6 Şubatta Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde iki deprem 10 ilde etkili olurken, 1999 yılında yaşanan 17 Ağustos depremi sonrası toplumsal, güvenlik ve ekonomik alanlarda öncelik inşaat sektörüne verilmişti. Bu da yeni yapılacak konutların depreme karşı daha güvenli yapılacağı algısını yerleştirmişti. Diğer yandan da 2000 yılından önce yapılan yapıların çoğunluğunun da tehlike yarattığı biliniyordu. Ancak 4 gün önce yaşanan deprem gösterdi ki bunu ne ayrımı ne de zamanı vardı. Türkiye'nin güneydoğusunda açıklanana göre 6 bin 444 bina yıkıldı ki daha tespit çalışmalarında çok uzun bir yol olduğu biliniyor. Öncelik şu an can kurtarmak ve kurtulan canları yaşatmak olurken, uzmanların hasar tahminleriyse çok daha yüksek sayılar olunca gözler inşaatlara döndü.
Maliyete ek yükü yüzde 10 seviyesinde olur dediğiniz an bizimkileri kaybettiniz…. Bakımı yaptırsak ne olacak yıkılan evlerin depreme dayanıklı raporları yok muydu ? Bunu denetleyen kurum kim gerçekten depreme dayanıklı olduğunun tespitini ve ölçümlerini gerçek ve dürüstçe kim yapacak ???
burda birinci derecede suçlular belediyeler çünkü bir bina yapılırken yönetmeliğe uygun yapılip yapılmadığının denetimi belediyelerin sorumluluğunda ayrıca binalar kullanima açılınca kullanıciların meskende bina statiğini etkileyecek değişiklikler yapılıp yapılmadığını denetleyecek olan yine belediyelerdir her bir belediye 2001 yılındaki yönetmelik değişikliğinden sonra kendi döneminde yapılmış olan ve yıkilan binalardan bu binalarda hayatıni kaybedenlerden sorumlu tutulmalıdır
Niye yıkıldığını herkes biliyor. Sizin torpilli başkan yaptıklarınız para yedikleri için mührü basıp onay verdiler. Ucuza mal edip pahalıya satıp lüks içinde yaşayan pzevenklerin tuzu kuru olsun diye insanlar bebekler ölüyor . Allah havalesiniz! Yanacaksınız!