Ama kemoterapi sırasında kullanılan kimyasallardan ötürü çaresizce sütünü dökmek zorunda kalıyordu. Malcolm ise hala diğer anneler tarafından bağışlanan sütleri içiyordu.
'Düşüncelerimi pozitif bir şekilde yönlendirmeye başladım. Sonrasında doktoruma ilk sorum çocuğumu emzirip emziremeyeceğim oldu. Kanserim bulunduğu bölgeden ötürü ameliyat edilemiyordu. Bu nedenle doktorum sonunda bana emzirmeyi bırakmam gerektiğini söyledi. Sütümü sağıp vücudumun süt üretmeye devam etmesini denemek istediğimi söylediğimde bana bunu yapmamamı önerdi. Çünkü zaten kullandığım kimyasallar sütümü kesecekti. Ama denememekten daha iyidir diye düşündüm.'
Nikki yine de oğlunun biberonla emmesinden memnun değildi. Malcolm'un o bağı hissedemeyeceğinden ve Nikki iyileştiğinde Malcolm'un onu emmek istemeyeceğinden endişe duyuyordu. Bu nedenle Bec'in önerisi ona ilaç gibi gelmişti.
'Bec ile hamilelik sürecini beraber geçirdik ve sürekli konuşuyorduk. Yaşadıklarımı ve oğlumu emzirmesi için birini bulmam gerektiğini duyunca bana yardım teklifinde bulundu. Başka bebekleri de emzirmişti. Benim evimdeydi ve denemesini isteyip istemediğimi sordu. Oğlum o ana kadar beş gün emmemişti ve zorlandığını düşünüyordum. Çocuklarını okula bıraktıktan sonra haftada bir veya iki kez altı ay boyunca benim evime geldi. Düşündükçe üzülüp ağlayacağımı zannediyordum. Ağlıyordum da ama bu sefer rahatlamaktan. İşe yaradığı için o kadar rahatlamıştım ve o kadar mutluydum ki... Yeniden oğlumu emzirebileceğimi düşünüyordum.'