İsviçre'deki müzakerelerin ilk turu 2016'da Mont Pelerin kasabasında 7-11 ve 20-21 Kasım'da iki turlu olarak gerçekleşti.
İlk turda Rum lider Nikos Anastasiadis, masada Türk tarafının açılımları karşısında zamana ihtiyacı olduğunu ifade etti ve bu tur sona erdi.
AA'nın haberine göre, ikinci turda da Rum tarafının aşırı taleplerde bulunması ve uzlaşmaz tavırlarından dolayı sonuç alınamadı, Rumlar masayı terk etti.
Liderler, 1 Aralık 2016'da BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin girişimleriyle Ada'da bir araya gelerek müzakerelere devam etme ve ocak ayında Kıbrıs ile ilgili uluslararası bir konferans gerçekleştirme kararı aldı.
Cenevre’de 2017'de 9-11 Ocak'taki yoğunlaştırılmış müzakerelerin ardından 12 Ocak’ta Kıbrıs’taki taraflar ve üç garantörün katılımıyla Türk tarafının müzakere sürecinin başından bu yana ısrarla üzerinde durduğu Beşli Konferans düzenlendi. Konferansta bu kez de Yunanistan hazır olmadığı gerekçesiyle bir hafta süre talebinde bulundu, 18 Ocak 2017'ye kadar ara verildi.
Taraflar bu kez uzmanlar ve teknik heyetlerin katılımıyla 18 Ocak'ta yeniden bir araya geldi.
Mont Pelerin'deki Beşli Konferans'ın ardından tarafların şubat başında dışişleri bakanları seviyesinde yeniden bir araya gelmesi ve süreci sonuca götürecek nihai kararın verilmesi öngörülüyordu.
Rum Meclisi, 10 Şubat 2017'de Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasını öngören Enosis referandumunun, yıl dönümünde okullarda kutlanması yönünde karar alarak Beşli Konferans'ın yeniden toplanmasının önüne geçti.
Türk tarafına göre Rumlar, bir kez daha 'masayı deviren taraf' oldu.
BM, 9 Haziran 2017'de aldığı kararla Kıbrıs müzakerelerinin 28 Haziran'da tekrar başlayacağını duyurdu.
7 Temmuz 2017'de dışişleri bakanlarının katılımıyla düzenlenen Kıbrıs Konferansı 'aşırı talepler' nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı.
Dönemin BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide'nin ara buluculuğunda Mayıs 2015'te yeniden başlayan ve 7 Temmuz 2017'de sonuçsuz kalan müzakereler, 'Ekonomi', 'Avrupa Birliği', 'Mülkiyet', 'Yönetim-Güç Paylaşımı', 'Toprak' ile 'Güvenlik ve Garantiler' olmak üzere altı temel başlıktan oluşuyordu.
İngiliz Sunday Express gazetesi İngiltere'nin KKTC'yi tanıyacağını iddia etti. Bu doğru çıkarsa küçük bir domino etkisi yaratabilir. KKTC'nin siyasi ve hukuki durumu güçlenir.
Geçen Kıbrıs'da ki türkler Ankara elini yakamızdan çek! Kıbrıs birleşsin gibi pankartlar falan açmıştı. Bence verin istediklerini. Güney zengin, güney ab üyesi. Kuzey ise hiç bir devlet tarafından tanınmayan piyon bir devlet, o yüzden birleşmek istemekte de haklılar. Haa Rum tarafı birleşmeyi ne kadar ister onu bilemem ama Güney zamanında bizden koptunuz şimdi biz zengin siz fakirken geri gelmek istiyorsunuz da diyebilir.