Kemal Sunal'ın 1970'lerin Türkiyesini Bir Apartmanda Topladığı Filmindeki Dikkat Çeken Ayrıntılar

Bir Kemal Sunal klasiği ve efsanesi olan 1976 yapımı 'Kapıcılar Kralı' filmi, 1970'lerin Türkiye'sini bir apartmanın içine sıkıştırıp her apartman sakinine ülkenin bir karakterini yapıştırmış muazzam bir başyapıttır. 

Bu içerik Ali Yağız Baltacı'nın bilgiselinden kaynak alınarak hazırlanmıştır.

Filmin çekim tarihi 1976. Demirel liderliğindeki 1. Milliyetçi Cephe Koalisyonu iktidarda.

12 Mart'ın siyasete etkileri sürüyor, askerin varlığı Demokles'in Kılıcı gibi siyasetçilerin tepesinde geziniyor. Kısa ömürlü koalisyonların huzursuz ettiği halk burnundan soluyor.

Böyle bir siyasi konjonktürde, film bizlere bir apartman dairesinde, bir apartman görevlisinin (kapıcının) merkezinde hikayeyi anlatıyor.

Kapıcı Seyit (Kemal Sunal), bize sürekli hor görülen, ezilen ama buna karşılık işini de bilen bir alt sınıf kurnazı olarak sunuluyor.

Filmin başında apartman yöneticisi (ülkenin lideri- başbakan) pasif, hanımının sözünden çıkmayan bir adam.

Güven vermeyen güçsüz bir iktidarı simgeliyor. Sürekli askerin baskısı altında olduğu için "bıktım bu apartmanın dertlerinden" sözleriyle en sonunda istifa ediyor.

İstifa eden yönetici yerine bilin bakalım kim iktidara geliyor? Emekli bir Albay. Asker yani. Üstelik siyasi tarihimiz boyunca çok alışkın olduğumuz bir ifadeyle... "Biz bu apartmanı sahipsiz bırakmayız."

"Askeri Yönetim" apartmanın üstündeki baskıyı artırıyor, Kapıcı Seyit daha fazla ezilip daha fazla hor görülüyor.

Bunun üzerine Seyit'in yolsuzlukları ve usulsüzlükleri de artıyor. Apartman yöneticisi tarafından parası kesilen Seyit, bunun üzerine Albay'ın oğluna karaborsadan viski satarak yolunu buluyor.

Özal'ın "benim memurum işimi bilir" yaklaşımının öncülü olan bir tavır bu.

Filmin sonunda ise şu oluyor: Kapıcı Seyit, her darbenin gerekçesi olan "istikrarsızlığı önlemek, kardeş kavgasına son vermek" maksadıyla yönetime el koyuyor.

İlginizi çekebilir:

2023 Seçimlerinde En Önemli Sınavını Verecek Olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Siyasi Yaşamı

👇

Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'ın Tevazuyla Başlayıp İhtirasla Parçalanan Dostluklarına Yakın Bakış

👇

Son Zamanlarda İsimlerini Çokça Duymaya Başladığımız Türkiye İşçi Partisi'nin Hikayesi

Popüler İçerikler

Tiryakinim’i Bayhan'dan Daha İyi Söyleyebileceğine Kanaat Getiren Yeliz Yeşilmen Performansıyla Topa Tutuldu
Otoyol ve Köprü Geçiş Ücretlerine Zam!
Fenerbahçe Kadın Voleybol'un Genç Yıldızı Duru Türknas'ı Yakından Tanıyalım!
YORUMLAR
05.04.2023

binada oturma düzeni zaten türkiye'deki güç düxeniyle benzerlikler gösterir. binanın en üst katında üveyik bey oturuyor. para sahibi yani kapitali elinde bulunduran. bir altta albay- asker onun altında doktor-memur. en altta ezilen sınıf kapıcı-işciler.

Pasif Kullanıcı
05.04.2023

O dönemin psikolojisini anlamak için çok güzel bir film, aynı zamanda siyasi çıkarımlar yapabilmek, AKP nin 22 senedir iktidarda olmasının temelini de çizebilmek mümkün. Yaşlı vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun AKP ye oy vermelerinin arkasında yatan psikoloji bu ve buna benzer bir çok film ile anlaşılabilir

05.04.2023

Bir dönemin dizisi "Bizimkiler" de böyleydi zaten. Aynı konsept denebilir. Şimdi de değişen pek bir şey yok aslında.

05.04.2023

Değişen çok şey var. Pasifize edilmiş ve siyasileşmiş bir askeri otorite ve buna karşılık sınırsızca çalan hak yiyen ve hakkını savunmaya çalışan herkese terörist diyen bir iktidar buna alkış tutan büyük bir proletarya topluluğu

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