Kendini Çok Zeki Zannedenler: Siz de Sosyal Medya Lincinin Parçasısınız ve Farkında Bile Değilsiniz!

Herkes sosyal medyada 'linç kültürü' olduğunu söyleyip duruyor ama kaçımız farkında olmadan bu linçlere destek verdiğini kabul edebiliyor?

Linç kültürü sosyal medyayla hayatımıza giren, aslında özümüzde olmayan bir şey değil. Hep hayatımızdaydı.

Hatta öyle yüzlerce yıl değil, insanlık tarihi kadar eski bile diyebiliriz. Saçma kurallar da olsa topluluğun belirlediği kuralların aksini söyleyen yahut söyleme girişiminde bulunan kişiler her zaman tepki odağında oldu. Sosyal medyayla işin boyutu değişti ama 'linç etmenin' sebepleri hiç değişmedi.

Ve korkarız kim olduğunuz önemli değil, siz de eleştirdiğiniz bu lincin bir parçasısınız.

Önce sosyal medyada lincin değiştirdiği boyutu bir anlayalım. Bir kişi linç edildiğinde ne olur?

Onu alıntılayan, hedef gösteren paylaşımlar sel olur akar, milyonlarca kişi bu paylaşımları gerçekleştirir. Bir sosyal medya platformu için bu yoğun süreç sadece fırsat anlamına gelir, olan biten aslında bir trafik kazancıdır. Twitter'da kimin linç edildiği, Twitter'ı yönetenler tarafından merak edilmez ama bu lincin sürmesi onları şüphesiz mutlu edecektir.

Tek başına ziyaretçilerin dolanıp paylaşım yapması hangi sosyal medya platformu için yeterlidir? Hiçbiri! Asıl dert tık sayısı arttıkça reklamların artmasıdır.

Medeni paylaşımlar yapıp sakin sakin takılan kullanıcılar reklam geliri pek getirmez. Fakat kitlelerin dahil olduğu linçler her zaman kazandırır çünkü öfke tık kaynaklarının en kuvvetlisi. Burada oluşan ekonomi linçlerin doğuşunu, gelişimini ve yıkıcılığını her zaman destekler ama lince dahil olanların burada hiçbir kazancı yok. Aksine enerjileri, hayata olan sevgileri azalıyor. Lince uğrayan için ise işler çok daha zor.

Bunu bile bile herkes neden bu korkunç linçlere dahil oluyor? Acı gerçeği duyalım.

Birilerini ateşe atıp onu eleştirmek köy meydanında bir kişiyi suçundan dolayı taş yağmuruna tutmaktan pek farklı değil, çok net bir amacı var: Kişiyi daha ahlaklı hissettirmek. Lince katılanlar belki kendilerinin yapacağı bir paylaşımı başkası yaptı diye o kişiye hakaret yağdırmaktan çekinmez. 

Belki kişilerden biri linç ettiği davranışı zaten yapmıştır... Yine de lincin parçası olur.

Sürekli linç kokusu yayılan bir ortamda yeni şeyler duymanın imkanı da yok.

Sosyal medyada takipçilerimizin hoşuna gidecek ama bizim için hiçbir şey ifade etmeyecek şeyler paylaşmaya başlıyoruz, bu döngünün dışına çıkmaya çalışanlara ise asla acımıyoruz. 

Kabul görmek için gerçek fikirlerimizi hiçe sayıyoruz. Korkunç değil mi?

Peki hepimiz neden saçma da olsa linçlere katılacağız? Onu da anlatalım.

Sosyal medyadaki linçlerin tümü kişileri sindirme üzerine ve bu gerçekleştikten sonra herkes bir zafer hissiyle dolup taşıyor. Aslında hayatlarında hiçbir şey değişmedi, hiçbir gelişme olmadı ve daha da önemlisi linç edilen kişiyi susturmaktan başka bir şey yapmadı ama sahte zafer hissi linçlerin asıl sonucu.

Sahte zafer empati duygumuzu da beraberinde götürüyor. Karşımızda bir duvar varmış ve söylediğimiz her şeyi dinlemek zorundaymış gibi düşünüp acımasızca saldırıyoruz.

Ve hepimizin kıymet verdiği değerleri var. İlla ideolojik yahut inanç temelli olmasına gerek yok, sevdiğimiz bir kitap bile bizim için kıymetli.

Bir kişi kıymet verdiğimiz değerlerin aksini söylüyorsa ve birkaç kişi bu kişiyi eleştirmeye başladıysa biz de bu kalabalığa katılıyoruz. Çünkü kalabalıklaştıkça hangimizin vurduğu da gizlenmiş gibi hissediyoruz, bir anda anonimleşiyoruz. Her şey biz farkında bile olmadan gerçekleşiyor.

İyi bir amaca hizmet edip zafer kazandığımızı hissettiğimiz anda 'insan hata yapar' demeyi unutup bir lincin katılımcısı oluveriyoruz. Bundan kurtulmak çok zor ama bazılarımız bunu becerebiliyor. Siz onlardan biri misiniz?

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
TikTok Fenomenleri Çağla ve Cansu Arasında ‘Erkek’ Kavgası Çıktı: Cansu, Çağla’yı Silahla Vurdu
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
YORUMLAR
05.02.2020

Bizim insanimızda var bu huy. Eline sosyal medya geçti diye istediği her şeyi soyleyebilecegini düşünüyor (bu kişinin kendisine doğrudan bir zararı olmasa bile) "Sanane yaaa", "sen avukati mısın şu kişinin?" laflari da cabasi. Bazen boyleleri keske iyi bir lince uğrasa da ben gulsem kenardan diyorum. Bazilari kendi yasamadan anlamaz çünkü. Bir de instagramda falan "efso duyar" yazan 5 yaş zeka seviyesine sahip (5 yaşındaki çocuklardan özür diliyorum) mahlukatlar cıktı onlar da ayri bir olay zaten.

05.02.2020

Maalesef sadece bizim insanımızla sınırlı kalan bir durum değil. Uzak Doğuda ünlüler evlenince, sevgilisi olunca, sigara içince gibi devam edip nefes almaya varıncaya dek her konuda o kadar çok linç yiyorlar ki bir anda bir hiç uğruna bütün kariyerleri, hayatları yerle bir oluyor. Dünyanın her yanında iğrenç insanlar var bunun önüne de ancak adalet geçebilir ama o da bu dünyada yok.

Ünlü birini sadece sosyal medyadan yada tvden gördüğünüz kadarıyla biliyorsunuz ve sadece bir yada bir kaç hareketine yada sözüne bakarak linç ediyorsunuz. O kişinin karakterini bile bilmiyorsunuz aslında. Tanısanız belki çok daha farklı bir insan görebilirsiniz. Ama sosyal medyanın büyük bir çoğunluğunu oluşturan linççilerin hesaplarına bakarsanız birden çok daha fazla kişiyi linç ettiklerini görebilirsiniz. Kendileri gerçek hayatlarında çok iyi ahlaklı ve kibarmış gibi insanları linç ederken ne kadar çok kişi hakkında kötü söz söylediklerini, hakaret ettiklerini fark edemiyorlar. Linç ettikleri kişilerden belki de daha kötü olduklarını da farkedemiyorlar. Bence çok kötü bir durum. Böyle kişiler için üzülüyorum sadece.

06.02.2020

Sosyal medya; bir fikre hiç düşünmeden anti tez üreten, iki soru sorsan apışıp kalacak kendini çok akıllı zanneden ultra ileri(!) zekalılarla dolu bir yer. Bir kaç beğeni aldığında da artık o konunun uzmanı profesör.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