Neyse biz romanımıza dönelim. Evet, 1908 yılının yaz aylarında Resneli Ahmed Niyazi adında bir kolağası, emrindeki birlikle dağa çıkar. Amacı bir an önce Meşrutiyet’in ilan edilmesi, 1878 yılında rafa kaldırılan anayasanın yeniden yürürlüğe konulmasıdır. Bu isyan Abdülhamit’i korkutur, derhal kendisine sadık Arnavut Şemsi Paşa’yı isyanı bastırması için Manastır’a yollar. Ama Şemsi Paşa geldiği Manastır’da Drahor Nehri kenarında Mülazım Atıf tarafından vurularak öldürülür. Böylece karşı devrim bastırılır. Resneli Niyazi ve İttihatçılar amaçlarına ulaşır. 23 Temmuz 1908’de Manastır’da, Selanik’te ve 24 Temmuz’da ise İstanbul’da Meşrutiyet ilan edilir. Meşrutiyet’in ilan edilmesine sebep olan isyanın gerçekleştiği dağları görmek için Ohri’den Resne’ye doğru bir yolculuk yaptım. Her yanı sık ağaçlarla kaplı kırk kilometrelik bu yolda giderken özgürlük için dağa çıkan askerlerin duygu ve düşüncelerini kafamda canlandırmaya çalıştım. O günden bu yana ülkemizde nelerin değiştiğini, nelerin değişmediğinin kısa bir muhasebesini yaptım. Dürüst olmak gerekirse, pek de umut verici sonuçlara ulaşmadığımı söylemeliyim.
Ama Resne’ye vardığımda hoş bir sürpriz bekliyordu beni. Resneli Ahmed Niyazi’nin konağı olduğu gibi duruyordu. Makedonya yönetimi kültür sanat merkezi yapmıştı bu görkemli konağı... Resneli Niyazi’nin hatırasına bir fotoğraf çektirmeden geçemedim. Romanım için yaptığım gezi elbette burada sonlanmıyor, hikâyenin İstanbul ayağını yazmadım. Evet, romandaki ikinci şehir İstanbul, o zamanki ismiyle Dersaadet. Belki başka bir yazıda romanımızın Dersaadet’te geçen bölümlerini de anlatırım. İster romanda, ister gerçek hayatta olsun hiçbir zaman seyahatsiz kalmamanız dileğiyle...
Adam sağlam yazıyor. Ne diyelim.
elle tutulur üç beş yazarımızdan biridir Ahmet Ümit. 2000'lerde en iyi Türkçe eser veren yazarların başındadır. yolculuk-hikaye-kurgu-gerçek-mistisizm-sürpriz dengesini çok başarılı tutturduğu için bir başkadır. devamını bekliyoruz.
Ahmet Ümit , kaleminden dökülen kelimeleri gerçekten nerede nasıl kullanacağını çok iyi biliyorsun.Seviyorum kitaplarının içindekileri yaşar gibi okumayı.