'Saray yapacaksınız adalet dağıtacak, içine hakim, savcı koyacaksınız hukuk fakültelerinin arka kapısından mezun olanları... Siyasal iktidarın taleplerini yerine getiren kişiye, savcı ve hakim denmez. Hukukun üstünlüğüne göre karar veren kişi, hakim ve savcıdır. O rütbeleri, o giysileri giyip adalet dağıttığını sananlar, çocuklarına en kötü mirası bırakanlardır. O hakimlere ve savcılara sesleniyorum; yargıcın, yargının itibarını korumak istiyorsanız, adaletle karar vereceksiniz. Adalet kavramı soylu bir kavramdır. Adalet kavramını koruması gereken önce yargıcın, savcının kendisidir. O kavramı ayaklar altına alan bir yargıç yargıç değildir. Hepimizin üzerinde düşünmemiz gereken temel kavramları ayaklarımızın altına almamalıyız.'
'Çok üzgünüm'
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'in sıradan bir gazete olmadığını anlatarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
'Bir okuldur burası aynı zamanda. Her türlü düşüncenin özgürce filizlendiği bir yerdir Cumhuriyet. Bir gazeteyi, hukuku, düşünceyi, açıklama özgürlüğünü savunmayacaksak neyi savunacağız? Bunların olmadığı bir yerde demokrasiden mi söz edeceğiz? Çok üzgünüm. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde ben başka şeylerden söz etmeliydim. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde siz medya özgürlüğünün ayaklar altına alındığını gelip söylüyorsanız, Türkiye'nin geldiği noktayı hep beraber düşünmek zorundayız. Arkadaşlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağız, savunmak zorundayız.'
AA