Kıbrıs adası, 1489 yılında beri Venedik Cumhuriyeti'nin hakimiyeti altındaydı. Girit'ten sonra Venediklilerin en önemli denizaşırı topraklarından biriydi. Aynı zamanda ticaret yollarına yakınlığı ve pamuk, şeker gibi ürünlerin üretiminden kaynaklı pek çok devlet tarafından ele geçirilmek istenen bir bölgeydi. Hacca gitmek isteyen Müslümanların orada bulunan korsanlar tarafından durmadan saldırıya maruz kalmaları Osmanlı Devleti'ni sefer yapmaya zorladı.
Dönemin padişahı II. Selim, Kıbrıs'ın fethi için hazırlıklara başladı. Bu durum Venediklilerin kulağına gitti ve onlarda Kıbrıs ile Girit adalarının savunmalarını genişletmeye başladılar. 1570 yılında Osmanlı Devleti, Venediklilere bir elçi göndererek Kıbrıs'ın Osmanlılara verilmesini talep etti. Fakat bu istekleri reddedildi.
Bunun üzerine birkaç ay sonra Osmanlı donanması, 400'e yakın gemisi ve 100 bine yakın askeri ile yola çıktı. Kıbrıs adasının güneyinde bulunan Lamaka yakınlarından karaya çıktılar ve Lefkoşa'ya doğru yürümeye başladılar. Lefkoşa kuşatması 2 aya yakın sürdükten sonra Osmanlı'nın galibiyeti ile son buldu. Papalık Devleti, Ceneviz ve İspanyol gemilerinin oluşturduğu Haçlı donanması, Venediklilere yardım için geldiler. Ancak Lefkoşa'nın düştüğü haberini aldıktan sonra geri döndüler. Daha sonra Girne, Gazimağusa da teker teker alındı. 1571 yılında II. Selim komutasındaki Osmanlı ordusu, Kıbrıs'ı fethetmiş oldu.