Kılıçdaroğlu Türkiye'nin 5 Sorununu Sıraladı ve Ekledi: 'Birlikte Çözelim'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin önündeki 5 sorunu 'darbe hukuku, dış politika, ekonomi, eğitim ve Kürt sorunu' olarak sıraladı. Anamuhalefet partisi olduklarını vurgulayan KılıçdaroğluDavutoğlu'na bu sorunları birlikte çözme çağrısı yaptı. Ayrıca 30 Aralık'ta Davutoğlu ile görüşecek olan Kılıçdaroğlu: 'Başkanlık sistemi için Türkiye gereksiz kavganın içine itilmemeli, zaman kaybetmemeli. Davutoğlu, başkanlık sistemi derse kendisine ne kastettiğini soracağım' şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi

'İstikrar vurguları tutmadı'

İki genel seçimin arka arkaya yapılmasının temel nedeni istikrardı. Yüzde 49.5 oy aldı ama sorunların çözülebileceği ya da aşılabileceği konusunda toplumda umudu olmadığını görüyoruz, beklentinin karşılanmadığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Seçim öncesi yapılan istikrar vurgularının tutmadığını görüyoruz. Toplumda rahatlama olmadı, gerginlik devam ediyor. 

5 temel sorun alanı

Davutoğlu ziyarete geldiğinde beş temel sorun alanı olduğunu söylemiştim. Birincisi darbe hukuku. Darbenin Türkiye’ye çizdiği bir kalıp vardı, bu kalıbın dışına Türkiye’nin çıkması lazım. Geçtiğimiz 14 yılda Türkiye dar bir kalıba sıkıştırıldı, darbe hukuku tahkim ve takviye edildi. Diğer sorun alanları dış politika, ekonomi, eğitim ve Kürt sorunu. Hükümet programına bakın, beş temel sorun alanıyla ilgili önümüze konulan bir şey yok. Bu sorun alanları çözülmeden Türkiye’de istikrar beklemek mümkün değil. Türkiye’de istikrarsızlık kurumsallaştı.

'Başkanlık sistemi için Türkiye gereksiz kavganın içine itilmemeli'

Ana muhalefet partisiyiz, Davutoğlu’nun ne kadar sorumluğu varsa bizim de sorumluluğumuz var. Davutoğlu, randevu istedi, hangi tekliflerle gelecek bilmiyoruz. Anayasanın ilk dört maddesi kırmızı çizgimizdir. Başkanlık sistemi için Türkiye gereksiz kavganın içine itilmemeli, zaman kaybetmemeli. 12 Eylül darbe yasalarını kaldırırsınız, parlamenter sistem çalışır. Yasama organı güçlü bir organ olarak ortaya çıkacaksa her türlü desteği verelim. Yargı bağımsızlığı konusunda her türlü katkıyı sağlarız.

(Yeni anayasaya ilişkin) Bir uzlaşma komisyonumuz var o komisyon hayat kazanabilir, milletvekilleri eşit biçimde görevlendirilebilir. Zaten 60 madde vardı, ona yargı bağımsızlığı ilave edilebilir. 70 küsur maddede uzlaşılabilir. 

'Davutoğlu'na ne kastettiğini soracağım'

Davutoğlu, başkanlık sistemi derse kendisine ne kastettiğini soracağım. ABD modeliyse de Türkiye tipiyse de öğrenmek isteriz. 200 yıllık tecrübemiz varken bilmediğimiz bir alana niye bodoslama dalıyoruz. Ortaya bir şey konacak ki tartışalım. Bir başkanlık tutturmuşlar, nedir belli değil. Parlamenter sistemi savunuyoruz. (Karşı argümanınız olacak mı?) Bileceğiz ki ona göre söyleyelim. Belki de çok mükemmel sistem getirirler, biz de deriz ki, ‘evet ne kadar güzel, arayıp bulamadığımız bir sistem’ destekleriz. Aslında biz biliyoruz o modeli. Saray’da oturan zatın, hem parti başkanı hem parlamento başkanı hem vali hem kaymakam olabileceği bir model. 12 Eylül darbe hukukunu değiştirirseniz parlamenter sistem çalışır. ABD’deki başkanlık sisteminde en zayıf kişi Obama’dır. ABD sistemini dengeleyen eyaletlerdir, biz de eyalet sistemi yok. Biz parlamenter sistemi askeri darbeyle dejenere etmişiz. Kenan Evren’i suçluyoruz ama şimdi onun söylediklerini güçlendirmek istiyoruz.

'Parlamenter sistemden yana olduğumuzu ifade ediyoruz'

(Yeni anayasayı başkanlık modeliyle de tartışılırız diyor musunuz?) Biz parlamenter sisteme dayalı, saat gibi çalışan, güçlerin birbirini denetlediği bir demokratik sistem istiyoruz. Davutoğlu illa başkanlığı getireceğiz derse kastını soracağım. Davutoğlu’na düşünceni bana sakın açma diyemem, saygısızlık olur. Parlamenter sistemden yana olduğumuzu ifade ediyoruz. Devleti devlet yapan kurum kültürlerini güçlendirmektir. Bunları topluma daha iyi anlatabilirsek ki Davutoğlu aynı zamanda bir akademisyen, bunları daha iyi anlatır. Gündeminde başkanlık sisteminin olmadığı kanısındayım.

