Kendini Alman Prensesi Olarak Tanıtarak Soyluları Dolandıran Kadın: Mary Carleton'ın Akılalmaz Hayatı

06.11.2024 - 14:00

Mary Carleton, 1600'lü yıllarda 'Alman Prensesi' kimliğiyle İngiltere’de üst sınıftan birçok kişiyi dolandırdı. Onun hikayesi, sahtekarlığın ve insan kurnazlığının sınırlarını zorlayan türden!

Kaynak

Mary Moders, 1642 yılında Canterbury’de sıradan bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Babası bir keman sanatçısıydı. Mary genç yaşta bir ayakkabıcı ile evlendi ancak onu terk edip yeni bir hayata adım attı.

Ardından başka bir adamla evlenerek suç geçmişine adım atmış oldu. Bu evlilik, onun bir dolandırıcı olarak yükselişinde ilk adımdı.

Bir süre sonra Mary, Köln’e gitti ve orada soylu bir adamla ilişkiye girdi. Bu adam ona pahalı hediyeler alıp evlilik hazırlıklarına başlasa da Mary, tüm hediyeleri ve ev sahibinin parasını da alarak Almanya’yı terk etti.

Böylece Mary, sahtekarlık kariyerinde sınırları aşarak geri dönülmez bir yola girmiş oldu.

Mary, Londra’ya döndüğünde kendini "Prenses van Wolway" olarak tanıtmaya başladı. Kendini Köln'den bir prenses olarak tanıtarak birçok kişinin ilgisini çekmeyi başardı.

Bu sahte kimlikle cerrah John Carleton ile evlendi ancak kısa süre sonra gerçeğin ortaya çıkmasıyla mahkemeye çıkarıldı. Mary, kocasının da kendini soylu olarak tanıttığını iddia etti.

Her iki taraf, kendi hikayelerini savunmak için kitapçıklar yayımladı ve Mary sonunda suçsuz bulundu. Bu davanın ardından Mary’nin ünü daha da yayıldı.

Bu süreçte Mary, kendi hikayesini anlatan bir kitap yayımladı ve ardından hayatını konu alan bir tiyatro oyununda rol aldı. Mary artık sadece bir dolandırıcı değil, aynı zamanda ünlü bir karakter olmuştu.

Hayranları ona değerli hediyeler verirken Mary, onların güvenini kötüye kullanarak zenginliğini artırmaya devam etti.

Mary, farklı kimlikler ve zengin mirasçı yalanlarıyla birçok erkeği tuzağına düşürdü. Onlardan bir kısmı utançtan sustu, bir kısmı ise Mary’nin dolandırıcılığını ortaya çıkarmaya çalıştı.

Ancak Mary, her defasında bir yolunu bulup kaçmayı başardı.

Bir dönem Jamaika'ya sürgün edildiyse de oradan kaçıp Londra’ya döndü. Bu kez zengin bir genç kız gibi davranarak bir eczacıyla evlendi ve onun parasını çalarak yine kaçtı.

1672’de Mary, çalıntı eşyalarla yakalanıp Londra’da yargılandı. Cezasını çekmek üzere sürgüne gönderilmişken İngiltere'ye dönmesi, infazını kaçınılmaz hale getirdi.

1673 yılında, Tyburn'de kalabalığa son sözlerini söyleyerek idam edildi.

İlginizi çekebilir:

Osmanlı Padişahları Neden Türk Kadınlarla Değil de Yabancı Kadınlarla Evlendi?

Eskiden Nüfus Cüzdanlarına Kafa Kağıdı Denmesinin Ardında Yatan İlginç Tarih

Askeri Dehasıyla Bilinen Napolyon Bonapart'ın Tavşanlara Yenilmiş Olduğu Gerçeği