Kimse Durumdan Memnun Değil: Dış Ticaret Deneyi Cari Fazla Yaratmazken, Hayatımıza Etkileri Ne Olur?

Ekonomik modellerden ekonomik model beğendiğimiz son dönemde, özellikle rekabetçi ya da yüksek kur ile ihracat artışı ve dolayısıyla dış ticaret ve yine dolayısıyla cari fazla hedeflense de son verilerle bundan uzaklaşıyoruz. Çünkü ihracat artışı gerçekleşse de ithalat artışı son kulvardan hızla çıktı. Bunun vatandaşa etkileri ne olacak ekonomistler yorumlarken, iş dünyası temsilcileri ki özellikle ihracat tarafındakiler durumdan pek memnun değil gibi.

Rekabetçi kur, rekabet edemedi mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'faiz sebep enflasyon netice'den yola çıkarak 'yüksek kur-düşük faiz' söylemi ile hayata geçirdiği ekonomik model, ihracatta rekor büyüme yaşanması ile cari fazla verilmesi hedeflenmişti. Asli görevi fiyat istikrarı olan Merkez Bankası dahi bu modeli devreye aldığını açıklamıştı. 

'Yeni ekonomi modeli' ise yalnızca enflasyonu değil, dış ticaret açığı da artırdı. Faizlerin düşmesi ile kur tetiklenirken, enflasyon rekor kırmaya başladı. Cari açık ise son yılların en yüksek seviyesine çıktı. İhracat son iki yıla göre 2022'ye iyi başlasa da ithalat bağımlı üretimde sert artış dış ticaret açığını artırdı. DW Türkçe haberine göre, iş dünyası temsilcileri ve ekonomistler uygulanan modelin içeride yarattığı hasarların dışında dış ticaret tarafında da yol açtığı olumsuzlukları anlattı.

Ticaret Bakanlığı verilerinde uygulanan rekabetçi ya da yüksek kur ile ihracatta beklenen artışı yakalanamazken, ithalat ise hızla yükseldi.

Merkez Bankası'nın Eylül 2021'de faiz indirimlerine başlaması ile 6 ayda 125 milyar dolar ihracata karşılık 165 milyar dolar ithalat faturası kesildi. İthalat, Mart 2022'de 30 milyar dolar sınırını aştı.

Yeni ekonomik modelin ilk etkileri Ekim 2021 döneminde görülürken, 1,5 milyar dolar seviyesinde olan dış ticaret açığı, 6 ayın ardından büyük bir artışla Mart 2022'de 8,2 milyar dolara oldu. Yeni ekonomik modelin uygulandığı 6 ayda 40 milyar dolarlık dış ticaret açığı oluştu. Döviz kurlarındaki artışla yılın ilk üç ayında enerji ithalatına geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 188 artışla 25 milyar dolar harcandı.

"Bu ekonomik yapıyla, bu üretim yapısıyla ihracatın ithalatı geçebileceğini söylemek biraz iyimserlik olur"

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nde (TİM) birlik başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği yapmış olan eski İKMİB Başkanı şu dönem Gelişen Markalar Derneği Başkan Yardımcısı Murat Akyüz, şunları söylüyor: 

Mevcut koşullarda, maalesef şu anda ihracatın ön plana çıktığını görüyoruz ama ülkemizde hala ciddi bir ithalat ihtiyacı var. Türkiye'de ihracat amaçlı kullanılan ham maddeler ve yarı mamullerin ithalatı devam ediyor. İthalat odaklı iç tüketimin de devam ederken, bu ekonomik yapıyla, bu üretim yapısıyla ihracatın ithalatı geçebileceğini söylemek biraz iyimserlik olur diyebilirim.

Merkez Bankası'na döviz satışı zorunluluğu için de Akyüz, 'Türkiye'deki ihracatçı şirketlerin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Hiçbir rakibimizin bulunduğu ülkede böyle bir kural yok. İstediği şekilde istediği parayı, istediği seviyelerde kullanabiliyor, tutabiliyor. Ama bizim Merkez Bankası için yapıldığı söylenen bu destek mekanizması, maalesef ihracatçının maliyetlerini artırmaktan öteye gitmedi' dedi.

İhracat tarafından döviz toplanıyor

Ocak ayında KKM gölgesi altında yapılan düzenlemelerde Merkez Bankası deyimiyle 'liralaşma' öne çıkarken, rezervlerde artış oluşması için alınan bir kararla, ihracattan elde edilen dövizin yüzde 25'inin Merkez Bankası'na satılması zorunlu hale getirilirken, sonrasında bu oran yüzde 40'a çıkarıldı. 

Geçen günlerde de dövize endeksli taşıt satış sözleşmeleri dışındaki menkul satış sözleşmelerinde ödeme yükümlülüklerinin TL ile yapılması zorunluluğu getirildi. Bu düzenlemeler özellikle döviz yükümlülüğü yüksek olan sektörlerin tepkisini toplarken, ihracatçılar döviz bozdurma oranının her sektöre özel olarak belirlenmesi gerektiği görüşünü savunuyor.

"Kredi kullanmaya kalktığımızda yüzde 14'ün iki misli faiz oranlarıyla karşılaşıyoruz"

Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) Başkan Yardımcısı Bülent Aymen de yeni ekonomi modeli ile başlayan faiz indirimlerinin özellikle ihracatçıların kredi alımlarına olumlu etki yaratmadığını belirtirken, Merkez Bankası'nın faizleri yüzde 19'dan yüzde 14'e indirdiğini hatırlatarak şunları söyledi: 

Ancak bizler özel bankalardan kredi kullanmaya kalktığımızda yüzde 14'ün iki misli faiz oranlarıyla karşılaşıyoruz. Artan maliyetler karşısında ihraç ürünlerimize ihtiyacımız oranında zam yapamıyoruz, bu da bizim öz kaynaklarımızın erimesine yol açıyor.

Türk Lirası'ndaki değer kaybı ihracatı artırmaya yetmedi

Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye'nin son 300 yıldır dünya ticaretinden yüzde 0,7-1,3 arasında bir pay aldığına işaret ederken, Türkiye'nin ortalama 8 bin dolarlık milli gelir seviyesi ile Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde son sırada yer aldığını hatırlattı. Dalgakıran bu durumu şöyle açıkladı: 

Türkiye'nin ihracatı son 20 yılda ciddi bir büyüme kat etmiş olsa da, aslında üç asırdır yerimizde sayıyoruz, ne uzuyoruz ne de kısalıyoruz. Yüksek katma değerli ürün ihracatı artmadan, dış ticarette ve milli gelirde kayda değer bir artış olması çok zor. Değersiz TL'nin ihracata çok olumlu katkı yapacağına inanlardan değilim. Geçmişe bakarsanız, ihracatın en iyi olduğu zamanlar, TL'nin en değerli olduğu zamanlarda gerçekleşti.

Dış ticaret açığı ile birlikte, yeni ekonomik modelin en büyük vaadi olan "cari fazla" hedefi 2022 için hayal mi?

Ocak ayında cari açık son 4 yılın en yüksek seviyesini görürken, cari fazla vermekten uzaklaşarak, 12 aylık cari açık 22 milyar dolara çıktı. Açığın büyümesinde kurlarda yükselişin desteğiyle ithalattaki artış ve tüm dünyayı etkileyen enerji maliyetler de etkili oldu.

Türkiye'nin makro göstergelerindeki bozulmalar, birçok uluslararası kurumun analizinde yer bulurken, son günlerde en çok Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Küresel Ekonomik Görünüm ve Küresel Finansal İstikrar Raporu dikkat çekti.

Detayları ise burada👇

IMF Uyardı: Türkiye En Büyük 10 Ekonomi Arasına Girmek İsterken Kaçıncı Sıraya Geriledi?

Türkiye'de pandemiden çıkış etkisiyle son iki yıla göre ihracat artışının devam edeceği beklentisi sürse de, 2022'de cari açık ihracatı gölgede bırakabilir.

Ekonomist Cüneyt Akman, yüksek kurun ihracatta avantajlarının çok kısa sürede dezavantaja döndüğünü ifade ediyor. Akman, şöyle anlatıyor: 

Ocak-Şubat'ta iki ay içinde 12 milyar doların üzerinde cari açık verdik ve bu tarihin en yüksek cari açıklarından birisi. İhracatçıların bile çoğu bu modelden memnun değil.

Türkiye'nin dış ticaret dengesindeki bozulma, vatandaşı nasıl etkileyecek?

Cüneyt Akman, Türkiye'de geçmişte döviz sıkıntısı nedeniyle 70 cent'e muhtaç kalınan dönemleri hatırlatarak, şunları söyledi: 

Umarım bu felaketli deneyin sonucu yine 70 cent'lere muhtaç kalmakla bitmez. Ama gidişat o tarafa doğru. Bunun sonucu şu: Birincisi piyasalarda muazzam bir kıtlık, kuyruklar ve arkasından şiddetli ama şu anda olan enflasyonun mislini, bunu arayacak şekilde enflasyon, hayat pahalılığı anlamına gelir.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

Erdoğan Israr Ediyor, Ekonomistler Ne Diyor: Cari Fazla İyi Bir Şey mi?
IMF'den Türkiye'ye Haberler Kötü: Enflasyon 4 Kat, Cari Açık 3 Kat Artış Beklentisi! Büyüme Düşüşte!
Cari Fazla Yerine Fazla Fazla Açık Vermeye Devam Ediyoruz
Türkiye'nin Cari Açık Sorunu Enerji ile Büyüyor: Ekonomide Bel Bağlanan Cari Fazla, Fazla mı Uzakta?

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
22.04.2022

Bizim reisimiz ekonomist. Biraz daha sabredin 2023 haziranda dünyanın süper gücü biziz

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