Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 'direnme hakkı evrensel bir haktır. Baskıya zülme karşı direnmektir. İnancımızda da vardır. Zulme teslim olmak bizim kitabımızda yoktur' dedi.
Kılıçdaroğlu, parti grubunda yaptığı konuşmada hükümete yönelik sert eleştirilerde bulunurken, Şanlıurfa ziyaretinde gittiği bir çocuk hastanesinden fotoğrafları gösterdi.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
'MÜZEYYEN SENAR'A RAHMET DİLİYORUZ'
Yanık Ömer'i onun kadar güzel yorumlayan ikinci bir sanatçı hiç görmedim. Olağanüstü güzel bir sesi vardı. Biz hep sanatçıları öldükten sonra anarız. Ama aslında sanat bir toplumun yaşam kalitesini belirleyen temel unsurdur. Hani büyük önder diyor ya 'sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından birisi kopmuş demektir'
Eğer sanatı yüceltirsek emin olun tasada ve kıvançta beraber olan bir toplumu yeniden inşa etmiş oluruz. Kendinizi bir sinema salonunda düşünün. Bir film oynuyor. Cinsiyetimiz inancımız ne olursa olsun. o filmi izleyenlerin tamamı beraber hüzünlenirler, sevinirler. O nedenle sanat bir toplumu kaynaştıran en önemli unsurdur. Sanata ve sanatçıya her zaman değer vermek zorundayız. Elbette ki sanatçı toplumun aykırı insanıdır. O bizim önümüzde yürüyen insandır. O nedenle onun aykırı düşüncelerine de hep beraber saygı göstermek durumundayız. Bilim insanları sanatçılar bir toplumun entelektüel birikimini yansıtır. Bu vesileyle bir kez daha Müzeyyen Senar'a Allah'tan rahmet diliyoruz.
'MESAFEYİ SIFIRLAMAMIZ GEREKİYOR'
Evvel ki hafta Bursa’daydım. Geçen hafta sonu Şanlıurfa’daydım. Şanlıurfa’ya gititm, sohbet ettim konuştum. Değişik alanlara mekanlara girdim. Bir gerçeği gördük. Elinizi uzattığınız zaman insanları kazanıyorsunuz. Sohbet ettiğiniz zaman kazanıyorsunuz. Siyasetçiyle vatandaş arasındaki mesafeyi sıfırlamamız gerekiyor. Onların yanında sorunlarıyla beraber çözüm önereceksiniz. Yanında duracaksınız. Beraber konuşacaksınız. Şanlıurfa’nın bir özelliği var tabi, peygamberler şehridir Şanlıurfa. Dünyanın en zengin kültürünü bağrında yaşayan bir şehirdir. Harran Ovası, Şanlıurfa’da. Göbeklitepe de Şanlıurfa’da. Bunların içinde Şanlıurfa ne durumunda?
'SURİYELİLER 20 LİRAYA ÇALIŞIYOR'
Sabahın erken saatinde amele pazarı denen bir yere gittik. Şanlıurfalılar orada iş bekliyorlar. Birisi gelecek diyecek ki 'Gelin sizi şu işte çalıştıracağım.' Kaç lira? 60 lira. Hepiniz iş buluyor musunuz diye sordum, hayır Suriyelilerden sonra iş bulamıyoruz. Neden iş bulamıyorsunuz? Çünkü Suriyeliler 20 liraya çalışıyor, biz nasıl 60 liraya nasıl çalışalım… İnsanları açıkça açlığa mahkum ediyorsunuz. 8 saat 10 saat önemli değil diyor, yeter ki 60 lira alalım evimize parayla gidelim. Bu bile mümkün değil. şu soruyu tüm Şanlıurfalı kardeşimin kendisine sormak istiyorum. Suriye’yle bizim bir kavgamız yok. Suriyeli vatandaşla da hiçbir kavgamız yok. Tam tersine akrabalarımız onlar bizim. O zaman tablo nedir? Sorumlu kimdir? Suriye’yi kan gölüne çeviren kimdir? Hangi siyasi iktidar bunu yaptı, açlığa mahkum etti. 60 lirayı bile elinizden aldılar. Bunu düşünmelerini istiyorum. Bu tablonun arkasında net açık Adalet ve Kalkınma Partisi’ni görecekler.
'OY KULLANIRKEN...'
Oradan ayrıldım hayvan pazarına gittim. Oturduk sohbet ettik, dertlerini dinledik. Yine Şanlıurfalı kardeşlerime sesleniyorum. Bana söyledikleri için buradan sesleniyorum. Hiçbir AKP milletvekili, 10 AKP milletvekili var. Hiçbir AKP milletvekili hiçbir milletvekili CHP dışında bugüne kadar hayvan pazarına gidip vatandaşlarla konuşup onların dertlerini dinlememiş. İlk giden genel başkan CHP genel başkanı. Perişan olduk, mahvolduk diyorlar. 'Suriye sınırına bu hükümet neden sahip çıkmıyor' diyorlar. 'Yol geçen hanına döndük' diyorlar. Şikayetlerini ediyorlar. Bende onlara şunu söyledim. Madem ki bugüne kadar 12 milletvekili verdiniz, bir vekili bile CHP’ye vermediniz, önümüzdeki seçimlerde oy kullanırken 'Elinizi vicdanınıza koyarak oy kullanın' dedim.
'BU FATURAYI ŞANLIURFA ÖDÜYOR'
Oradan yaş meyve sebze haline gittik. Sayın başkana teşekkürlerimi sunuyorum. Oradaki vatandaşlarla oturup konuştuk, dertlerini dinledik. Aynı sorun onlarda da var. oradan çocuk hastanesine gittik. Çocuk hastanesine gelmeden önce Suriye ile ilgili Şanlıurfa’yla ilgili konulara değerlendirmek isterim. Dört yıldır Suriye’de iç savaş var. Bir milyon 700 bin Suriyeli Türkiye’de mülteci. Bunun 250 bini Şanlıurfa’da yaşıyor. 20 liraya iş buluyorlar, Şanlıurfalı aç. Bu faturayı kim ödüyor, Şanlıurfalı ödüyor. Hiçbir Şanlıurfalı Suriye’nin iş içine karışmaktan yana değil, kavgadan yana değil. ben Şanlıurfalılara söz veriyorum, CHP’lilerin iktidarında Ortadoğu’ya barışı getireceğiz, Türkiye Cumhuriyeti olarak, ben de Başbakan olarak. Asla ve asla savaştan kavgadan yana olmayacağım. İnsanları silahlandırmadan yana olmayacağım. Suriye’ye de Irak’a da her tarafa barışı getireceğim
'BABA OCAĞINA GERİ DÖN' DİYECEĞİZ
Suriyeli kardeşlerime diyeceğim ki, bir milyon 700 bin kardeşim, git kardeşim, baba ocağına geri dön, sana her türlü yardımı yapacağız. Sana şu ana kadar 5,5 milyar dolar harcadık, helali hoş olsun. Ama CHP iktidarında 'Suriye’ye huzur geldi, git kardeşim kendi ülkende çalış diyeceğiz.'
Sadece ihracattan Şanlıurfa’nın kaybı 81 milyon dolar, iş adamları perişan, esnaf da perişan. Bakın protesto edilen senet… Yüzde 21. 62 milyon, 62 trilyon Şanlıurfa’da. Türkiye ortalamasının iki katı. Niye protesto edilir, ödenemediği için. Adamın maddi gücü yerinde olsa ödemez mi, demek ki ödeyemiyor. Demek ki sıkıntı var. bu iktidar çözer mi? Hayır çözemez. Bu iktidarın zaten kendisi sorunun kaynağıdır. Çözümün odağı ve kaynağı CHP’dir herkes bilsin.
'BİRİ SORUNLARINIZI DİLE GETİRDİ Mİ?'
Ben diyorum bunların işi başka. Bunlar ayakkabı kutularını koruyorlar, vatandaşın derdiyle mi ilgilenecekler? GAP için özel kanun çıkardılar. İşsizlik sigortası fonundan da para aldılar. Onu da başka yerde harcadılar. GAP hala su bekliyor. O zaman sormak gerekir. 12 milletvekili verdiniz Şanlıurfalılar, birgüne bir gün bir milletvekili oy verdiğiniz milletvekili bir gün çıkıp da Şanlıurfa’nın sorunlarını dile getirdi mi? Hiç kimse getirmedi. Bizim bir milletvekilimiz bile yok, ama biz sorunlarınızı burada adam gibi söylüyoruz. O sorunları çözmek için de size söz veriyoruz.
Elektrikle ilgili şöyle bir sorunu var Urfalı çiftçinin. 'Devlet elektrik getirmişse 24 kuruştan' alıyorum diyor. Ama su yoksa, kuyuyu kazıyorum, elektrik hattını ben çekiyorum, benden de 90 kuruş alıyor. Niye alıyor diyor, 'beni niye cezalandırıyorum' diyor. Elektrikse masrafı ben yapmışım, o zaman benim elimi kolumu niye bağlıyorsun? Bunların görevi budur zaten. Bunlar vatandaşı sorunun içine atarlar. Sonra da ellerini havada tutarlar, bunlar sana el uzatmazlar. Sana uzanacak el halk partisinin elidir, CHP’nin elidir. Biz senin sorununu bire bir biliyoruz, yaşıyoruz.
'İŞTE DEVRİMİNİZ BU?'
Oradan çocuk hastanesine gittik. Size iki fotoğraf göstereceğim. Bu çocukların yattığı iki oda. Odalar altı metrekare. Odalarda 9 çocuk ve anneleri beraber tedavi görüyorlar. Diyorlardı ya sağlıkta devrim yaptık. İşte devriminiz bu sizin. Anneler diyor ki çocuklar zaten burada hasta olur. Hekimler yer yok diyorlar. Buradan özellikle bu hastanelerde çalışan, bütün hekim kardeşlerime ve sağlık çalışanlarına yürekten teşekkür etmek isterim. Onları hep beraber alkışlayalım. Kişi başına düşen doktor sayısında Şanlıurfa 81’nci sırada en geride.