Kadir İlbak, 13 yaşında, ortaokul 7'nci sınıf öğrencisi. Sultangazi'deki okulundan çıkar çıkmaz, tartıcılık yapıyor. Okul harçlığını çıkaran ve ev bütçesine katkıda bulunan çocuk, DHA'nın aktardığı bilgiye göre 7 yıldır tartıcılık yapıyor...
Kadir İlbak, 13 yaşında, ortaokul 7'nci sınıf öğrencisi. Sultangazi'deki okulundan çıkar çıkmaz, tartıcılık yapıyor. Okul harçlığını çıkaran ve ev bütçesine katkıda bulunan çocuk, DHA'nın aktardığı bilgiye göre 7 yıldır tartıcılık yapıyor...
Kadir 'Okul harçlığımı ve aile bütçesine katkıda bulunmak için okul sonrası tartıcılık yapıyorum. Sınavlar yaklaşmışken pratik yapıyorum. En sevdiğim ders matematik. Bana göre hava soğuk değil, üşümüyorum. Direniyoruz. Soğuğa alıştım artık” dedi.
Annesinin ev hanımı olduğunu belirten ortaokul 7'nci sınıf öğrencisi Kadir, babasının da bir tekstil atölyesinde makineci olarak çalıştığını ifade etti.
Esnaflardan Burak Köleoğlu 'Elimizden geldiği kadar Kadir kardeşimize destek olmaya çalışıyoruz. O da bizden biri artık. İhtiyacı var, birileri elinden tutsun istiyoruz. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz' dedi.
İçerik başlığının yarattığı algıya göre tartıcılık yaparak harçlığını çıkartan çocuğu takdir edelim duygulanalım üzülelim, kendi kendimize söylenip kader de diyelim. Masumiyetleri en başta ebeveynleri tarafından öldürülen, ne bir daha çocuk ne de normal bir yetişkin olabilecek insanlar. Mendil satan tartıcılık yapan çocuklar neden çalışmak zorunda bunu da düşünmek gerek. Tek sebep ebeveynleri mi? Birey olduklarını, küçük olduklarını, hatta çocuk ve hatta bir annenin yavrusu olduklarını unuttuğumuz, kendi kendimize unutturduğumuz, göz göze geldiğimizde vicdan azabı ve rahat batması gibi insani duyguların yakamıza yapışmaması için, canım keyfimizin kaçmaması için gözümüzde neredeyse kaldırım taşları gibi sokakla bütünleştirdiğimiz olağanlaştırdığımız çocuklar. Küçük ama hayatın büyük roller verdiği çocuklar. Bu ülkede düşüncelerini sadece sözle savunan, kul hakkından adaletten söz edip kadercilikten şaşmayan kendi ideolojisinden olanı sorgulamayan, bizlerin yarattığı sonuçtur bu çocuklar. İşe gitmeden maaş alan bürokrat çocukları her neyse demagojiden çelişkiden ibaret toplumuz.
Tabela yapan bir şirkette sekreterlik yapıyordum, 13 yaşlarında işçi çocuklar da vardı, bütün emekçiler gibi üsleri başları kir içindeydi, gözleri yorgun ve umutsuzdu, kışın soğukta atölyede çalışıyorlardı ve onlarla aynı yaşta olan patronun oğlu klimalı odada babasının bilgisayarıyla oyun oynuyordu. O gün sorgulamaya başladım, düşündüm, araştırdım, nedeni neydi bu adaletsizliğin ve komünist oldum... Tek yol insanların emeklerini, çocukların hayallerini çalan kapitalizmin işçiler tarafından yıkılmasıdır. Başka da çözümü yoktur bunun...
Dünya yalnızca çocuklar için adaletli bir yer olsaydı da bana yeterdi.