black Phillip. Bir yerde, ailenin ikiz çocukları çiftlikte şeytani keçinin peşinden koşuyorlar ve bir şarkı söylüyorlar. Eğer dikkatlice dinlerseniz, şarkı sözlerinin keçinin aslında bir şeytan olduğunu anlatan bir manaya sahip olduğunu görebilirsiniz.
Modern canavar filminin sonunda Rob ve Beth çiftinin Coney Island'a yolculuklarını izliyoruz. Uzak bir mesafede, bilinmeyen bir nesnenin okyanusa düştüğünü görüyoruz. Bu Dünya'ya gelen bir canavar olabilir ya da yaratık için gönderilmiş bir uydu olabilir. Uydu, okyanusun içindeki canavarı mı uyandırdı? Düşen şey neydi? Hepsi merak konusu.
Clarice Sterling, Buffalo Bill'i yakalamaya çalışırken yamyam Hannibal Lecter'dan yardım alıyordu. Lecter ile ilk tanışmalarında, Clarice çizimlerinden birini fark ediyor. Lecter 'Belvedere'den Duomo manzarası' şeklinde açıklıyor. Bu aslında Buffalo Bill'in baştan beri Belvedere'de yaşadığına bir işaretti. Belki de Lecter, baştan beri Bill'in orada yaşadığını biliyordu ve Clarice'e mesaj vermeye çalışıyordu.
12 yaşındaki Regan McNeil'a şeytan Pazuzu musallat olduğunda, küçük kız bir doktor tarafından tarafından yardım amaçlı hipnotize edilmişti. Hipnoz altındayken Regan koltuğunda garip bir şekilde oturuyor ve 'Kaptan Howdy' dediği şeytanın içindeki varlığından söz ediyordu. Bu garip poz, Peder Merrin'in başta gördüğü Pazuzu heykelinin taklidiydi. Yani, şeytan ve 'Kaptan Howdy' aynı kişiler...
Bu korku filminde insanları sesleri aracılığı ile duyarak öldüren uzaylılar var. Hayatta kalmayı başaran bir ailenin terkedilmiş bir markette yiyecek depoladığını görüyoruz. Dikkat ederseniz cips rafından tek bir paket eksilmemiş. Uzaylıların en ufak sesinizi duyduğu bir kıyamet senaryosunda yaşadığınızı düşünürseniz, oldukça mantıklı.
Başrol Dani, köylüler tarafından yeni Mayıs Kraliçesi olarak taşınırken, ağaçların içindeki yüzü görebilirsiniz. Bu aslında Dani'nin intihar eden kız kardeşinin yüzü.
Çocuk Adelaide, kötü ikizi tarafından kaçırılıp, yerine geçmeden önce ünlü Michael Jackson - Thriller tişörtünü giyiyor. Michael Jackson'ın müzik klibi Thriller da aslında bir nevi bu filmin sonuna işaret ediyor. Jackson'ın parlayan kurt adamı gözleri, tıpkı Adelaide'in kötü ikizinin bakışlarına benziyor.
Filmi izleyenler Xenomorph'un Ridley'nin kaçış kapsülünde saklandığını en sonda öğrendiler. Ancak, bu yaratığın bu numarayı ilk kez yapışı değildi. Brett, ekibin kedisi Jones'u ararken, yukarıdan sarkan şeye dikkatli bakın... Gerçekten de korkutucu bir canavar.
Lecter, bir sayım memurunu afiyetle nasıl yediğini anlatırken 'Biraz bakla ve iyi bir Chianti ile...' şeklinde detay veriyor. Ancak burada oldukça karanlık bir anlam gizli. Bir psikiyatri kliniğinde kaldığı için Lecter'a monoamin oksidaz engelleyici verilmiş olabilir. Ve bu ilacı kullanırken, kesinlikle yememeniz gereken şeyler bakla, ciğer ve şarap... Yani bu Lecter'ın ilaçlarını kullanmadığı anlamına geliyor.
Filmin kötü kahramanı şeytan Pazuzu'yu insan formunda hiç görmüyoruz. Ancak, dikkat ederseniz sahne geçişlerinde aralarda onun yüzünü yakalayabilirsiniz. Yüzünü görebilmek için dikkatli izlemelisiniz ama gördüğünüzde de izlediğinize pişman hissedebilirsiniz...
Bu film ile garip olan bir diğer kısım ise 42 sayısı ile sık sık karşılaşmamız. Danny'nin tişörtündeki 42 sayısı, Dick'in kiralık arabasının plakasındaki 42 sayısı, haber spikerinin '42 milyon dolar fatura' konuşması ve daha fazlası...
Bunun manası tam olarak bilinmese de Holokost'a bir referans olduğunu düşünenler var. Hitler'in 'nihai çözümü' 1942'de yer almıştı. Tabi bu sadece bir teori. Ancak şunu da belirtmekte fayda var: Jack'in kullandığı Adler daktilosu, aynı zamanda Naziler tarafından da kullanılıyordu...
Katil Norman Bates en sonunda yakalandığında karakolda otururken tehditkar bir şekilde ekrana baktığını görüyoruz. O bize bakarken annesinin mumyalanmış cesedinin silik bir görüntüsü yüzünde git gide solarken bizlere gösteriliyor. Oldukça korkutucu bu numara, zihninde 'Anne' kişiliğinin vücudu kontrol altına aldığına işaret ediyor.
Douglas Adams'ın yazdığı Otostopçunun Galaxy Rehberi'nde de hayat, evren ve herşeyin cevabı 42 olarak anlatılıyor, değüşük...