CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan yumruklu saldırının üzerinden dokuz gün geçti. Kılıçdaroğlu o anlarda neler hissettiğini, saldırıya ve saldırgana dair düşüncelerini ilk kez Habertürk'e anlattı.
İşte Kılıçdaroğlu'nun anlattıkları:
Grup toplantısına gidiyordum. Bizim gittiğimiz koridorda BDP'nin de grup toplantısı yaptığı bir salon var. Onlar salondan çıkıyordu, biz salona gidiyorduk. Koridorda Sayın Sakık'la karşılaştık, tokalaştık. Başarılar diledi. Tam giderken bir kişi birdenbire fırladı ve yumruk attı. Neden, hangi gerekçeyle böyle bir saldırıya yeltendiğini bilmiyorduk tabii. Daha sonraki süreç içerisinde olay yargıya intikal etti. Hep beraber sonucu bekleyeceğiz.
SALDIRGANA ÜZÜLDÜM VE ACIDIM
Saldırgana üzüldüm ve acıdım. İşsiz birisi olduğunu öğrendim. Birileri tarafından büyük bir olasılıkla teşvik edildim. Vatan haini sıfatıyla saldırdı. Oysa ben ülkemi seviyorum. İnsanımı seviyorum. Ülkeme neden ihanet edeyim. Ama bu ifadeyi başkaları da kullanmıştı. Erdoğan da kullanmıştı bu ifadeyi. Onun kullandığı ifade nedeniyle büyük olasılıkla yapıldı. Topluma ayrıştırarak, düşman kamplar yaratarak siyaset yaparsanız sonuç böyle olur. İnsanlar gelirler beğenmedikleri, veya düşüncelerine saygı duymadıkları bir kişiye saldırırlar. Bunlar doğru değil.
BİREYSEL SALDIRI DEĞİL
Bireysel bir saldırı olduğuna inanmıyorum. Son derece bilinçli, önceden tasarlanmış saldırı olduğunu düşünüyorum. Kişinin gelmesi, orada beklemesi, bizim toplantıya gireceğimizin saatini bilmesi... Bütün bunlara baktığınız zaman önceden tasarlanan bir olay. Soruşturmanın sonucunu beklemek en doğrusu.
BAŞBAKAN’LA TELEFONDA NE KONUŞTU
Çok kısa ve resmi bir konuşma oldu zaten. Olayın araştırıldığını, güvenlik güçlerinin olaya baktığını söyledi. Geçmiş olsun dilediğinde bulundu. Ben de kendisine teşekkür ettim. Telefonu karşılıklı kapattık..
EŞİ NE TEPKİ VERDİ
O da sadece üzüntülerini ifade etti. Her zamanki akşam nasılsa sıradan bir akşam yaşadık.
NEDEN ŞİKAYETÇİ OLMADI
Hiçbir anne çocuğunun hapse atılmasını istemez. Hiçbir anne çocuğunun işsiz olmasını da istemez. Annenin üzüldüğünü tahmin ediyorum. Annenin talebine uygun yanıt verdim, davacı olmadım. Kamu davası var. Hiçbir annenin üzülmesini istemem. Kendi annemin üzülmesini istemediğim gibi. Her anne çocuklarının üzerine titrer. Cennet anaların ayaklarının altındaysa bizim bütün annelere saygı duymamız gerekiyor. Bu çerçevede hareket ettim. O anneye her zaman saygım var. Her zaman kapımız açık. Her zaman gelebilir. Konuşabiliriz. Sorunları varsa aktarabilir.
MADENİ PARA İLE MÜDAHALE
Özel bir düşüncem olmadı. Bir vekil arkadaşımız madeni parayı kullandı. Daha sonra yukarıya çıktığımızda zaten buz alındı.
Kaynak: Bursa Hakimiyet