Yazım alanında çok kısa bir sürede çok uzun bir mesafe katetti. Kitap çevirileri, dergilerde ve gazetelerde yazılar, dil üzerine yazılar, tiyatro eleştirileri yazdı. Yaptığı işlerle her daim farkını ortaya koydu. Emile Zola, Charles Dickens, Flaubert, Auguste Comte, Gabriel Tarde gibi önemli yazarları Türk dünyasında tanıttı.
Romantizm yanlısı olan Tanzimat aydınlarını ve yazarlarını bilime ters düşmeleri açısından şiddetle eleştirdi. Dönemin bir diğer önemli kişisi Namık Kemal’le bile ters düşerek tartışmıştı. Onca aydın içinde sadece Ahmed Mithat Efendi tarafından onaylandı. Dolayısıyla tek destek gördüğü kişi de yine Ahmed Mithat'tı.
"Beşir Fuad, mektubunda ölümünün ona özgü olacağını çünkü son verme şansı olmasına rağmen devam ettireceğini ve bunu gerçekten istediğini göstermeyi istediğini arzuladığını yazdı." Onedio editörlerinin yazdıklarını tercüme edebilecek biri varsa onu da hemen işe alsınlar. Böyle olmuyo.
haftalardır bir intihar planlamaya çalışıyordum bu yöntem çok yattı kafama. ben edebiyat yapmayacağım beni ölüme sürükleyen bana ölümü sevdiren bana ölümü normalleştiren ve arzulatan bozuk düzenden adaletsizlkten ve geçim sıkıntısından bahsedeceğim. Bu yorumu tutun sizlere lazım olacak.
Okuduklarınız ilginizi çektiyse Orhan Okay'ın Beşir Fuad biyografisini tavsiye ederim. Gerçekten nev-i şahsına münhasır biriydi.