Girne'de bulunan Mavi Köşk, sıradan köşklerin hiçbirine benzemiyor. Onu diğer köşklerden ayıran ise efsanevi hikayesi.
Girne'de bulunan Mavi Köşk, sıradan köşklerin hiçbirine benzemiyor. Onu diğer köşklerden ayıran ise efsanevi hikayesi.
Çalışma odasının kapısı özel bir açılma sistemine sahip, odanın perdeleri ses geçirmez özellikte, yatağının baş ucunda bile tünellere açılan bir kapı var. Güvenlik için her şeyi düşünmüş. Başına bir şey gelmesinden öyle çok korkuyor ki sanırım, ibadet ettiği odanın tüm duvarları aynadan oluşuyor. Böylece arkasından bir tehlike geldiğinde görüp müdahale edebilecekti.
Hatta anlatılanlara göre, efsane İtalyan oyuncu Sophia Loren'de bu evde kalmış ve havuzda süt banyosu yapmış.
Mevsime göre renk değiştiren, bukalemun derisinden yapılmış içki dolabı, 24 saat ağzından şarap akan aslanlı çeşme, kristal şarap bardakları, oturduktan bir süre sonra duvar kadar sert hale gelip, uykunun gelmesini engelleyen sandalye... Paolides gerçek bir lüks düşkünü.
Bu efsanelerden birisine göre, Paolides, köşkü mimar bir arkadaşına yaptırmış. Köşk yapıldıktan sonra da köşke dair tüm planları, kaçış noktalarını bildikleri için mimar arkadaşını ve diğer tüm işçileri öldürmüş.
Evde 13 oda var, havuzda 13 musluk var. Hatta kimileri evin, yukarıdan bakıldığında 13 sayısına benzediğini söylüyor.
Bahçesinde bulunan özel bir noktada durup bir şeyler söylediğinizde ise sesiniz yankılanıyor, fakat sadece sizin kulağınızda.
Tablonun özelliği, odanın neresinde olursanız olun, Meryem Ana'nın gözlerinin ve ayaklarının size dönük olması. Odada kaç kişi olursa olsun, hepsi tabloyu bu şekilde görüyor.
Ancak ne yazık ki 1986 yılında mafya tarafından öldürülmüş.
Kıbrısta çekilen zulüm zamanlarında bu adam zevk içinde yaşarken. Dönemin terör örgütü EOKA ya silah temin eden biri için ‘’ Ne yazık ki 1986 da mafya tarafından öldürüldü’’ demek hem atlarınıza hem de tarihine yapılmış büyük bir gaftır. Unutmayın ki burası bir ibret müzesi.
"Ancak ne yazık ki 1986 yılında mafya tarafından öldürülmüş" cümlesindeki "ne yazık ki" ifadesini anlamak mümkün değil, Rumlara, Türklere karşı kullanmaları için silah temin eden adamın ölümü neden ne yazık ki diye verilir ?
Bu evi bu kadar anlatmışsın da, deprem anında evden ayrılan ve zarar görmeyen odayı niye atladın? Ayrıca o süt havuzunda Ajda Pekkan'ın da yıkanmış olması hepsinden daha ilginç bir bilgi.....