Kendini Göremeyenin Bedeni Büyür!

Uzun zamandır bu makaleyi bekleyenler var biliyorum. Nihayet sıra geldi. Bu yazıda ufak bir giriş yapalım istedim. Devamını bir sonraki makalemde açacağım.

Kilo almak, daha doğrusu istemediği halde kilo almak hemen herkesin, özellikle de kadınların korkulu rüyası. Bazen bile bile lades’lerle, bazen farkında bile olmadan usul usul gelip yapışan kilolar. 

Herkesin bir açıklaması var elbette: 'Hareketsizim, spora vaktim yok, stresliyim, diyet yapamıyorum, yemeyi seviyorum, bizde kilo genetik, annem-babam da kilolu… ' gibi ama işin özüne indiğimizde görünen nedenlerin altından asıl hazineler dökülüyor.

İşte bu makale işin özündeki nedenlerden birine ışık tutmak için.

Diğer nedenleri başta Hafiflemenin Kutsal Kitabı olmak üzere çok yerde yazdım, çok platformda anlattım. Güç tutkusu (ya da güçlü olmalıyım inancı), koruma/korunma ihtiyacı, kontrol güdüsü, hayata geçirilmemiş potansiyeller de kilo nedeni. Eğer sizde bunlardan biri ya da bir kaçı varsa bu durumları dengelemeden zaten kilo verme çabasına girişmeyin derim. 

Mutlaka başa dönersiniz, emeğinize yazık olmasın. Başarısızlık duygusunu boş yere deneyimlemeyin.

Evet bu makaleyi kilo nedenlerinden birinin fark edilmesi ve hatta çözülmesine hizmet etmesi için yazdım. Başlıkta da yazdığı gibi ‘Kendini görmeyenin bedeni büyür!’

Neden mi? 

İnsan ihtiyaçları ile var. Bu ihtiyaçları sınıflandıracak olursak Zihinsel, Bedensel ve Ruhsal olarak rahatlıkla ayırabiliriz.

Beden ihtiyaçları belli; İyi ve yeterli beslenme, kaliteli uyku, doğru hareket

Zihin ihtiyaçları; Pozitif düşünce, değişim, adaptasyon

Duygusal ihtiyaçlar; Anlaşılmak ve güvende olmak (ve aslında bu kadar)… Sevilmek, değer görmek, onaylanmak vs. de var diyebilirsiniz ama hepsi en nihayetinde 2 duyguda buluşur o nedenle uzatmadım. Yoksa mutluluk, huzur, en önemlisi neşe.. Liste uzar.

Ve duygusal ihtiyaçları karşılanmayan biri maalesef diğer ihtiyaçları karşılamakta da dengeyi yakalayamıyor maalesef. Bozulan dengeler de eninde sonunda kiloya çıkıyor.

Kendini görmek diye tariflediğim durum da duygusal ihtiyaçların karşılamasını anlatıyor! 

Sadece bu iki duygunuza bakın şimdi. 

Kendinizi anlaşılmış hissettiğiniz durumlar mı yoksa üzgün/kırgın/kızgın olduğunuzun anlaşılmadığı durumlar mı çoğunlukta hayatınızda?

Güvende olmak denince içinizde bir rahatlık mı yoksa kaslarınızda bir gerginlik mi bedeninizde hissediliyor? Belki de güvende olma duygusunu hissetmeyeli çok oldu, hatırlamanız gerekiyor.

Bu sorular bana zor diyorsanız en temelden başlayalım. 

Duygusal ihtiyaçlarınızın, duygu dünyanızda birikmiş yüklerin, “Bu ihtiyaçlarını fark et ve karşıla!” diye çırpınıp size kendisini göstermeye çalışan bedeninizin çığlığının farkında mısınız? 

Bir sonraki makalede duygu dünyamıza girelim mi ne dersiniz?

Herkese hafif, zinde ve neşeli günler diliyorum.

Instagram

Facebook

X

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı