Bir Hülya Avşar Sohbeti'ne konuk olan Kemal Doğulu, yıllardır küs olduğu kardeşi Kadir Doğulu'nun üye olduğu 'tarikat' hakkında konuştu! Gelin, bu merak edilen 'Bektaşilik' meselesinin detayları neymiş beraber bakalım!
Bir Hülya Avşar Sohbeti'ne konuk olan Kemal Doğulu, yıllardır küs olduğu kardeşi Kadir Doğulu'nun üye olduğu 'tarikat' hakkında konuştu! Gelin, bu merak edilen 'Bektaşilik' meselesinin detayları neymiş beraber bakalım!
Fakat arada sırada birbirlerine taş atıyor iki kardeş. Bugün de yine gündemimizde o taşlardan en günceli var!
'Tarikat bilmem neydi beni çok çekmeye çalıştılar ama benlik bir şey değil, kimse bana istemediğim bir şeyi zorla yaptıramaz. O yüzden tarikat lafını duyunca tüylerim ürperiyor yani. O da bu boşluğu onunla dolduruyor sanırım, yani çünkü bu tüyler ürperten cinsten bir tarikat değil. Bir açıp okurlarsa sevinirim, en kaba tabiriyle tarikat karşıtı tarikat bu. Yozlara yobazlara karşı bir tarikat.'
'Bilim. Çünkü öbürlerinde yok, bilim var, ilim var, şarkı var, şiir var, kitap var. Rakı var! Onların seremonileri çok keyifli yani öyle hu uhuu falan takılmıyorlar. Tarikat denildiğinde akıllara bu geliyor çünkü. Öyle bir şey değil. Şahane evlerinde oturuyorlar, toplanıyorlar falan filan.' ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine, Neslihan Atagül'e laf çakarak 'sevgiyi gırtlağına kadar veriyor karısı' diyen Kemal Doğulu, 'İçinde bir boşluk oldu. Şan oldu şöhret oldu para oldu ve bir şey eksik dedi herhalde. Başlarındaki adam da gayet modern, Avrupalı gibi gözüken bir adam' açıklamasında bulundu.
İstediği kadar iyi niyetli olsun, değil mi ki adında tarikat geçiyor direkt mesafeyi koyarım. Günümüzde çok istismara açık olan bu gruplar, şeyh/el almış/yönetici ve mürit zincirinden oluştuğu sürece özündeki öğretilerden çıkıp gayet de hastalıklı bir yapıya dönüşüyor. Ne tarafa çeksen gidecek yönünü kaybetmiş insanlar gerçek bir tehlikedir ve tarikatların genel kitlesidir. İlimi bilimi savunan adam eğitim kurumu açsın, kurs, burs, proje yürütsün o imkanlarla.
Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, diyen bir yoldan da korkmazsın. Öyle bir anlatmıştı ki bektaşilik takla atmış resmen. 1500 lü yıllarda, Kadınları okutunuz, eline, diline, beline sahip ol, diyen bir hace bektaştan, cübbeli çıkmaz. Yazan editör biraz zorlamış da olmamış.
Adam diyo ki ilim, bilim, sanat, sarki , turku, siir. Yobazliga karsit bi olusum. Beyinsiz montofol hulya hala soruyo niye katildi, ne eksikligi vardi diye. Anlamiyo dangalak kadin kendisine soyleneni. Bektasiligi cubbeliler bilmemneler gibi algiliyo kafasinda hala. Su kadini niye cikartiyolar hala ya