Kıdem Tazminatı Fonu Hakkında Tarafların Görüşleri Nedir?

Kıdem tazminatı fonu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamasıyla yeniden Türkiye’nin gündeminde. Bakan Albayrak'ın yeni kıdem tazminatı sistemine ilişkin görüşleri almak ve ayrıntıları netleştirmek üzere tarafları bir araya getirmesi bekleniyor.  Fona ne kadar kesinti yapılacağı, sistemin kimleri kapsayacağı, birikmiş kıdem tazminatlarının durumu gibi temel parametreler hakkında paydaşların görüşleri alınacak. 

Son olarak 2017 yılında, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, tarafların görüşlerini almış, uzlaşma sağlanamayınca da konu gündemden çıkartılmıştı. 

Habertürk’ten Ahmet Kıvanç kıdem tazminatı fonuna ilişkin tarafların görüşlerini derledi.

Türk-İş: "Mevcut sistem devam etsin"

TÜRK-İŞ’in 2017 yılında bakanlığa gönderdiği görüş yazısının ana hatları şöyle:

  • Sorumluluk işverende: Kıdem tazminatının münhasıran işveren tarafından ödenmesi gerekir. İş Kanununa göre, işveren kıdem tazminatından doğan sorumluluğu şahıslara veya sigorta şirketlerine sigorta dahil ettiremez.

  • Kazanılmış hak: Kıdem tazminatı işçinin ödenmesi sonraya bırakılmış ücret parçası ve işçi için kazanılmış bir haktır.

  • Devam etsin: Açık talebimiz kıdem tazminatı müessesinin mevcut haliyle devam etmesi ancak bu haktan yararlanamayan işçilerin yararlanabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. 

  • Tazminatı ödemeyene ceza: Kıdem tazminatının tüm işçiler için işlevsel ve alınabilir bir hak haline gelebilmesi için etkin bir denetleme mekanizması geliştirilmeli, caydırıcı bir idari para cezası sistemi kurgulanmalıdır. İşçi, kıdem tazminatını alamadığını Bakanlığa beyan ettiğinde; banka kayıtları ile tazminat ödediğini ispat edemeyen her işveren için işçinin mağduriyeti ile orantılı bir idari para cezası verilmelidir. 

  • Kıdem garantisi: İflas eden veya ödeme aczi içinde bulunan işverenlerin yanında çalışan ve bu nedenle kıdem tazminatını alamayan işçilerin kıdem tazminatı alacaklarını, mevcut Ücret Garanti Fonundan almalarının yolu açılmalıdır.

  • Yılı doldurmayanlar: Çeşitli sebeplerle bir yıldan az süreli çalıştırılan işçiler çalıştıkları süre ile orantılı olarak kıdem tazminatlarını alabilmelidir.

DİSK: "Fona karşıyız"

DİSK de 2017 yılında bakanlığa gönderdiği görüş yazısında, kıdem tazminatının temel bir işçi hakkı olduğunu, temel özelliklerinin korunması ve aksayan yanlarının geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi. 

DİSK’in görüşleri özetle şöyle:

  • Geliştirilmeli: DİSK 80 yılı aşkın süredir yürürlükte olan ve temel işçi haklarından biri olan kıdem tazminatının korunmasından, tam anlamıyla uygulanmasından ve özellikle hak ediş ve erişim koşulları açısından geliştirilmesinden yanadır.

  • 30 gün: DİSK kıdem tazminatının bugün olduğu gibi işçinin brüt giydirilmiş son ücreti üzerinden en az 30 gün olarak korunmasından, toplu iş sözleşmeleri ile gün sayısını arttırma hakkının sürdürülmesinden ve tavan uygulamasının kaldırılmasından yanadır. 

  • İstifa eden de alsın:  DİSK, kıdem tazminatının hak ediş koşullarının iş sözleşmesinin sona eriş biçimlerine bağlanmasına karşıdır ve istifa dâhil, iş sözleşmesinin her türlü sona ermesinde ödenmesini savunmaktadır. 

  • Fona karşıyız: DİSK kıdem tazminatının fona devredilerek doğrudan bir işveren yükümlülüğü olmaktan çıkarılmasına karşıdır. 

  • Fona karşıyız: DİSK kıdem tazminatının fona devredilerek doğrudan bir işveren yükümlülüğü olmaktan çıkarılmasına karşıdır.

