Kemerlerinizi Bağlayın, Sizleri Rüya Gibi Bir Yolculuğa Çıkarıyoruz: On İki Adalar

Turistlerin akınına uğrayan ve yaz sezonu boyunca ziyaretçilerine muhteşem bir tatil imkânı ve görsel şölen sunan On İki Adalar, Muğla’nın Fethiye ilçesinde yer alıyor. On İki Adalar denizin, manzaranın, doğanın tadını çıkarabileceğiniz, binlerce yıllık tarihe tanıklık edebileceğiniz ve ölmeden önce kesinlikle gidip görmeniz gereken yerlerden biri. Mutlaka uğramanız gereken On İki Adalar'dan bazılarını sizler için derledik. Gelin bu doğa harikası adalara birlikte göz atalım.

Şövalye Adası

Adını 15. yüzyılda bölgede yaşayan Rodos şövalyelerinden alan adanın, bulunduğu konumun avantajından dolayı Fethiye’yi tarih boyunca daha korunaklı hâle getirdiği söyleniyor. Ada; antik dönemde kentle aynı ismi taşıyan Makri Adası (uzak diyar) olarak biliniyor. Adayı ziyaret edenler, Rodos şövalyelerinin yaptırmış olduğu kale kalıntıları, sarnıç ve mozaiklerin yanı sıra burada bulunan kilise ve şapel gibi Bizans dönemine ait eserleri görebiliyor. Fethiye’nin, üzerinde yerleşim yeri olan tek adası Şövalye Adası’nda; 70 bina, 4 konaklama tesisi, 1 restoran ve plajlar bulunuyor. On İki Adalar'a düzenlenen turlarda son uğrak yeri olsa da iskeleden sürekli olarak gidip gelen dolmuş motorları ile de ulaşım sağlanabiliyor.

Yassıca Adası (Yassıcalar)

İrili ufaklı birçok adadan oluşan Yassıca Adası’ndaki bazı adalar o kadar küçük ki eski denizciler tek tek isim vermekle uğraşmayıp hepsine birden tek bir isim vermişler. Üzerinde hiçbir yerleşim yeri bulunmayan Yassıcalar doğal güzelliği ile günübirlik tekne turları veya konaklamalı turlar için eşi bulunmaz bir yer. Çocuklar ve yüzme bilmeyenler için bulunan doğal havuzda çocuklarınızın yüzmesine rahatlıkla izin verebilirsiniz. Adadan adaya yüzme merakı olanlar ise yarım saat içerisinde Yassıca Adaları’ndan birkaçını dolaşabilir. Dilerseniz adalarda bir yandan manzaranın keyfini çıkarırken yürüyüş de yapabilirsiniz.

Tersane Adası

Osmanlı Dönemi'nden kalma eski bir tersanenin ve daha pek çok tarihî yapının kalıntılarını taşıyan ve Göcek Körfezi’ndeki en büyük ada olma özelliğine sahip Tersane Adası’na derin bir kanaldan geçilerek ulaşılıyor. Geçmişte Telandria olarak anılan ada, Bizans Dönemi'nde denizcilerin en güvenli sığınağı olması ile biliniyor. Denizcilerin Yaz Limanı ve Kış Limanı adını verdikleri iki koy bulunuyor. Lozan Antlaşması itibariyle ada boşaltılmak durumunda kalınıyor ve ada sakinlerinin Yunanistan’a göç etmesi ile sonuçlanıyor. Demir atmaya uygun, oldukça korunaklı olan ve yolunuz düşerse mutlaka uğramanız gereken bir yer.

Göcek Adası

Âdeta doğal bir koruma kalkanı olan ve adını koruduğu Göcek’ten alan adaya, özel tekne turları ile gidebilirsiniz. Uzun turlara çıkmak istemeyip sakin bir gün geçirmek isterseniz Göcek’e 10 dakikalık mesafe ile en yakın konumda bulunan Göcek Adası’na saat başı hareket eden tekneler ile de gidebilirsiniz. Adanın üzerinde mola verebileceğiniz birçok plaj ve koy bulunuyor. Üstelik yiyecek ve içecek ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz bir tesis de mevcut. Plajda keyifli vakit geçirebilir, koyda kamp yapabilir ve denize girebilirsiniz. Yemyeşil ağaçların altında dilediğinizce dinlenebilirsiniz. Şnorkelinizi ve gözlüğünüzü yanınıza almayı unutmayın!

Bedri Rahmi Koyu

Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1974 yılında düzenlediği bir gezi esnasında kıyıdaki kaya üzerine içerisinde 6 hayvanın gizlendiği bir balık resmi çizmesi üzerine zamanla resim, koyun sembolü hâline geliyor ve bu resim sayesinde koyun adı Bedri Rahmi oluyor. Asıl adı Taşkaya olan adanın tepelerinde kral mezarları bulunuyor. Denizden de rahatlıkla görülebilen antik Likya mezarlarına dik patikalardan yürüyerek ulaşılıyor. Bir hortum bağlanarak teknelerin su tanklarını doldurabildiği tatlı su kaynağı da mevcut. Girişi ücretsiz, rahatlıkla demir atılabilir ve karadan ulaşım mümkün. Mavi ve yeşilin buluştuğu unutulması imkânsız güzellikte bir koy.

Kurşunlu Koyu

Kurşunlu Koyu; Antik Yunan, Bizans, Roma ve Osmanlı izleri taşıyan, el değmemiş bir doğa harikası. Koyun içerisine girdikçe patika yoldan yukarıya doğru çıkıyorsunuz. Sizi binlerce yıllık su kuyusu, biraz daha ilerisinde ise mükemmel bir manzaraya karşı konulmuş antik Yunan eseri olan ve binlerce yıllık bir lahit karşılıyor. İlerlediğinizde Kapı İçi Ovası’na varıyorsunuz. Burada da tarihten kalıntılar ve el değmemiş yapılar mevcut. Büyük depremlerde yıkımlar yaşanmış olsa da birçok yapının temeli hâlâ sağlam. Yalnızca denizden ulaşım sağlanan bu koyda ufak da bir plaj bulunuyor. Hem doğanın hem denizin tadını çıkarabileceğiniz hem binlerce yıllık tarihî yapıları görebileceğiniz harika bir yer.

Doğaseverlerin Mutlaka Görmesi Gereken Yeşille Beyazın Buluştuğu Yer: Eğriçimen Yaylası
Açık Havada Maskesiz Gezme Keyfini Özleyenler Buraya: İstanbul'da Gidebileceğiniz En Güzel Tabiat Parkları
Tunceli Ayazpınar'daki Peri Bacaları Turizmi Renklendireceği Günleri Bekliyor!
Hafta Sonunu Doğada Geçirmek İsteyenler! Türkiye'nin Dört Bir Yanından Ziyaret Edilebilecek Muhteşem Noktalar

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!