Bilgisayar uzmanı James Wannerton sinestezi (duyum ikiliği) durumundan muzdarip. Kelimeler dikkatini dağıtıyor. Çünkü sesli harfler onda çeşitli tatları hatırlatıyor.
Örneğin ‘kolej’ kelimesi sosis tadı, ‘Karen’ ismi yoğurt tadı, ‘most’ (çoğu) kelimesi az yağ sürülmüş kızartılmış soğuk ekmek tadı yaratıyor. Londra’nın metro istasyonlarının adı ise tam bir tatlar karmaşasına neden oluyor. Oldukça yorucu ve dikkat dağıtıcı bir deneyim olabiliyor bu.
İnsanların duyumsal deneyimleri oldukça şahsi ve başkalarına anlatması zor bir şeydir. Bazılarının sevdiği tatlar ya da kokular diğerlerinde tiksinti uyandırabilir. Biyolojik ve kişilik farklılıkları yol açar buna. Fakat sinestezi vakaları için durum tümüyle farklıdır ve yıllarca bunun farkına varmayabilirler.
Tavuk batar mı?
Michael Watson vakasını ele alalım. Nörolog Richard Cytowic, Şubat 1980’de Watson’un da katıldığı bir yemekte konuk iken onun, yemekteki tavuğun kendisinde yarattığı hissi anlatmasına şahit oldu. Watson yoğun bir lezzetin kolundan eline doğru inen bir ağırlık, şekil, ısı ve dokunma hissi yarattığını, tavuğun da sivri ve batan bir his oluşturmasından söz ediyordu. Cytowic bu sözlere çok şaşırmış ve o andan itibaren duyum ikiliği olarak da adlandırılan sinestezi durumunu araştırmaya karar vermişti.