KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı, Cizre'de 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın başından vurularak öldürülmesine ilişkin bir açıklama yaptı. Cizre'de bulunan kitle örgütleri ise, yeni atanan İlçe Emniyet Müdürü Ercan Demir'in görevden alınmasını istedi.
12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın başından vurularak öldürülmesine ilişkin bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı, 'Halkımız AKP ve paraleli Hüda-Par’ın saldırılarına karşı öz savunmasını ve örgütlülüğünü geliştirerek cevap vermelidir' dedi.
Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı şunları söyledi: “En son Cizre’de 12 yaşındaki Kürt çocuğu Nihat Kazanhan AKP devletinin polis kurşunlarıyla katledilmiştir. Cizre’de son iki aydır üst üste cinayetler işlenmektedir. Bu cinayetlerin AKP iktidarının, polis ve asker güçleriyle paralel Hüda-Par tarafından işlendiği tescilidir. Cizre’de devletin zırhlı araçları plakasız dolaşmakta, halkın üzerine kurşun yağdırmaktadır. Sicili geldiği Trabzon’da belli olan yeni kaymakam ile birlikte, Cizre’de tam bir devlet terörü estirilmiştir.
Hatip Dicle ve Selma Irmak’ın Reber Apo’nun Cizre-Botan halkına mesajını iletmek üzere gittikleri Cizre’de aynı gün hiçbir olay olmadığı halde Nihat Kazanhan’ın polis kurşunlarıyla katledilmesi, AKP devletinin Kürt halkına olan düşmanlığını ve Önder Apo’nun ısrarla geliştirmek istediği müzakere sürecine nasıl sahte ve ikiyüzlü bir politikayla yaklaştığını açıkça gözler önüne sermektedir.
AKP, Önder Apo’yla çoktan müzakere oturup nihai çözüme doğru ciddi bir mesafe almak gerekirken, süreci her gün geriye çekip operasyon geliştirerek cinayetler işlemeye devam etmektedir. Bütün bu gelişmeler göstermektedir ki, AKP devleti inkarcı zihniyetini bir milim olsun terk etmemiştir. Kamu düzenini sağlamak adına halen çocukları katlederek sonuç alacağını düşünmemektedir.
Başta Cizre-Botan halkı olmak üzere, Kürdistan halkı sömürgeciliğin bu inkarcı ve katliamcı zihniyet ve uygulamalarına yabancı değildir. Sömürgeci savaşın en kirli ve en kuralsız biçimde topyekün uygulandığı ‘90’lı yıllarda bile direnmesini bilen Cizre-Botan halkı, AKP devleti ve paraleli Hüda-Par’a karşı elbette direnecek, serhildanları daha da yükseltecektir. Halkımız, AKP devletine ve Hüda-Par’ın saldırılarına karşı öz savunmasını ve örgütlülüğünü geliştirerek cevap vermelidir. Kürdistan’da hiçbir saldırı karşılıksız kalmamalıdır. Halkımız her türlü saldırılara karşı öz savunma, meşru ve demokratik direnme hakkını geliştirerek karşılık vermelidir.”
'EMNİYET MÜDÜRÜ GÖREVDEN ALINSIN'
Cizre'de bulunan kitle örgütleri, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın öldürüldüğü noktada yaptıkları ortak açıklamada, yeni atanan İlçe Emniyet Müdürü Ercan Demir ile diğer bütün sorumluların derhal görevden alınmasını ve yaşananlara ilişkin ciddi bir soruşturma başlatılmasını istedi.
Kazanhan'ın Cizre Asri Mezarlığı'na defnedilmesi sonrası, Şırnak Barosu öncülüğünde yapılan açıklamaya, Şırnak Sanayi ve Ticaret Odası, Şırnak Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği, Cizre Sanayi ve Ticaret Odası, Cizre Şoförler ve Otomobilciler Odası, Cizre Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Cizre Ziraat Odası, Botan Din Alimleri Derneği, Kızılay Cizre Şube Başkanlığı, Cizre KESK üyeleri, Cizre Muhtarlar Derneği Başkanlığı, Cizre Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi, Cizre Mühendisler Odası Temsilciliği, MAZLUMDER Cizre Şubesi temsilcileri gibi birçok kitle örgütü temsilcileri ile HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız katıldı.
