Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs sorunuyla ilgili '50 yıldır dünyada süregelen
ihtilafların sayısı yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla bu işin
çözülmesinin zamanı çoktan gelmiştir ve geçmektedir' dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kıbrıs sorununun, Rumlar'ınKıbrıs Türkleri'ni, 1960'da kurulan ortaklık devletinden dışlama, Ada'da birlikte yaşama ve Ada'yı birlikte yönetme mutabakatını terk ederek, devleti gasp etmeye çalıştıkları 1963'ten bu yana uluslararası toplumun gündeminde olduğunu belirterek, '50 yıldır dünyada süregelen ihtilafların sayısı yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla bu işin çözülmesinin zamanı çoktan gelmiştir ve geçmektedir' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törene katıldı.
İstiklal Marşı ile başlayan törende, Gül ve Eroğlu, üstü açık askeri bir araçla alandaki vatandaşları selamladı.
Törende, Yavuz Çıkartma Plajı'ndan genç atletler tarafından getirilen Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC bayrakları Gül ve Eroğlu'na takdim edildi. Gençlerin öperek verdiği bayrakları, Gül ve Eroğlu da öperek teslim aldı.
Cumhurbaşkanı Gül, törende yaptığı konuşmaya, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'nın 40'ıncı yıl dönümünde KKTC'de bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başladı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 11'inci cumhurbaşkanı olarak 2007'de ilk yurt dışı ziyareti için Lefkoşa'ya geldiğini anımsatan Gül, görev süresinin bitimine kısa süre kala son yurt dışı ziyaretini de KKTC'ye yapmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.
20 Temmuz Barış Harekatı'nın bu tarihi yıl dönümünde ana vatan Türkiye olarak Kıbrıslı Türkler'in sevinç ve coşkusunun gönülden paylaşıldığını vurgulayan Gül, harekatın Kıbrıs tarihinde dönüm noktası olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, 'Kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanan Kıbrıslı Türkü hedef alan baskı, terör ve insanlık dışı sindirme harekatlarına son veren Barış Harekatı, Kıbrıs Türk halkını zulümden kurtararak özgürlük ve refaha kavuşturmuş, geleceğe güvenle bakmasını sağlamıştır. 20 Temmuz tarihi, Kıbrıs Türk halkının barış ve güvenlik ideali doğrultusunda eşit statü, hak ve hukukun korunması ve kollanması yönünde gösterilen kararlılığın hatırlanması için bir vesiledir. 20 Temmuz 1974'te Girne kıyılarında tutuşan meşale,Kıbrıs Türk halkının yolunu aydınlatmış, geleceğe güvenle bakmasını sağlamıştır' diye konuştu.
Harekat kararını alan devlet büyüklerine şükran
Ada'da, 40 yıldır barış ve huzurun hakim olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, 'Özellikle Ortadoğu ve Akdeniz'in şiddet, terör ve sıcak çatışmalara sahne olduğu günümüzde bunun değerinin herkes tarafından bilinmesi gerekir' dedi.
Türkiye'nin, garantör olarak o gün dünyaya Kıbrıs Türkü'nün yalnız olmadığını ve yalnız bırakılmayacağını gösterdiğine işaret eden Gül, Türkiye Cumhuriyeti'nin harekat kararını alan devlet büyüklerine, komutanlarına şükranlarını sundu, hayatta olmayanlara rahmet diledi.
KKTC'nin kat ettiği mesafe hepimiz için gurur kaynağı
Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükler uyarınca gerçekleştirilen Barış Harekatı'nın, Türkiye'nin Kıbrıs Türkü'nü her koşulda, her zeminde koruma yönündeki azim ve kararlılığını gösterdiğine, aynı zamanda derin acıların tekrarlanmasına izin verilmeyeceğinin de taahhüdü olduğuna dikkati çeken Gül, sözlerine şöyle devam etti:
'1964'ten bu yana yarım asırlık hak ve eşitlik mücadelesinde nice badireler atlatan ve nice zorluklara göğüs geren Kıbrıs Türkü'nün sabrı ve dirayeti, ayrılmaz parçası olduğu Türk ulusu için gurur kaynağıdır. Kıbrıs Türk halkı, yaşanan tüm zorluklara rağmen toplumsal varlığını korumakla kalmayıp, kendi devletini kurmuş ve ona sahip çıkmıştır. Bugün KKTC, demokrasisi, hukuku, düzeni ve tüm kurumlarıyla işleyen bir ülke ve örnek bir devlettir. KKTC'nin karşılaşılan tüm güçlüklere rağmen Türkiye'nin de desteğiyle siyasi ve ekonomik alanlarda bugüne kadar kat ettiği mesafe hepimiz için gurur kaynağıdır. Bu, bizlere önümüzdeki sorunları aşmak için de gerekli kudret ve kararlılığı sağlamaktadır. Bizi bu noktaya getiren fikir ve gönül birliğimiz ile milli davaya olan inancımızı koruduğumuz sürece, aşamayacağımız hiçbir engel yoktur.
Eşitlik ve özgürlük mücadelesinin devam ettiği tüm bu süreçte Türkiye ve KKTC, Kıbrıs meselesinin adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması için samimiyetle çaba sarf etmiş, üzerlerine düşen her türlü fedakarlığı yapmışlardır. Türk tarafı olarak bugüne kadar ortak milli davamızı azim ve inançla belli bir noktaya getirmiş bulunuyoruz. Kıbrıs Türkleri'nin bundan geri adım atmasını, Ada'nın ortak sahibi olmaktan vazgeçmesini ve bir Rum devletinde azınlık olarak yaşamayı kabul etmesini kimse beklememelidir.'
BM Barış Gücü'nün 50 yıldır Ada'da olduğu hatırlanmalı
Cumhurbaşkanı Gül, BM Barış Gücü'nün, Kıbrıs Türkleri'ni Rum saldırılarına karşı korumak amacıyla Ada'ya konuşlandırılmasının Mart ayında 50'nci yılı olacağını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
'Dile kolay yarım asır önce bu adada Kıbrıs Türkleri büyük bir sıkıntı içinde olduğu için BM Barış Gücü'nü göndermiştir ve 50 yıldır Barış Gücü bu adadadır. Bu gerçek bilinmeden, bu gerçek hatırlanmadan Kıbrıs meselesinin çözümü de zor olur.
Kıbrıs sorunu, Rumlar'ın Kıbrıs Türkleri'ni, 1960'da kurulan ortaklık devletinden dışlama, Ada'da birlikte yaşama ve Ada'yı birlikte yönetme mutabakatını terk ederek, devleti gasp etmeye çalıştıkları 1963'ten bu yana uluslararası toplumun gündemindedir. 50 yıldır dünyada süre gelen ihtilafların sayısı yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla bu işin çözülmesinin zamanı çoktan gelmiştir ve geçmektedir.'
Muhabir: Eda Ünlü Özen | AA