2021'in son gece yarısında elektrik, doğalgaz, akaryakıt, köprü ve otoyollara gelen zamları sıralayan Kılıçdaroğlu, “Bu iş artık siyasetten çıkmıştır. Bu iş makroekonomik verileri konuşmaktan da çıkmıştır. Artık Türkiye'de ekonomi para ile ilgili olmaktan bile çıktı. Kimse para kazanmıyor bu ülkede. Artık bizde ekonomi; masaya ekmek koyup koymamakla ilgilidir. Mesele artık iç ekonomidir. Yani hanenin sofrasıdır.” şeklinde konuştu.
Toplumun yapıtaşının ailenin sofrası olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “O sofrayı ne pahasına olursa olsun korumak zorundayız. Erdoğan Türkiyesi'nde, özellikle tek çalışanlı, ev hanımlı aileler yıkımın eşiğindedir. Bu hanelerimizin insanları artık güvende değildir. Buradan ilan ediyorum: Birincil önceliğim, hane ekonomisini, yani iç ekonomiyi korumak olacaktır. Kadınların ekonomik sorunlarını, politika çabalarımızın en önünde tutacağım. Ama önce burada hanenin yükünü taşıyan, ev içi emek veren kadınlar, yani kısaca ev hanımları var. Önce onları dinleyelim; ne yaşadıklarını, Türkiye kendilerinden dinlesin.” diyerek sözlerini tamamladı.
Ardından kürsüye gelen bir ev kadını, şöyle dert yandı:
“Evimde tenceremi kaynatamıyorum. Geçinemiyoruz. Aldığımız bir maaşla ocağımızı yakamıyoruz, doğalgazımızı kullanamıyoruz, ısınamıyoruz, yiyemiyoruz, market önünden geçemiyoruz canımız bir şey çekecek de alamayacağız diye, pazara uğrayamıyoruz, geçinemiyoruz. İnanın geçinemiyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık. Kira ödüyoruz. Masraflarımız çok; çocuklarımız okuyor, ihtiyaçları oluyor. Evimizi döndüremiyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık. Bir karanlıktayız biz.
Bize yardım edecek bir el bulamıyoruz. Gerçekten çok zor durumdayız. Biz çocuklarımıza mahcup oluyoruz, çocuklarımız bize mahcup oluyor. İş yok, çocuklarımız işsiz. Bir maaşla evi döndüremiyoruz. Tencerelerimiz boş. Evimizi döndürmemize yardımcı olun, bize destek olun. Bize iş verin, çocuklarımız boşta kalmasın. Tenceremizi kaynatalım, konuya komşuya boynumuzu bükmeyelim.”
Bir başka ev kadını da geçim zorluğundan bahsederek şu ifadeleri kullandı:
“Yaşadıklarımdan hiç memnun değilim. Ki bu gidişle zaten memnuniyet diye bir şey de olmayacak. Sürekli karanlığa gidiyoruz. İktidara sesleniyorum: Artık yeter. Güzel yaşamak bizim de hakkımız. Bu hakka sahip olmayı istiyorum. ‘Yeter artık' diyorum, isyan ediyorum. Benim de işsiz bir evladım var. Kirada oturuyorum. Çok zor şartlarda yaşıyorum. Bir an önce umutlarımızın elimize verilmesini iktidardan talep ediyorum.”
Diğer ev kadını da hayat pahalılığına vurgu yaparak, şöyle konuştu:
“Bir emekli eşi olarak 2 bin 250 lira maaş ile geçinmeye çalışıyorum. Eşim engelli. Evime gıda alamıyorum. Akşam saatlerini bekliyoruz pazar alışverişi için, onu da yapamıyoruz. Markete gidemiyoruz. Eskiden bakkallarımız vardı, gidip ekmek yazdırabiliyorduk, yağ yazdırabiliyorduk. Şimdi o şansımız yok. Komşuların kapısını çalamıyoruz, ‘Bize bir damla yağ verin' diyemiyoruz. Eskiden kalan yağları yemeklerimize damlatmak zorunda kalıyoruz. Yeter artık. İnsan gibi yaşamak bizim de hakkımız. Başa gelecek insanların bize yardımcı olacağına inanıyorum. Yönetemiyorsanız gidin. Lütfen, rica ediyoruz. Gidin artık.”
3 çocuk annesi başka bir başka ev kadını ise şu açıklamada bulundu:
“Eşim özel sektörde çalışıyor, çocuklarım okuyor. Çocuklarıma istedikleri gibi eğitim aldıramıyorum. Hiçbir şey çocuklarımın istediği gibi olmuyor. Eşime yardımcı olmak için iş istedim, istediğim gibi iş de bulamıyorum.”
halkın sorunlarını görmezden gelen dilsiz şeytandır devam et başkan
Helal sana güzel hareket kemo🖖
seçimlerde yks nin önünde olacaktın sarı muhalefet lideri. rüzgar yapma burda