Şırnak Barosu Başkanı Av. Nuşirevan Elçi tarafından okunan açıklamada, ilçede dün DTK heyetinin halka dönük sağduyu ve barış çağrısı yaptığı mitingin herhangi bir olay olmadan sonlanmasının ardından Yafes Mahallesi'nde, arkadaşlarıyla oyun oynamak için dışarı çıkan 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın görgü tanıklarının ifadelerine göre bir zırhlı araçtan ateş açılması sonucu yaşamını yitirdiği vurgulandı.
'CİZRE HALKI BİR AYDA 5 ÇOCUĞUNU POLİS TERÖRÜNE KURBAN VERDİ'
Elçi, 'Son bir ay içinde Cizre halkı, polis terörüne 6 çocuğunu kurban vermiştir. Daha bir ölüm olayının şoku atlatılmamışken, yeni bir katliam haberi gelmektedir. Çocuklarımızın ölümüne neden olan polis terörünü kınıyoruz. Yaşam hakkı hiçbir bir şart ve koşulda ihlal edilemez ve kutsaldır. 12 yaşındaki bir çocuğun kafasından vurularak öldürülmesini hiçbir ağız açıklayamaz, hiçbir yürek kabullenemez'dedi.
İnsanın temel hakkı olan yaşama hakkına yapılan saldırıların, geleceğe dair taze umutlar besleyen halkın belleğinde tarihin tekerrür etme korkusunu uyandırdığını da söyleyen Elçi, 'Şiddet ve yıldırmadan beklentileri olan herkes bilsin ki, bölgemizi yaşanmaz kılma amacı taşıyan, halkımızı hedef olan her türlü saldırı karşısında bu halk, tavizsizce duracaktır' ifadelerini kullandı.
Elçi, bugüne kadar yapılan katliamlar ve işlenen cinayetlerle ilgili ne adli ne de idari olarak doğru düzgün bir soruşturma açılması ve faillerin tespit edilip, cezalandırılmasıyla 'faili meçhul' bırakılan cinayetlerin daha büyük katliamlara kapı araladığını vurgulayarak, yeniden aynı şeyi yaşamak istemediklerini dile getirdi.
Elçi, ilçede başlayan olaylar sonrası görevden alınan İlçe Emniyet Müdürü'nün yerine atanan Ercan Demir üzerinde de durdu. Kimseyi açıkça suçlu ilan etmediklerini ancak hakkında yurtdışı yasağı konmuş, Hrant Dink suikastıyla anılan Emniyet Müdürü Ercan Demir'in, Cizre'ye atanmasıyla ardı ardına yaşanan ölüm olaylarını kamuoyunun takdirine bıraktıklarının altını çizen Elçi, devamında şunları söyledi:
'Günlerdir dile getirdiğimiz ve medyada da geniş yer alan kolluğa ait araçların plakasız gezmesi, batının herhangi bir yerinde yaşansaydı, emniyet müdür derhal yeri değiştirilir, idari yetkililer görevlerinden alınırdı. Trafik Kanunu'nun bile 21 ve 23'üncü maddesine aykırı olan bu durumu sürdüren yetkililer hakkında suç duyusunda bulunuyoruz. Savcıları bu konuda görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz.'
Açıklamanın devamında, bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve örgütleri olarak üzerinde şüphe bulunan ve halkın olayların sorumlusu olarak gördüğü Emniyet Müdürü'nün derhal görevden alınmasının talep ettiklerinin vurgulayan Elçi, 'Kavgadan ve kandan rant sağlayanların demokrasi ve insan haklarından rahatsız olduklarını biliyoruz. Bu olayların takipçisi olacağımızı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması için tüm çabamızla çalışacağız' dedi. AKP hükümetine de seslenen Elçi, barış sürecini provoke etmeye yönelik eylemler olarak nitelediği bu olayların sona ermesi adına sorumluların derhal tespit edilip yakalanmasını ve barış sürecinin baltalamaya çalışan tüm kamu görevlilerinin bölgeden başka yerlere tayin edilmesi yönündeki isteklerini dile getirdi.
Yapılan açıklama sonrası konuşan HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız da halk olarak daha örgütlü bir şekilde çözüm sürecine yaklaşacaklarını ve polis terörüne ve süreci bozmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceklerini kaydetti.
DİHA ve Evrensel