HAK-İŞ: "Devlet garantör olmalı"

HAK-İŞ de 2017 yılında bakanlığa gönderdiği yazıda, kıdem tazminatının işçi-işveren ilişkilerinde uzun yıllar mücadeleler ve karşılıklı çıkarlar dengesi içerisinde oluşmuş bir kurum olduğuna dikkat çekti. Bununla birlikte yoğun işe giriş çıkışlar dolayısıyla milyonlarca işçinin kıdem tazminatı alamadığını belirten HAK-İŞ ise önerilerini şöyle sıraladı:

  • Kıdem tazminatına erişim sorunu: İş Kanunu’nun 4. maddesi kapsamındakiler, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanlar, bir yıldan önce işten çıkartılanlar, kendi isteğiyle işten ayrılanlar kıdem tazminatı alamıyor. Kıdem tazminatı her ne kadar bir yıla karşılık 30 günlük ücret tutarında ise de tavan uygulaması nedeniyle çoğu işçi uygulamada 30 günün altında kıdem tazminatı alabiliyor.

  • Geriye gidiş mümkün değil: Mevcut kazanılmış menfaatlerden geriye gidişin mümkün olmadığı, gerek yukarıda sayılan problemlerin, ülke ekonomisinin dinamikleri dikkate alınarak kıdem tazminatı konusunda yapısal değişikliğe ve reforma mevcut hakları koruyarak sosyal diyaloğu ve katılımcılığı esas alarak tartışmaya ve destek olmaya hazırız.

  • 30 günlük ücret: Getirilecek kıdem tazminatı uygulamasının, işçilerin kazanılmış ve beklenti haklarına halel getirmemesi gerekir. Özellikle her bir yıl için asgari 30 günlük ücret tutarındaki kıdem tazminatı miktarı, geride kalan her yıl için tahakkuk ettirilerek mutlaka korunmalı.

  • Devlet garantisi: Ücret garanti fonundaki gibi iflas eden veya acz içinde bulunan işverenlerin kıdem tazminatı borçları yeni oluşturulacak yapı üzerinden ödenmeli. Sistemin devlet garantörlüğünde kurgulanması, getirilecek sistem için işçi nezdinde güven duygusunun oluşumuna katkı sağlayacaktır. Yeni sistem mademki işverenlerin yükünü hafifletmek ve sermaye birikimi için öngörülmektedir, o halde söz konusu risklere de işveren ve devlet katlanmalı ve işçilere kazanılmış haklar garanti edilmelidir.

TİSK: "15 güne indirilsin"

TİSK, 2017 yılında kıdem tazminatıyla ilgili açıklamasında, kıdem tazminatının ilk kez yürürlüğe girdiği 1936 yılından sonra işsizlik sigortası ve iş güvencesi fonksiyonlarını da üstlenerek zaman içerisinde ekonomi ve işletmeler için ağır bir yük haline geldiğini savundu. 

TİSK’in konuyla ilgili yaklaşımı özetle şu şekilde:

  • Mutabakat vurgusu: Kıdem tazminatının, işsizlik sigortası ve iş güvencesi ile bir bütün olarak ele alınması gerektiğine inanmakla birlikte, bu koşullarda önceliklerimizin farklı olması gerektiği görüşündeyiz. Dünya Bankası verilerine göre Türkiye, kıdem tazminatı yükünün ağırlığı bakımından ilk sırada. Mutabakat sağlanmadığı sürece kıdem tazminatında değişiklik yapılmamalıdır.

  • Sosyal sorun: Kamuoyunda genellikle fonun parasal yönü tartışılıyor. Kıdem tazminatının çalışma barışı, işçi ve işveren arasındaki sosyal dengelerin korunması, işyeri disiplini ve işyeri etiğinin oluşturulması gibi düzenleyici unsurları da bulunmaktadır. Bunlar dikkate alınmadan yapılacak düzenleme, işyerlerinde sosyal sorunlara yol açabilir.

  • 15 günlük ücrete indirilmeli: TİSK, 2011 yılındaki seçimlerin ardından milletvekillerine gönderdiği Türkiye’nin temel sorunlarına ilişkin yazıda ise “Kıdem tazminatı müessesesi kazanılmış haklar korunarak yeniden düzenlenmeli, işletmeler üzerindeki kıdem tazminatı yükü hafifletilmelidir. İster kıdem tazminatı fonu oluşturulsun, ister fon dışında farklı bir çözüm yolu bulunsun, yılda 30 günlük ücret üzerinden hesaplanan mevcut yük azami 15 günlük ücret tutarına indirilmelidir” görüşünü dile getirdi.

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
YORUMLAR
12.04.2019

Yakında tamamen maaşsız çalıştıracaklar bizi.

12.04.2019

doymadılar. gözleri hala kazandığımız üç beş kuruşta yazıktır günahtır. çekin ellerinizi cebimizden alın terimizden

12.04.2019

ayağımıza zincir de takın sıkıntı yok alıştık

TÜM YORUMLARI OKU (16)