İnsan sıklıkla kendisini yüceltmeyi unutur, yerden yere vurur. Her insan zaman zaman kendine haksızlık eder. Ama bazıları bunu alışkanlık haline getirir. Astrolojik haritan bu eğilimin doğuştan gelip gelmediğini ya da ne zaman arttığını gösteriyor olabilir. İşte kendine haksızlık etmeyi bırakman gerektiğini gösteren astrolojik işaretler!
Hepimizin içinde bir iç ses vardır. Bazı günler motive eder, bazı günler ise adeta en acımasız eleştirmenimize dönüşür. Eğer bu sesi susturamıyor, kendine sürekli kusur bulan biriysen bunun sebebi sadece karakterin değil, doğum haritandaki bazı yerleşimler olabilir. Astroloji, kendinle olan ilişkindeki problemleri görünür kılar ve onları iyileştirmen için sana bir pusula sunar. Bu yazıda, kendine haksızlık etmeyi bırakman gerektiğini gösteren önemli astrolojik işaretleri keşfedeceksin. Ve belki de ilk kez, o iç sesi yumuşatmak için güçlü bir nedenin olacak.
Doğum haritandaki Satürn, eğer Güneş ya da Ay gibi kişisel gezegenlerle kare, karşıt ya da kavuşum yapıyorsa, bu senin için kronik bir öz eleştiri mekanizması yaratabilir. Özellikle çocukluk dönemlerinde, yeterince takdir görmemiş veya hep daha iyisi beklenmiş olabilirsin. Bu açıların getirdiği yük, 'ne yaparsam yapayım yeterli değilim' duygusuyla hayatına yayılır. Kendine çok sert davranma eğilimin, aslında içselleştirilmiş bir disiplin anlayışının ürünü.
Ne yapabilirsin?
Kendi gelişimini geçmişle kıyaslamak yerine, her gün bir adım ileriye gitmenin de yeterli olduğunu kendine hatırlat. Satürn sana baskı yapsa da, aslında senin potansiyeline olan inancını temsil eder.
Ay duygularımızı, güven ihtiyacımızı ve iç dünyamızı temsil eder. Oğlak veya Başak gibi “mantıklı” ve “disiplinli” burçlarda olduğunda, duygusal ihtiyaçlarını bastırmak, önceliği sorumluluklara vermek gibi eğilimler görülebilir. Bu kişiler genellikle başkalarının ihtiyaçlarını kendi duygularının önüne koyar. Zamanla, “benim üzülmeye hakkım yok” gibi bir iç inanç geliştirirler. Böyle bir harita yerleşimi, seni sürekli güçlü görünmeye ve hassas taraflarını saklamaya itebilir.
Ne yapabilirsin?
Hassasiyetin bir zayıflık değil, seni insan yapan temel özelliğindir. Kendi duygularına da tıpkı başkalarına gösterdiğin anlayış kadar alan tanımalısın.
Doğum haritanda 6. evde gezegen yoğunluğu varsa, muhtemelen başkaları için çalışmak, üretmek ve fayda sağlamak senin doğanda var. Ancak bu hizmet bilinci zamanla bir tür özveri tuzağına dönüşebilir. “Ben olmazsam kim yapacak?”, “önce başkaları mutlu olsun” gibi düşünceler, seni kendi ihtiyaçlarını geri plana itmeye zorlayabilir. Bu durum, uzun vadede tükenmişlik, değersizlik hissi ve içsel kırgınlıklara neden olur.
Ne yapabilirsin?
Kendine yardım etmeyi görev bilinciyle görmeye başla. Dinlenmek, geri çekilmek ya da birine “hayır” demek de hizmetin bir parçasıdır.
Bu yerleşim, ruhsal gelişiminin “biz” bilinciyle tamamlanacağını gösterir. Ancak geçmiş yaşamlardan ya da bu yaşamın ilk dönemlerinden gelen “her şeyi tek başıma halletmeliyim” düşüncesi seni sürekli yorar. Kararlarını başkalarını dinlemeden almak, destek istememek ve duygusal paylaşımda bulunmamak gibi davranış kalıpları, aslında senin hayatındaki dengesizliği besliyor olabilir.
Ne yapabilirsin?
İnsanlarla iş birliği kurmak, kendi sınırlarını ve ihtiyaçlarını ifade etmek senin büyüme alanın. Başkalarına güvenmeyi öğrenmek, kendine daha az yüklenmeni sağlar.
Satürn, Plüton ya da Mars gibi zorlu gezegenlerle Venüs'ün sert açıdaysa öz-değer algın zedelenmiş olabilir. Kendini yeterince güzel, değerli ya da sevilmeye layık hissetmeme durumu bu açıdan doğrudan bağlantılıdır.
Böyle biriysen, ilişkilerde kendini fazla feda edebilir, onay almak için uğraşabilir ya da dış görünüşünle ilgili kronik memnuniyetsizlik yaşayabilirsin.
Ne yapabilirsin?
Değerli olmak, başkalarının seni nasıl gördüğüyle değil; senin kendine nasıl davrandığınla ilgilidir. Her sabah ayna karşısında söylediğin sözleri sevgiyle seç.