Kendisini Bir Osmanlı Vatandaşı Olarak Gören, Dünyanın En Zeki İnsanlarından Biriyle Tanışın: Nassim Taleb

Dünyaca ünlü yazar, borsacı, yatırımcı ve fikir insanı Nassim Taleb'i daha önce duymamış olabilirsiniz. Fakat bu konuda 'yalnız değilsiniz' diyerek içinizi rahatlatamayacağız zira kendisi dünya çapında üne sahip ve bu ünü zihinlerde devrim yapan fikirleriyle kazandı.

Gelin, kendisini bir Osmanlı vatandaşı olarak tanımlayan Taleb'i tanıyalım.

Lübnan doğumlu Taleb, hayatına bulunduğu coğrafyada görece şanslı başlayanlardan.

1960 yılında doğduğunda ailesinin kökleri sebebiyle Fransız vatandaşı olarak doğdu ve Beyrut'taki bir Fransız okulunda eğitim hayatına başladı, Fransa'da sürdürdü ve ABD'de yaptığı MBA ardından  da dünyanın sınırlarını zorlamaya başladı.

Sonrasında akademik kariyeriyle perçinlediği bu başarıların altında basit bir sebep yatıyordu aslında.

Taleb, Lübnan İç Savaşı'nın patlak verdiği sıralarda seçimini politik atmosferden uzakta kalmaktan yana kullanmıştı.

Onu başarılı bir geleceğe taşıyan bu kararıyla haftada neredeyse 60 saat boyunca finans üzerine okuyor ve yazıyordu. Tabii finansla ilgilenirken risk kavramını ve bu kavramın sadece ekonomik yansımaları olmadığını da kavramaya başladı.

Araştırmaları ve düşünsel rotası artık hayatta alınan riskler ve başarılı olmanın şartları üzerineydi.

Oxford'da ve diğer saygın okullarda verdiği dersleri sürdürürken yöneldiği farklı odaklar onu 'varsaydıklarımızı' sorgulamaya itti.

Doğada farkında olmadığımız düzensizlikleri görmezden gelmeye meyilliydik ve görmezden geldiklerimiz çoğu zaman dikkat kesildiklerimizden daha büyük etki yaratıyordu. Bu sebeple hayatın risklerine karşı her yönden kuvvetlenmek yerine haberleri okumak, hava durumuna bakmak, yani vakit kaybetmek Taleb'e göre aptallıktı.

Bu aptallığı yenebilmek için istatistik biliminin varsayımlarını sorgulamaya başladı.

İstatistikteki kurtosis kavramı yukarıda görüldüğü gibi bir dağılımın tepe noktalarının ölçümüyle ortaya çıkar. Düz bir çizginin orta kısmı ne kadar bombeliyse kurtosis o kadar yüksek, ne kadar eksene yakınsa o kadar düşük olarak hesaplanır.

Teoriyi bir kenara bırakacak olursak borsada risk hesabı yapılırken kurtosisin yüksek olduğu durumlar her zaman daha kazançlıdır. Öyle ki bu tip ekstrem yüksek oranlı durumlara 'şişman kuyruklu dağılım' denir.

Taleb yüksek kurtosis durumlarını hayata uyarlamış ve bu tip nadir durumların insanlık tarihinde de var olduğu, daha önemlisi böyle olayların tıpkı borsada olduğu gibi insanlığa da büyük etkiler yaratacak hacimde olduğunu söyler.

Taleb istatistikten sıyırdığı bu kavrama 'siyah kuğu' alegorisiyle imzasını atar.

Büyük etkiler yaratan olaylar çoğu zaman tahmin edilemez, beklenmedik şekillerde ortaya çıksa da bu olaylara beklenmedik diyerek işin içinden çıkmamayı savlar Taleb. Beklenmeyene hazır olmayı önerir ve bu öneride bir şiddet de vardır, Siyah Kuğu adıyla kitaplaştırdığı bu fikirlere göre başarılı olmak istiyorsanız beklenmeyene hazır olmalısınız.

İyiye doğru çizdiği yolda bir nevi 'paranoyaya' yer verirken Siyah Kuğularla karşılaşıldığında ihtiyaç hissedilecek alet çantasını da doldurmayı ihmal etmez.

Antikırılganlık adıyla yayınlanan kitabında kırılganlığı sadece daha çetin olarak çözmenin imkansızlığını, kırılganlıktan azade olmanın önemini anlatır. Binlerce yıldır belirli hatalara rağmen varlığını sürdüren biyolojik, ekonomik sistemlerin antikırılganlığa erişmesi sayesinde bu başarıya ulaştığını belirtir.

Birinci derecede önemli olan zihinsel antikırılganlığın reçetesini ise iyi bir eğitimden geçirmekten geri durur. Hatta üniversiteleri yukarıdan aşağıya bir bilgi akışı sundukları, eleştirelliği güdülemedikleri için eleştirir. Taleb meşhur kitabında tarihsel bir analiz yaparak insanlık tarihinde üniversite sıralarında, kuralları sürdürerek ortaya çıkmış ve devrimsel etki bırakabilmiş bir olay olmadığını söyler.

Belirlenmiş, sınırları çizilmiş yolları aşarak kendi kırılganlığımızı kendimiz yendiğimiz vakit bir atılım gerçekleştirebiliriz. 

Taleb'in akademiye olan bu eleştirisi Nobel Ekonomi Ödülü'nün iptaline dek uzanıyor.

Bundan 10 yıl önce Taleb Nobel Ekonomi Ödülü'nün başarısız ekonomik teorileri ödüllendirerek krizlerin ortaya çıkmasına zemin hazırladığı için iptal edilmesini önerdi. Hatta ödülün maddi kaynağı olan İsveç Merkez Bankası'nı toplu şekilde dava etmek için çağrıda bulundu ve sanıyoruz ki yetiştiği coğrafyanın, kimliğinin de verdiği mücadeleci ruhla ekledi: Kimse onları dava etmezse, bu işi yalnız yaparım!

Taleb bazılarına göre absürt görünen bu çağrıyı yapmadan önce 2007 finansal krizini öngörmüş ve aynı şekilde uyarmıştı.

Herkes iflas bayrağını çekerken o krizi öngörerek yaptığı yatırımlarla servetini kiye katlamıştı. Kültürel olarak kendini Batı'dan ziyade doğduğu coğrafyada hisseden Taleb'in söylediklerine kulak vermek gerek. 

Son olarak, bir fikir adamı olmasına rağmen kırılganlığı 'kıracak' bir diğer anahtar önerisini de paylaşalım.

Üniversite kürsüsünde teorik tartışmalar yürütürken ne kadar beyefendi ise bedensel kırılganlığı yenerken de o kadar vahşi, bunu da şiddetle öneriyor.

5 kitabıyla milyonlarca okura seslenen, dünya finans literatüründe ortaya attığı kavramlarla silinmez bir iz bırakan Taleb'i ve eğlenceli anlatımını birinci ağızdan okumak isterseniz kitaplarının büyük bir kısmı dilimize kazandırıldı.

Nassim Taleb'den kulaklara küpe olacak bir alıntıya kulak vererek sonlandıralım.

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
YORUMLAR
09.05.2018

İşin bizim için haber değeri taşıyan kısmını, yani kendini Osmanlı vatandaşı olarak görme kısmını atlamışsınız sanki içerikte. Ya da ben mi görmedim bilmiyorum.

09.05.2018

Pek etkilenmedim desem ayıp olmaz de mi ? Adam başarılı değişik biri ama ben etkilenmedim.

09.05.2018

başlık için tıklıyoruz içeriğini göremiyoruz boş zamanında durup clickbait yapıp nassim taleb i övmeyi mi düşünüyosun

TÜM YORUMLARI OKU (15)