GÖÇ-DER diye bir dernek var. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen il ve ilçelerden 200 bin kişi göç etti. Kars'tan gelip Sur'da iş yapan bir kişi her şeyini kaybetmiş. Yazık günah değil mi? Türkiye bu hale nasıl geldi? Sevgili vatandaşım sen hiç düşünmeyecek misin? 14 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar, bu vebali kim çekecek? Bu soruyu vicdanına sor. Bir KOBİ'nin aktardıkları: '30 yıllık esnafım. Bu zamana kadar yalancı olmadık, bundan sonra olacağız. Borçlarımızı ödeyemez durumdayız. Sorunlarımızı aktarmak istedik ama bizle görüşmüyorlar.' Niye görüşsünler, siz onların gözünde vatandaş değilsiniz ki? 'Şimdiye kadar düzgün ticaret yapıyorduk. Şimdi çaresisiz. Sur içi Türkiye'nin kalbi, bölgenin beynidir. Buradan Türkiye'ye etek üreten tek firmayız. Tüm bölgelere etek üretiyoruz. Çamaşır üretiyoruz. 30-40 bin liralık kaybımızı değil, haysiyetimizi düşünüyoruz. Bugüne kadar kimseye borçlanmadık, şimdi borçlarımızı düşünüyoruz. Kimsenin ekonomik anlamda sıkıntısı yok, sıkıntı içinde olan biziz.' Siz Kırklar Meclisi kurdunuz randevu istediniz, onlar vermedi. Sizin bize oy vermediğinizi biliyoruz, ama biz sizin ayağınıza heyet gönderdik. Kendisi sorun olan bir siyasal iktidar ülkenin sorunlarını çözemez. Sur Platformu valiliğe dilekçe veriyor. 'Vergi dairelerine borcumuzu ödeyemiyoruz. Bankalara borçlarımızı ödeyemiyoruz bari sicilimiz bozulmasın. Kiralarımızı ödeyemiyoruz. Bizim sorunlarımızı çözün' diyorlar. Biz bu ülkenin huzuru için çaba harcayan bir partiyiz. Biz büyük laflar edip, çark eden parti değiliz. Ne söylüyorsak kapı gibi arkasında duran partiyiz. Bölgenin, Türkiye'nin sorunlarını bilen partiyiz. 78 milyon vatandaşıma söylüyorum, hangi sorunun çözümünü merak ediyorsan bana yaz. Cevap vereceğiz.
Dış politika tam fiyasko
Dış politika tam bir fiyasko. Gençlere bir soru sordum, 'AKP'nin dış politikası nedir?' dedim. Vardı, komşularla sıfır sorundu. Evet şimdi komşumuz kalmadı. Hata üstüne hata yapıyoruz. Musul'a asker gönderdik, sanki Trabzon'a asker gönderdik. İzin aldın mı? Almadın, neden 'Biz büyük ülkeyiz.' 4 Aralık'ta kahraman gibi geziyorlar, bir gün sonra Irak Başbakanı çekilmenizi istiyor. 6 Aralık'ta Türkiye'ye 48 saat süre tanıyoruz diyor. Türkiye ültimatom alacak bir ülke midir? Hangi bilgi, birikimle bunu yapıorsunuz. 7 Aralık'ta Dışişleri Bakanı 'Davet üzerine gittik' diyor. 10 Aralık, durum kritik, müsteşarları Irak'a gönderiyorlar. Davutoğlu yine açıklama yapıyor 'Geri çekilmek söz konusu değil.' 11 Aralık bu sefer abisi Erdoğan konuşuyor, 'Davete icabet ettik.' 14 Aralık birliklerin bir kısmı tıpış tıpış geri çekildi. 15 Aralık Numan Kurtulmuş 'Geri çekilmedik' diyor. 16 Aralık ABD 'Tüm güçlerinizi geri çekin' diyor. Bizimkiler esas duruşta. 19 Aralık, Davutoğlu DEİK'te konuşuyor 'Askeri varlığımız sürecek' diyor. Şu hikmete bakın yine cumartesi günü Dışişleri Bakanlığı 'Geri çekileceğiz' diyor. Bunlar devlet mi yönetiyor? Bakkal bile daha iyi yönetir. Bakkallara haksızlık gibi düşünülmesin. Sen bunlardan daha iyi düşünüyorsun demek istiyorum. Bunlar sanıyorlar ki bir yalan atarız, millet yutar. Sanıyorlar ki diğer ülkeler de bunu yutar. Diğer ülkeler bunu yutmuyor. Sen Türkiye'nin onuruyla oynadın. Sen Türkiye'yi şamaroğlanına çevirdin. Ne yaptığının farkında mısın? Oradaki sıradan kabile reisi bile Türkiye'yi tehdit etmeye başladı. Bütün birikimleri çöp setine atıyorsun. Şimdi havuz medyası yazıyor, niye bizim askerlerimizi kabul etmiyorlar. Sor kendine, senin dış politikan yüzünden bu hale geldi. Senin yanlış politikaların Türkiye'yi bu noktaya getirdi. İtibarı sıfırlanan bir Türkiye var. Nasıl düzelteceğiz bunu, düzeltmek zorundayız.