Kendine Hakkını Ver

Bazı çok yönlü konular vardır ki insan bir yanından düşünse, öbür yanı eksik kalır. Takdir konusu da benim için böyle bir konu. Belki takdir konusuna çok önem verdiğimden, ara ara aklımın kuytu köşelerinden gelir ön saflara yerleşir. Önceki yazılarımdan birinde takdir etmenin önemine değinmiş ve yazımı şöyle bitirmiştim: “Yunus Emre’nin de dediği gibi yaratılanı sevelim Yaradan’dan ötürü. Hiçbir şeyde olamıyorsak da samimi övgü ve takdirde eli bol olalım, sevgili okur.” Başkalarını takdir etmek ve bu konuda eli açık olmak elbette çok önemli ama ben bu yazıdan sonra aklımın bir köşesinde hep başka bir soruyla cebelleştim. Peki, kendini takdir?

Başkalarına gösterdiğimiz hoşgörüyü, başkalarına bolca dağıttığımız ya da dağıtmaya gayret ettiğimiz takdiri kendimize ne kadar hak görüyoruz?

Çoğu zaman kendimizi bu konularda es geçiyoruz. Oysa bizim önce kendimize hakkımızı teslim etmemiz gerekir. 

Hepimiz zorlu yollardan geçiyoruz. Bir şeyler için çabalıyoruz, koşturuyoruz, yoruluyoruz, üzülüyoruz, başarılı oluyoruz ya da bazen başarısız oluyoruz. Her şeyden önce bu yaşam yolumuzu onurlandırıp kendimize saygı göstermemiz gerekir. Düştüğümüzde kalkabildiğimiz, başarılı olduğumuzda rehavete kapılmayı devam edebildiğimiz, her şeye rağmen yolumuzda ilerlediğimiz için kendimize saygı göstermeliyiz. Kendimizi takdir edebilmemizin ilk yolu kendimize saygı göstermektir. Evet, hata yaptık ve pek muhtemel ki gelecekte yine yapacağız. Önemli olan hiç hata yapmadan devam etmek değil, yaptığımız hatalardan öğrendiklerimizdir. Yaptığımız her hata daha iyi bir versiyonumuza ulaşmak için fırsattır. Geriye dönüp baktığımızda hatalarımızdan çıkardığımız dersler için de kendimizi takdir etmeliyiz. Pes etmedik çünkü. Dersimizi aldık ve yolumuza devam ettik. 

“Başkalarının yaptıklarına, söylediklerine ve düşündüklerine aldırış etmeyen, sadece iyi bir insan olmak için kendi yaptıklarıyla ilgilenen bir insan ne çok zaman kazanır.” – Marcus Aurelius

Bizler toplumsal olarak başkalarının düşüncelerini fazlaca önemsiyoruz. Öyle büyütülüyoruz çoğunlukla. “El alem ne der?” sözü Damokles'in kılıcı gibi tepemizde sallanıyor. Kim olduğunu asla bilmediğimiz bu el aleme göre kendimizi yargılıyoruz. İç sesimiz bile çoğu zaman el alemin sesi oluyor. Oysa kıymetli olan bizim kendi düşüncelerimiz, kendimizi nasıl görüp değerlendirdiğimizdir. Bizi sürekli yargılayan iç sesimizi olumlu bir sese dönüştürmek, iç sesimizle motive edici şeyler söylemek, kendimize karşı nazik olmak hem özgüvenimizi arttıracak hem de takdir edilecek yanlarımızı görmemizi sağlayacaktır. Bırakın el alem, el olarak kalsın. Siz kendinize sarılın. 

Başkalarının bizimle ilgili eleştirel düşüncelerine, yargılarına çok önem vererek büyümüş ve öyle yaşıyor olsak da garip bir biçimde başkalarının bizimle ilgili olumlu geri bildirimlerini, iltifatlarını, takdirlerini kabul etmekte zorlanırız. Sanki diğerleri bizim çok kilo aldığımızı söylediklerinde haklılar da forma girdiğimizi söylediklerinde kibarlık ediyorlar gibi gelir. Başkalarından gelen kabul ve takdiri almak da kendimizi takdir etme konusunda çok önemlidir. Biri bize, “Projen çok başarılı,” dediğinde, “Öyle sıradan bir proje işte,” demek yerine teşekkür edip bu övgüyü almalıyız. Ve zaman zaman aynaya bakıp başarılı projemiz için kendimizi takdir etmeliyiz. 

Hepimiz çok değerli varlıklarız, sevgili okur. Aldığımız ödüllerden, akademik başarılarımızdan, kurduğumuz iyi ilişkilerden bağımsız bir değerdir bu. Bu dünyaya gelmiş olmamız bize bu değeri verir. Bu dünyaya geldik ve hakkını vermeye çalışıyoruz. Ama büyük ama küçük bir sürü şey başardık. Hadi, tüm bu başarılarınız için takdir edin kendinizi. Omzunuza bir öpücük kondurun. 

Web

Instagram

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı