HESABINI VERECEĞİZ
Kaynak tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, parlamentoya sunulan bütçeyi değil vaatleri açıkladıklarına işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların tek tek hesabı yapıldı, getirebilecekleri yükleri hesaplandı. GSYİH yüzde 2.9 yük olduğu, bunu da zaten Türkiye’nin rahatlıkla kaldırabileceği görüldü. Onların yapamadığı hesapları biz yaptık. Hesap verme konusunda yeni bir düzenleme getiriyoruz. Meclis İçtüzüğü’nü değiştirerek kesin hesap komisyonu kuruyoruz. İktidarımızda AKP, anamuhalefet olursa kesin hesap komisyonu başkanı muhalefetten olacak ve biz hesap vereceğiz.
DEMOKRATİKLEŞME ŞART
Bir demokrasi tanımı da yaptım seçim bildirgesinin sunuluşunda, dedim ki ‘Demokrasi 4 yılda bir gidip sandığa oy atmak değildir, aynı zamanda sıcak siyasetin doğrudan müdahale edemeyeceği alanların genişletilmesidir’. Demokrasinin yerleşmesi ve kökleşmesinin nedeni bu kurumların kendi kültürlerinin olmasıdır. Biz bu kurumları yok ettik. En tipik örneği merkez bankası’dır.
Doğrudan Merkez Bankası’nın araçlarına müdahale ettik. Hedef verebilirsiniz ama bu hedefi gerçekleştirmek için onun uyguladığı araçlara müdahale ederseniz orada demokrasi olmaz ve demokrasi derinleşmez. AKP’nin ‘Her şeyi ben bilirim, ben yaparım ve devletin bütün kurumları siyasal iktidara hizmet etmelidir’ anlayışı demokrasiye darbe vuruyor. Hiçbir dönem cumhurbaşkanları kalkıp Merkez Bankası Başkanı ve yönetimini hedef alıp ‘niye faizi indirmiyorsunuz’ demedi. AKP ilk kez devletle siyasal iktidarı aynı olarak düşünmeye başladı. Devletle siyasal iktidarın ayrı olması lazım.
PARALEL İÇİN ÖZÜR DİLESİNLER
Baştan beri söyledim. Devletin içinde paralel bir yapı olmaz. Devletin bir yapısı vardır, herkesin buna uygun hareket etmesi lazım. Devletin içinde bir yapı varsa kimler oluşturdu; önce onların bir hesap vermesi lazım. Hesap verme konumunda olanlar ‘Bizi aldattılar, kandırdılar’ diyorsa o zaman geriye dönüp yaptıkları işlerden dolayı halktan özür dilemeleri, yaptıkları işi düzeltmeleri gerekiyor.”