Kendi Borcunuza Dertlenirken, Dünya Size 217.000.000.000.000 Dolar Daha Borç Taktı!

Uluslararası Finans Enstitüsü’nün raporuna göre global borç 217 trilyon dolara ulaşmış durumda. 

Siz de “Valla benim tek kuruş borcum yok, devletler düşünsün” demeden önce bir kez daha düşünün.

Çünkü modern finans sistemiyle, herkesin bir şekilde borçlanabildiği bir dünyada yaşıyoruz. Peki buraya nasıl geldik ve bu 217 trilyon dolarlık borç ne anlama geliyor?

Detaylı bir izah için, Michael Snyder’a kulak veriyoruz.

Mevcut sistem bu dev borcu herkesin boynuna asmayı başarıyor. Devletlerin borçlanması, dünya üzerindeki hemen hemen herkesi bu borcun altına sokmuş oluyor.

Borç alan devletler belki anında batmıyor ama git gide fakirleşiyor. Devletler borç miktarlarını artırdıkça dengeyi kurmak için vergilere yükleniyor. Haliyle bu devasa borçların acısı yine vatandaşın cebinden çıkmış oluyor.

Vatandaş vergilerle devletin borç yükünü kurtarmaya çalışadursun, devletler refah için kaynakları zengin elitlere amade edercesine harcayarak paranın el değiştirmesini sağlıyor.

Bugünkü rekor seviye olan 217 trilyonun öyküsünü geri yönelik görmek zor olabilir. Fakat miktarın dünyanın toplam hasılasının (GDP) %327’si olduğunu bilmekte fayda var.

Özetle, bu döngü servetin piramidin en tepesindeki elit grubun elinde git gide birikmesini sağlıyor.

Global anlamda gelir eşitsizliği artıyor, zira zengin daha zenginleşirken, fakir daha fakirleşiyor. Zenginle fakir arasındaki uçurum açılıyor. Artık öyle bir noktaya geldik ki, en yukarıdaki 8 kişinin kontrol ettiği servet, en aşağıdaki 3.6 milyar insanın toplam servetine eşit.

Tabii bu düzen gökten inmedi. Sistemin ne şekilde işlediğini kimse tam olarak kavramaya çalışmadığı sürece böyle devam edecek.

Dünya üzerindeki popülasyonun %99’unun yaşadığı ülkenin bir merkez bankası mevcut.

Merkez bankaları sayesinde devlet borçlanması, bir varoluş nedeni haline gelmiş durumda. ABD’nin dahi 20 trilyon dolarlık bir borç içinde olduğunu düşününce, bu düzen son derece normal ve kanıksanmış olarak kabul ediliyor.

Bugünkü borçlanma hali, hayatlarımıza muazzam etkiler yapmayabilir...

Ancak bu borçlanmanın bir sonraki jenerasyonun, yani çocuklarımızın sırtına binecek bir yük olduğunu söylemek için kahin olmaya gerek yok.

Şöyle düşünün: Size 1 milyon lira vereceğiz ama borcunu çocuklarınız ödeyecek. Alır mıydınız?

İstisnalar dışında buna herkes düşünmeden hayır diyecektir. Fakat global borçlanmanın bundan, yani teknik olarak bir sonraki jenerasyonu borç yüküne sokmaktan hiçbir farkı yok.

ABD’nin kurucularından olan Thomas Jefferson’ın da devlet borçlanmasına şiddetle karşıydı.

Ona göre devlet borçlanması, bir jenerasyonun diğer jenerasyon çalması anlamına geliyordu. Hatta “Mümkün olsaydı devlet borçlanmasını yasaklayacak bir anayasa maddesi ekletirdim” demişti.

Bu düzenin sonsuza kadar sorunsuzca süremeyeceği aşikar. Devletler de ani bir kararla bundan vazgeçecek değil.

En önemli başlangıç, insanların bilinçlendirilmesi olabilir.

Popüler İçerikler

Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
Mike Tyson Kaybetti: Tarihi Mike Tyson - Jake Paul Maçında Neler Oldu?
YORUMLAR
14.07.2017

fakir olan bizler jenerasyon üretmeyi bırakırsak, gelecekte mecbur kalıp birbirinin eline bakacak zenginleri hayal etmek bile keyif veriyor. maddi durumu iyi olmayan insanlar artık üremeyi bırakın. bende yokluktan doğan bi bireyim ailemin amacını hala anlamış değilim, besleyemeyeceğin okutamayacağın yaşamda tutunacağı hiçbir desteği veremeyeceğin çocuğu böyle bir dünyanın ortasına zengine köle olsun diye niye atarsın? kendi yaşam standardınız bile size yetmezken kimle neyi paylaşacaksınız?

14.07.2017

Yine de öyle düşünmemek lazım :)

14.07.2017

''Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda,son balık öldüğünde,BEYAZ ADAM paranın yenmeyen bir şey olduğunu Anlayacak.''...Kızılderililer zamanında ileri görüşlülüğünü kullanarak bunların hepsi için güzel bir söz söylemişler. Sistem bozuk, bu şekilde daha ne kadar gider belli olmaz ama insanlar aç gözlü davranmaya devam ettiği sürece kapitalizm maalesef kahrolmayacak. Herkes kendine yettiği kadarıyla yetinse dünya da aç, fakir, zor durumda olan insan kalmazdı. Ama insan açgözlü, hep daha fazlası için uğraşıp didinip sonra ölüyor gidiyor. Yaşamaya bakıp, ömrü yettiğince güzel şeylerle meşgul olup mutlu olmak yerine hırslarına kapılıp sanki hiç ölmeyeceğini düşünüyor. Kapitalist yamyamlar insanların zaaflarını görerek öyle bir sistem oluşturmuş ki bu sistemden tek başına çıkmaya çalıştığın an arada boğulup gidiyorsun. İnşallah 1 gün uyurgezer insanlar aydınlanır. İnşallah çok geç kalmazlar.

13.07.2017

Kapitalizm öyle de lanet birşey bunu yazarken bile onların yaptığı cihazları kullanmak..

14.07.2017

Alfabe nereden çıktı be, arapça mı yazaydık?

TÜM YORUMLARI OKU (40)