Kazım Koyuncu 'İşte Gidiyorum' Diyeli 9 Yıl Oldu

'Müzisyenim, ondan sonra bir Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim' Kazım Koyuncu, kendisini böyle tanımlıyordu.

Geleneksel Karadeniz müziği ile Rock'n'Roll müziği sentezleyerek kendi tarzını yaratan Laz müzisyen Kazım Koyuncu 33 yıllık yaşam yolculuğu boyunca Laz kültürünün tanınmasına yaptığı katkılardan dolayı özelde Laz halkının; çevre sorunları konusunda gösterdiği duyarlılığın yanı sıra alçakgönüllü, samimi ve hümanist kişiliğiyle de milyonların sevgisini kazandı.

Müziğe ilk mandolin çalarak başladı

Artvin'in Hopa ilçesine bağlı Sugören Köyü'nde 7 Kasım 1971 tarihinde doğduğu belirtilen ancak nüfusa geç kaydedildiğinden dolayı resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972 olan Koyuncu, müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başladı. Çocukluğu, 'üstadım' dediği,'Kemençeci Yaşar' lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçti.

İstanbul'a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başlamışsa da İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden siyasi nedenlerle ayrıldı. 1992 yılında profesyonel müzik hayatına atıldı.

Türkiye’nin ilk laz-rock grubunu kurdu

1992'de henüz 20 yaşında iken Ali Elver le 'Dinmeyen' adlı özgün müzik grubunu kurdu ve profesyonel müzik hayatı başladı. Lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrıldı ve Türkiye’nin ilk laz-rock grubu olan ‘Zuğaşi Berepe’yi kurdu. Bu grupla 1995’te ‘Va Mişkunan’ (Bilmiyoruz), 1998’de de ‘İgsaz’ (Gidiyor) isimli albümleri yaptı.

İlk solo albümü 'Viya'

Koyuncu, 1998’in sonunda ‘Zuğaşi Berepe’nin dağılmasının ardından tek başına müziğe devam etti ve ‘Salkım Söğüt’ isimli projelerin ikincisinde 3 şarkıyla yer aldı.

Kazım Koyuncu, 2001 yılında ilk solo albümü ‘Viya’yı çıkardı. İkinci solo albümü ‘Hayde’yi Nisan 2004’te çıkaran Koyuncu, yaklaşık 6 aydır kanser hastalığıyla mücadele ediyordu.

Dizi müzikleriyle ünlendi

2001’de Viya! adlı ilk solo albümünü çıkardıktan sonra Kanal D televizyonunda yayınlanan popüler TV dizisi Gülbeyaz'ın müziklerini yapınca yurt çapında tanındı. Daha sonra Kemal Sahir Gürel ile birlikte Sultan Makamı adlı televizyon dizisinin müziklerini hazırladı.

'Hey Gidi Karadeniz' konserleriyle nam saldı

Koyuncu, 2004 yılında çıkardığı “Hayde” adlı albümüyle daha geniş hayran kitlesine ulaşırken, Laz müziğinin de popülaritesini arttırdı. Büyük beğeni toplayan ve kendisinin de öncülük ettiği Hey Gidi Karadeniz konserler dizisinde Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte konserler verdi.

Dina K'ak'i lakabı

Dina K'ak'i, Lazca bir terim. Kâzım Koyuncu’nun lakabı. Dina; iyi, yüce, önemli insan anlamına geliyor. K'ak'i ise, Kâzım’ın küçük kardeşi Niyazi’nin, Kâzım diyemeyip ona K'ak'i demesinden ileri geliyor. Ailesi, yakınları, dostları ona bu isimle hitap etmeye başlıyor.

Çevre sorunlarına da duyarlılığıyla da bilinen Koyuncu aynı zamanda Çernobil nükleer faciası nedeniyle Karadeniz’de yaygınlaşan kanser hastalığının mağdurlarından.

Kanserle mücadelesini anlatmıştı

Kazım Koyuncu, vefatından önce tedavi gördüğü VKV Amerikan Hastanesi’nde düzenlenen “Çernobil’in Etkileri ve Hasta Hakları” konulu panelde kanserle mücadelesini anlatmıştı. 

Genç şarkıcı Koyuncu, konuşmasında “Duyarlı bir sanatçı olarak dertleri hissediyordum. Kanser de oldum artık. Ben kanserden çok korkan bir insandım. Kanserim ve korkmuyorum. Sadece beni sevenleri ve özgürlüğümü düşünüyorum. Ölüm küçük bir şey, ama hastalık sizin özgürlüğünüzü sınırlıyor” ifadelerine yer vermişti.

Kendi bedeni de kansere yenik düştü

2004'ün sonlarında sanatçıya akciğer kanseri teşhisi konuldu ve kanser tedavisi görmeye başladı. Dokuz yıl önce bugün, kanser tedavisi gördüğü Amerikan Hastanesinde 33 yaşında yaşam savaşını kaybederek hayata gözlerini yumdu.

Çernobil nükleer kazasından en çok etkilenen bölge Karadeniz'di. Kazım Koyuncu'nun çocukluk, gençlik yıllarıydı. Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, televizyona çıkıp çay hakkında 'biraz radyasyon iyidir' diyerek toplumu yanlış yönlendirirken, Karadenizli sadece çayı değil, yüksek radyasyona maruz kalmış sebze ve meyveyi de tüketiyordu. Çernobil'de nükleer santral patladıktan sonra Karadeniz'de de kanser hızla yayıldı. Sevgili Kazım Koyuncu, bu olayın kurbanlarından biriydi yalnızca. Ne ilkti, ne de son oldu...

Onbinler uğurladı

26 Haziran 2005 'te Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen tören sonrası onbinler tarafından Hopa'ya uğurlandı.

Unutma, unutturma: Çernobil faciası

Ukrayna’da 1986 yılında, Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen kaza bugüne kadar binlerce kişinin kanserden hayatını kaybetmesine nededn oldu. ABD’li bilimadamları Çernobil facisı yaşandıktan sonra asıl etkisinin 15-19 yıl içinde görüleceğini ortaya koydu. 

Yani felaketin asıl etkisi 2001 yılından sonra kendini gösterdi. Bunun nedenini Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü uzmanları şöyle açıklıyor: Felaket sırasında ortaya çıkan iodin (bir çeşit kimyasal) izotopları tiroid bezlerini, vücudun diğer bölgelerine göre 1000 kat daha fazla etkiledi. Tiroid kanseri 15-19 yıl içinde gelişen bir hastalık olduğu için durumun ciddiyeti sonradan ortaya çıktı.

Çernobil nedeniyle tespit edilen tiroid kanseri vakası ise en az 2 bin. 20 yaşın altında maruz kalanların radyasyondan daha çok etkilendiği de bir gerçek. Çernobil’in isveç kadar uzak ülkelerde bile kanser vakalarına neden olduğu ancak 2004 yılında, Linkoeping Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmayla ortaya çıktı. 

Buna göre ülkenin kuzey bölgelerinde 1986-1996 yılları arasında radyasyona maruz kalan 1.1 milyon kişi arasında 22 bin 400 kanser vakasına rastlandı. Bunların en az 849’unda Çernobil bağlantısı görüldü. Dünyada en az 6.7 milyon kişi yüksek derecede radyasyona maruz kaldı.

Onedio

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı