Kelebeklerin ömrünün bir gün olduğu inancı halk arasında oldukça yaygın. Peki gerçekten de kelebekler bir gün mü yaşıyorlar? Hadi, öğrenmek için okumaya başlayın!
Kelebeklerin ömrünün bir gün olduğu inancı halk arasında oldukça yaygın. Peki gerçekten de kelebekler bir gün mü yaşıyorlar? Hadi, öğrenmek için okumaya başlayın!
Kelebeklerin ömrünün diğer canlılara göre daha az olduğu doğrudur. Ancak kelebeklerin ömrü elbette ki bir gün değildir. Kelebeklerin yaşam süreleri birçok farklı faktöre bağlıdır ve bu faktörlere bağlı olarak da değişiklik gösterir. Bu faktörler ise kelebeklerin boyutları, türleri, nerede yaşadıkları ve yılın hangi zamanında yetişkinliğe ulaştıklarıdır.
En uzun yaşam süresine sahip kelebekler 9 ay ile 1 yıl arasında yaşarlar. Ancak çoğu kelebeğin yaşam süresi 2 ile 4 hafta arasında değişiklik gösterir. Genellikle kelebekler 1 yıldan fazla yaşayamazlar.
Vahşi doğa da kelebeklerin ömrünü kısaltan faktörlerden bir tanesidir. Çünkü kelebekler, vahşi doğada böcekler ve kuşlar gibi birçok farklı yırtıcı hayvanın saldırısına maruz kalabilirler. Bu durum da aslında daha uzun yaşam süresine sahip olan kelebeklerin kısa süre içerisinde ölmelerine neden olur.
Kelebeklerin çiçeklerden nektar içtiğini düşünüyorsanız oldukça yanılıyorsunuz. Çünkü birçok kelebek dışkıdan idrara çürüyen hayvan etlerinden gözyaşına kadar bizim iğrenç olarak adlandırdığımız birçok şey tüketiyorlar. Bunun nedeni ise yiyip içtikleri bu şeylerden sodyum ihtiyaçlarını karşılıyor olmalarıdır.
Her ne kadar etobur olsalar da merak etmeyin kelebekler sizi ısırmazlar. Kimi tırtıllar, yaşamak için diğer anlıları öldürmek zorunda kalabilirler. Çünkü besinlerini bu şekilde elde ederler ve kendilerini diğer yırtıcılara karşı korumaya alırlar. Örnek vermek gerekirse güve kelebeği tırtıllar beslenmek için karınca larvalarını yerler. Ancak kelebeğe dönüştüklerinde ise o hallerinden eser kalmaz ve sadece güzel görünümleri ile bizleri büyülerler.
Birçok tırtıl gelişebilmek için bitkilere ihtiyaç duyarlar. Örnek vermemiz gerekirse mavi tırtıllar sadece acı bakla yerlerken hükümdar kelebekler ise sadece süt otları ismi verilen bir bitkiyi tüketirler.
Tüylü kanatlar olarak isimlendirilen kelebekler, karıncalara bebeklerini emanet ederler. Yani bir nevi karıncaları bebek bakıcı olarak görürler. Tabii ki karıncalardan bebeklerine bakmalarını rica etmiyorlar ve karıncaları kendilerine çekmek için özel kimyasalları kullanıyorlar. Bu kimyasala karşı koymayı başaramayan karıncalar ise bebek tırtılları yuvalarına taşıyorlar ve o yumurtaları koruyorlar.
Kelebeklerin genelde küçük hallerini görsek de bazı kelebek türleri çokça uzayabiliyorlar. Örneğin kuş kanatlı kelebek türleri neredeyse insan ayağına denk olacak bir büyüklüğe sahip olabilirler.
Konu kelebekler olduğu zaman eminim ki sizin de aklınıza rengarenk kanatlar geliyor. Oysa çoğu kelebeğin rengi gri ve kahverengi arasında değişir. Hatta bazı kelebeklerin hiç renkleri yoktur!
Kelebeklerin gözleri en ince ayrıntıları bile görebilecek şekilde gelişirler. Bu sayede kelebekler ultraviyole renkleri kolay şekilde algılar ve bu renkleri de kanatlarında taşırlar. Ama biz bu renkleri göremeyiz. Aynı zamanda kelebekler bu renklerden çiftleşmek için de yararlanırlar.
Kelebeklerin diğer hayvanlar tarafından avlanabileceğinden bahsetmiştik. Kelebekler de bu saldırılardan en az hasarla kurtulabilmek için vücutlarında sahte kafalar taşırlar. Çünkü kanatları hasarlı olsa bile uçmaya devam edebilirler. Kelebeklerin sahte kafaya benzeyen organları ise kanatlarının yanında bulunur ve üzerinde de sahte antenler yer alır.
Örneğin kral kelebekleri süt otu toksinlerini toplarlar ve bu sayede düşmanlara karşı kendilerini daha az lezzetli hale getirirler.
Kırlangıç kuyruklu kelebek tırtılları düşmanları tarafından tehdit edildikleri zaman osmeterium ismine sahip olan renkli ve kokulu bir organlarını çıkartırlar. Yılan diline benzeyen bu organları sayesinde düşmanlarına karşı güçlü bir koku yayarlar ve düşmanlarının kendilerinden uzaklaşmalarını sağlarlar.