Toplantı salonunda, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül için de yer ayrıldı. Erdem Gül’ün isminin yazdığı sandalye toplantı boyunca boş kaldı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu Erdem Gül'ü Unutmadı

'Yapılacak ne varsa oturur yaparız'

(Anayasa görüşmeleri bir tuzak mı?) Referandumdan sonra ortada yargı bağımsızlığı diye bir şey kalmadı. Hukukun üstünlüğü olursa, hukukun düzeldiği ortamda her şey düzelir. Dolayısıyla bunlar tuzak değil, gelsinler oturalım, konuşalım. Yapılacak ne varsa oturur yaparız. Bizim öngördüğümüz değişiklikler, verdiğimiz sözler var, gerçekleştirirlerse biz de destek veririz. 

'Bir kişinin müthiş bir arzusu var ama hükümetin gündeminde başkanlık sistemi olduğunu düşünmüyorum'

(2016 içinde başkanlık bağlamında anayasa referandumu beklentiniz var mı?) Ben başkanlık sisteminin gündeme geleceğini tahmin etmiyorum. Bir kişinin müthiş bir arzusu var ama hükümetin gündeminde başkanlık sistemi olduğunu düşünmüyorum. Türkiye bu kadar ağır sorunlar yaşarken, yeni bir sorunla Türkiye’yi yüz yüze getirmek doğru değil. Aklı olan kimse bunu yapmaz ama hırsları olanlar farklı, sonuçları tehlikeli olur.

Davutoğlu'na çağrı: 'AB’nin yeni fasıl açmasını beklemeyelim. AB’nin bütün standartlarını Türkiye’ye getirelim'

2016 için Davutoğlu’na açık ve net bir çağrı yapıyorum. Gelin AB’nin yeni fasıl açmasını beklemeyelim. AB’nin bütün standartlarını Türkiye’ye getirelim. Onların dayatmasına gerek yok. Neden illa bekliyoruz ki AB fasıl açsın da dayatsın. Mezhep, intikam eksenli bir dış politika olamaz. Dış politika değişmeli. Dış politika konusunda ilişkilerin yumuşatılması için bize düşen görev varsa yaparız.

'Kimse otonom bölgeler yaratmaya kalkmasın'

Toplumsal barışın giderek derinleştiğini hep beraber görüyoruz. Sorun giderek büyüdü, eskiden dağdaydı eşkıya şimdi şehirlere indi. Kimin zamanında indi? Bütün iyi niyetimizle kredi verdik. (Güneydoğu’da yaşanan sorunla ilgili somut önerileriniz nedir?) TBMM’de partilerin eşit temsiliyle uzlaşma komisyonu kurulması lazım. Sorunun çözümünü parlamentoya taşımalıyız. Operasyonların ilerleme biçimi, herkesi kaygılandırıyor. Yolları kazıyorsunuz, barikatlar yapıyorsunuz, bir hukuk devletinde bu olur mu? Kimse otonom bölgeler yaratmaya kalkmasın. İkinci kaygımız sivillerin zarar görmesi. Diyaliz hastası bir kişi beyaz bayrakla diyaliz merkezine gideceğim noktasına gelmişse, düşünmemiz lazım.

'Masaya oturduktan sonra masayı devirirseniz çözümü zorlaştırırsınız'

Çözüm sürecinin sağlıklı süreç olmadığını söyledik. Masaya oturduktan sonra masayı devirirseniz çözümü zorlaştırırsınız. Hiç masaya oturmayacaktınız, ama oturdunuz. Neden masaya oturduklarını kimse bilmiyor ama biz biliyoruz. PKK  kandan beslenen bir örgüttür, o ister ki herkes ölsün.

'İnsanlar ölüyor, kimsenin umurunda değil'

Bölgede duygusal kopuştan söz ediliyor. Asıl tehlikeli olan bu. Ama iyi bir strateji ile çözmezsek sorun Türkiye’nin boyutlarını aşabilir. Doğu ve Güneydoğu’da bütün ülkelerin ajanları cirit atıyor. PKK şehre yerleşmiş durumda, militanların elinde silahlar var. Sorunu, irade koymadığınız, toplumsal aklı dikkate almadığınız sürece çözemezsiniz. Bugüne kadar sorun siyasal ikbali sağlamak için kullanıldı. İnsanlar ölüyor. Kimsenin umrunda değil. Bizim parlamentoda bu sorunu oturup konuşmamız lazım. Silahların gölgesinden arındırmamız lazım bölgeyi. Parlamentoya taşıyabilirsek konuyu, önemli bir aşama kaydetmiş oluruz.

Serpil Çevikcan, Milliyet

Popüler İçerikler

Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"