Muğla’da, istiflediği mangal kömürü çuvallarının kaldırılmasını isteyen zabıta ekiplerine kızıp, üzerine benzin dökerek kendisini ateşe verip can veren Süleyman Ekici'nin oğlu Nuri ve kızı Gizem olayın sorumlularına dava açmaya hazırlanıyor. Hemşire olan Gizem, ''İşimden dolayı gittiğimiz olaylarda intihar eden şahıslarla konuştuğumuzda biz ikna etmeye çalışırız. Ama onlar elleri belinde izlemişler. Sebep olanlardan yargı önünde hesap soracağız'' dedi.
Marmaris’in Beldibi Mahallesi'nde, oğlu ile birlikte seyyar olarak sattıkları kömürleri istifledikleri arsanın belediyeye ait yeşil alan olduğunun ve bir an önce tahliye işlemlerinin yapılması gerektiğini beyan eden zabıtaların önünde üzerine benzin dökerek ateşleyen Süleyman Ekici, tedavi gördüğü hastanede olaydan bir gün sonra hayatını kaybederek toprağa verilmişti.
63 yaşında hayatını kaybeden Süleyman Ekici’nin aynı mesleği yapan oğlu Nuri Ekici ve 112 Acil servis görevlisi kızı Gizem Ekici olaya isyan etti. İki kardeş, sorumuların cezalandırılması için hukuk mücadelesi başlatacaklarını belirtti.
Olayın yaşandığı arsayı Osman Tuğcu isimli vatandaştan kiraladığını ve belediyeye ait olmadığını iddia eden oğlu Nuri Ekici, olayın şokunu hala üzerinden atamadığını dile getirdi. Ekici şunları kaydetti:
'Herkes soruyor, 'psikolojik sorunları var mıydı?' diye. Marmaris’te 12 yıldır tüm restoran ve otellere mangal kömürü verir, herkes çok sever, onlarla da sorunu asla yoktu, bir anlık cinnet geçirdi, hayatına mal oldu. Marmaris Belediyesi bu arazinin kendilerine ait olduğunu söylemiş. Bu arazi Osman Tuğcu’dan kiralanmıştır. Arazinin tapu senedi var. Ayrıca vergi dairesi ve esnaf odasına kayıtlı işletmeyiz.
Daha önce bir kolejin arka tarafında olan depomuz yıkılınca buraya geldik. Arsasını kiraladığımız Osman Tuğcu bize kömürleri koyacağımız yerleri bizzat gösterdi. 6 yıldır buradayız, 10-15 gün önce babamı buradan çıkarmak için belediye zabıta ve imar yetkilileri geldi. Babam, belediye başkanı ve yardımcıları ile görüşmek için 3-4 defa gitti ama bir türlü görüşemedi. Gelen zabıta ekiplerine 200 ton kömürün kısa sürede taşınamayacağını Temmuz ayına kadar süre vermelerini istedi. 'Arsa gerçekten belediyenin ise arazi kira bedeli ödemeye hazırım' dedi defalarca. Olayın yaşandığı gün babamla Karadenizliler Derneği’nde oturuyorduk. Zabıtalar aradı arsaya gelmesini istedi. 'Ben de geleyim' dedim, babam bana 'Sen gelme olacaksa bir iş öfkelisin, laf söylersin olmaz' dedi.
Tamam dedim, eve gittim. 20 dakika sonra hastaneden aradılar. Babam kendini yaktığı sırada zabıta ekipleri bekleyip öyle seyretmişler. Öğrendiğim kadarıyla elleri bellerinde 'yak bakalım yakabilecek misin' gibi cümleler söylemişler. Hastanede babam ağır yaralı iken 'Zabıtalara söyleyin bak yaktım kendimi, içleri artık rahat etsin' dedi. Babama çevredeki kişiler haricinde zabıta müdahale etmemiş. Hala bu yaşanılanlara aklım almıyor. Ben bu kömürleri ne yapayım şimdi benim babam gitti.'
Nuri Ekici 'Kız kardeşim devlet memuru, en son babam için kredi çekti, kömürlerimizi aldık ve hepimiz çok büyük zorluklarla bugünlere geldik. Şimdi babam gitti. Bu olayın kapanmaması için çok iyi bir ceza avukatı arıyorum. Marmaris Belediyesi yetkilileri ve arsa sahibi hakkında dava açacağım. Bu işin peşini bırakmam, hukuken ne gerekiyorsa yapacağım” dedi.
112 acil servis personeli olan hemşire Gizem Ekici ise “ Bugünlere çok zor şartlarla geldik. İşimden dolayı gittiğimiz olaylarda intihar eden şahıslarla konuştuğumuzda biz ikna etmeye çalışırız. Elinde benzin olan adam üzerine döke döke geliyorsa, ikna etmeye çalışırız ama onlar elleri bellerinde izlemişler öyle videolarda gördük içimiz yandı. Annem olayın hala şokunda keşke kömürleri yaksaydı da kendini yakmasaydı diye perişan halde. Babamızın kendini yakacak gibi bir sağlık sorunu asla yoktu, cinnet geçirmesine sebep olanlardan yargı önünde hesap soracağız ” şeklinde konuştu. Olayın görgü şahitlerinden ve arsa komşusu Bilal Doksal ise, şunları anlattı:
“Biz rahmetli ile komşuyduk ve sürekli görüşüyorduk. Olay günü benim yanıma geldi. Belediye başkanından randevu almış ama bir türlü görüşememiş. Zabıta ekipleri geldiğinde 'Bana süre verin bir anda bu kadar mangal kömürü taşınmaz' dedi. Hatta 'Belediye kira bedeli isteniyorsa öderim' dedi. Zabıta ekipleri telefonla amirlerini aradı ve 3 gün daha süre verdiklerini söyledi. Rahmetli burayı üç günde boşaltamayacağını sürenin yetmeyeceğini söyleyerek öfkelendi. O anda ne olduysa bir anda yaşandı. Hemen suyu açıp alevleri söndürmeye çalıştık, elini yüzünü yıkadık. Bu olay sonrası kendim arazi sahibi ile görüştüm. Rahmetli gibi duruma düşmeyelim burası senin mi dedik. Belediyenin değil kendisinin tapulu arazisi olduğunu söyledi. Rahmetli ile aynı mal sahibinde kira kontratımız ve sözleşmemiz mevcut. Çok üzücü bir olay idi. Herkes çok severdi” şeklinde konuştu.
Arsayı kiraladıkları şahıs Osman Tuğcu ise, Ekici ailesine 50 metrekarelik bir depo kiraladığını söyledi.
nerde gariban var yakasındasınız ey zabıtalar.
Türkiyede bu zabıta mesleğinin tamamen kalkması gerek ve ona göre yeni bir iş denetim kolu olması gerek ama bu denetim kolunda çalışacak bireylerinde piskolojik eğitim ve piskolojisinini yerinde olduğuna dair bir raporu olması gerek çünkü nerede emmici,memleketçi cahil sapkın şuhursuz cahil varsa zabıta olmuş ülkede aynı bekçiler gibi çünkü bir baltaya sap olamamış şuhursuz kişilerden oluşan bir meslek kolu.
Habere nasıl başlık atıyorsunuz amk. Biz de çocukları elleri belinde izlemişler sanıyoruz. Direkt yazsana zabıta eli belinde izlemiş diye.