Bazen hayatta her şey yolunda gitmeyebiliyor. Böyle anlarda kendimize inancımızı kaybedebiliyoruz. Ancak hiçbir zaman her şey bitmiş değil. Tekrar kendi ayaklarının üstünde doğrulman için önünde hiçbir engel yok. Sadece yapman gereken tek şey kendini yeniden keşfetmen. Nasıl mı? Bu felsefelerden birini veya birkaçını hayatına entegre ederek başlamaya ne dersin?
Hakuna Matata'yı çok sevdiğimiz Aslan Kral çizgi filminden bilsek de aslında o Afrika'ya özgü bir yaşam felsefesi. Anlamı 'Endişe etme', 'Hiç üzülme', 'Sıkıntı yok' telkinleriyle benzer. Özellikle Kenya ve Tanzanya'da popüler.
Elinde olmayan koşullarla hayatında bir şeyler yolunda gitmiyorsa Hakuna Matata!
Bir Alman felsefesi olan Gemütlichkeit, battaniye, bir fincan sıcak çikolata ve evinizin olduğu konforlu alanı tanımlıyor. Bazen her şey çok yorucu geliyorsa kabuğunuza çekilip size iyi gelen şeylere sığınmanızda hiçbir sorun olmadığını söylüyor. Çalışkanlığıyla ve disiplinle anılan Almanlarda bile böyle bir felsefe varsa uygulamak için bir an bile düşünmemek gerek. Öyle değil mi?
Carpe Diem'e Latin kültüründen çıkmış bir motto veya hayat felsefesi diyebiliriz. Bilmeyenler için söyleyelim, 'Anı yaşa' anlamına geliyor. Gündelik sıkıntıları kafana takma, geleceği zihninde kurgulama. Bırak, koyver gitsin. Anı yaşa...
Çünkü hayat düşünmeden yaşadığın anların toplamıdır.
'Buen Vivir' de Ekvador'da yaygın olan bir felsefe. Aslında çoğu kültürde ve dinde mevcut olan bir mesajdan yola çıkıyor. Anlamı 'İyi yaşam' olsa da felsefe daha çok 'Sahip olduklarına şükret!' anlamı taşıyor. Başta ailen, arkadaşların ve etrafında olan kişilerin varlığından şükran duymayı ve zor zamanlar geçirdiğinde onların varlığını düşünerek ayakta kalmanı öğütlüyor.
Son dönemlerde oldukça popüler olan Japon felsefesi, bize yaşam için bir neden sunuyor veya o nedene sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğini öğütlüyor. Türkçe'ye çevirince: 'Hayatını değerli kılan şey', 'Sabahları uyanmana sebep olan şey' anlamlarına geliyor. Japonya'daki insanların bu kadar uzun ömürlü olmalarının sebeplerinden biri de Ikigai'yi benimsemeleri olarak görülüyor.
Hawai'de yaygın olan bu felsefe 'Kendini Affetmek' anlamına geliyor. Yaşadıkların veya başına gelen şeyler için kendini suçlu hissedebilirsin. Ancak kendine ne kadar işkence çektirsen de boşa, günün sonunda yine kendinlesin.
Bu yüzden kendini affet, bedenini ve zihnini olumsuz anılar ve duygulardan arındır, her şeye silbaştan başla!
Bulgarcaya dilimizden geçen bir kelime. Bunu alıp felsefe haline getirmişler. Çok da güzel yapmışlar. Aylyak dilimizdeki 'aylak' kelimesinin Bulgaristan'daki karşılığı olsa da felsefesi biraz daha geniş anlamlar içeriyor. 'Aylyak' hiçbir şey için acele etmemeyi, hayatın tadını çıkarmak için aheste hareket etmemiz gerektiğini öğütlüyor. 'Zaman akıp gitse de hiçbir şey kaçmıyor. Sen de bir şeylere yetişmeye çalışma' diyor.
Japon kökenli olan 'Wabi-Sabi', kusurların, geçiciliğin ve doğal güzelliğin değerini anlamayı ifade eder. Mükemmeliyet arayışı yerine bütüncül, doğal güzelliği takdir etmeyi hedefler.
Fransızca'da 'Yaşam Sevinci' anlamına gelen bu ifade, hayattan zevk almayı, coşkuyla yaşamayı ve olumlu bir ruh halini ifade eder.
Hindistan kökenli bu kavram, şiddetsizlik ve sevgi prensiplerine dayanır. Tüm canlılara karşı sevgi ve hizmet anlamını taşır.
İsimler orjinalmis 😅 1-Hakuna Matata 🥳 2-Ho'oponopono 🥳
Hayatı anımsa anı yaşa 🥰