Dr. İbrahim Uslu, Cumhuriyet'ten Sertaç Eş'in sorularını yanıtladı.
Uslu, “Tayyip Erdoğan’ın bir erken seçim kararı alabilecek durumda olup olmadığı ve normal süre içinde ekonomiyi düzeltme şansı var mı?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
'Ben ikisine de “hayır” cevabı veririm elimizdeki verilere bakarak değerlendirdiğimde, ki mütemadiyen bunu da yapıyoruz. Şimdi birincisi, ekonominin yapısal sorunları var. Sayın Cumhurbaşkanı, Berat Albayrak görevden ayrıldıktan sonraki ilk grup toplantısında bir yön haritasından bahsetti. “Ekonomide belli sorunlar var, bunun farkındayız, çözüm yollarını da biliyoruz” demişti ve rasyonel ekonomi yaklaşımlarının parametreleriyle bir yol haritası ortaya koydu: Yatırım güven ortamını iyileştireceğiz, ekonomiyi şeffaflaştıracağız, kurumları güçlendireceğiz. Sadece yapısal reformlarla bu sorunu çözemeyiz, bunun için hukuk devletini güçlendirmemiz gerektiğinin de bilincindeyiz, yabancı yatırımcılara her türlü hukuki güvenceyi vereceğiz. Fakat daha sonra bu reformlardan vazgeçti. Çünkü orada bir paradoksla karşı karşıya kalıyor Erdoğan. O yapısal reformları yaptığında, bu sefer bu yönetim anlayışı içerisinde iktidarını sürdüremiyor. Ya güçsüz kurumların ama güçlü liderin olduğu bir modelle yöneteceksiniz ülkeyi, ya da esas performansın kurumlar üzerinden gerçekleştiği modelle yöneteceksiniz. Bu çelişkiyi aşamadık. Bir süre sonra bu paradoksla karşı karşıya kaldı ve bildiğimiz modeli tercih etti. Tek başına liderin güçlü olduğu ve bütün gücü kontrol ettiği yönetim modeli içerisinde bu ekonomik sorunların çözülmesine imkân yok. Öyle olunca, nesnel analiz yapan ekonomist Türkiye’nin bu sorunları kısa sürede aşabileceğini düşünmüyor. 2014’ten bu yana Türkiye sürekli küçülüyor, yoksullaşıyor. Sorun yalnızca Türkiye’nin enflasyonu değil, bir de Amerika’nın enflasyonu var.
- - Büyük sarsılma da o yüzden galiba…
'Aynen öyle… Bu yönetim anlayışının toplumsal maliyetini, bedelini ödüyoruz. Erdoğan’ın bu anlayıştan vazgeçeceğini zannetmiyorum. Çünkü kaybetmeyi göze aldım demektir.'
Biz 2022'yi nasıl çıkaracağız onu düşünüyorum. Bir kaç gün önce bakkal ile ekonomiyi tartışıyoruz. Adam haftada 190 ekmek satarken şimdi bu sayı 50'ye düşmüş. Dün akşam dışarıdan bir şey söylememek için tost yapıp kendimi şımartayım dedim, uygun diye aldığımız kaşarın tadı yok. Sadece ekmeğin hissi var ağızda o kadar. Gerçi evimizde olan buz dolabı şahlanan ekonominin göstergesiydi değil mi?!