Vlad III Drakula (1431-1467 / 77) Eflak Voyvodalığı tarihinin en önemli hükümdarlarından biriydi. Düşmanlarına yaşattığı vahşetten dolayı Kazıklı Vlad olarak da biliniyordu ve 15. yüzyıl Avrupa'sında büyük bir ün kazandı. İşte kendisinden sonraki gelecek yüzyıllarda korku ve efsanelere ilham veren Vlad hakkında 10 gerçek.
Dracula'nın soyadı, Vlad’ın babası olan II. Vlad'a, Ejderha Düzeni olarak bilinen bir Hıristiyan haçlı düzenine mensup şövalyeler tarafından verildi. Dracul, Romence'de “ejderha” anlamına gelir.
Oğlu III. Vlad, “Dracul'un oğlu” veya eski Romence'de Drăculea, dolayısıyla Dracula olarak tanınacaktı. Modern Romence'de drac kelimesi şeytanı ifade eder.
Vlad Dracula, 1431'de bugünkü Romanya'nın güney kısmı olan Eflak eyaletinde doğdu. Transilvanya ve Moldova ile birlikte o dönemde Romanya'yı oluşturan üç voyvodanlığından biriydi.
Osmanlı kuvvetleri batıya doğru ilerlerken, Hristiyan Haçlılar doğudaki Kutsal Topraklara doğru yürüdüler. Bu yüzden Eflak sürekli kargaşanın yeri oldu.
1442'de Vlad, Osmanlı İmparatorluğu'nun kalbinde diplomatik bir görevde babasına ve 7 yaşındaki kardeşi Radu'ya eşlik etti. Ancak üçü Osmanlı diplomatları tarafından yakalandı ve rehin alındı. Tutsakları Vlad II'ye, iki oğlunun kalması koşuluyla serbest bırakılabileceği söylendi.
Ailesi için en güvenli seçenek olduğuna inanan Vlad II bu anlaşmayı kabul etti. Çocuklar, günümüz Türkiye'sinde şimdi Doğrugöz olan Eğrigöz kasabası üzerindeki kayalık bir uçurumun tepesindeki bir kalede tutuldular.
Ancak bazı rivayetlerde onun da işkenceye ve dayağa maruz kaldığı belirtilmekte ve bu sırada Osmanlı'dan nefret etmeye başladığı düşünülmektedir.
Ülkesine döndükten sonra Vlad II, boyar olarak bilinen yerel savaş lordları tarafından düzenlenen bir darbeyle devrildi ve en büyük oğlu II. Mircea evinin arkasındaki bataklıklarda işkence gördü, kör edildi ve diri diri gömüldü.
Dracula, ailesinin ölümünden kısa bir süre sonra serbest bırakıldı, ancak o zamana kadarki yaşamı şiddet yanlısı bir yönünü geliştirmişti.
Vlad gücünü göstermek ve hakimiyetini savunmak için bir ziyafet düzenlemeye karar verdi ve rakip ailelerin yüzlerce üyesini davet etti. Otoritesine meydan okunacağını bilerek misafirlerini öldürttü ve vücutlarını kazığa oturttu.
Vlad, Kurbanlarının sık sık bağırsaklarını çıkarır, kafalarını keser, derilerini yüzdürür ya da diri diri kaynatırdı. Ancak kazığa oturtma yöntemi onun en sevdiği öldürme yöntemi haline geldi, çünkü bu aynı zamanda çok acı verici bir işkence biçimiydi.
Bu tür işkenceleri hem iç hem de dış düşmanlara uyguladığı için itibarı artmaya devam etti. Söylenenlere göre Vlad, kazığa oturtulmuş cesetlerden oluşan bir ormanda yemek yerdi.
Haziran 1462'de bir savaştan çekilirken Vlad, 20 bin mağlup Osmanlı'nın Targoviște şehri dışında kazığa oturtulmasını emretti.
Sultan II. Mehmed (1432-1481) ölüler tarlasına rastlayınca o kadar dehşete kapıldı ki İstanbul'a geri çekildi.
Osmanlı savaş esirlerinin kazığa oturtulmasından çok sonra, Vlad sürgüne zorlandı ve Macaristan'da hapsedildi. Ancak Vlad Eflak’ın yönetimini geri almak için 1476'da geri döndü, ancak zaferi kısa sürdü. Osmanlılarla savaşmak için ilerlerken pusuya düşürüldü ve öldürüldü.
Milano'nun Buda büyükelçisi Leonardo Botta'ya göre, Osmanlılar cesedini parçalara ayırdılar ve Sultan II. Medmed'in yanına geri döndüler. Vlad’ın Kalıntıları hiç bulunamadı.
Kazıklı Vlad inkar edilemez derecede acımasız bir hükümdardı. Ancak yine de Eflak tarihinin en önemli hükümdarlarından biri ve Romanya'nın ulusal kahramanı olarak kabul ediliyordu. Hem Eflak'ı hem de Avrupa'yı koruyarak Osmanlı kuvvetlerine karşı yürüttüğü seferler, ona bir askeri lider olarak övgü kazandırdı.
Stoker'ın romanı Drakula ile vampirizm arasındaki bağlantıyı kuran ilk romandı. Stoker'ın 1897'deki “Drakula” karakterine Kazıklı Vlad'dan ilham aldığına inanılıyor. Ancak iki karakterin çok az ortak noktası var.
Bu teoriyi destekleyecek somut bir kanıt olmamasına rağmen, tarihçiler Stoker'ın tarihçi Hermann Bamburger ile yaptığı konuşmaların ona Vlad'ın doğası hakkında bilgi sağlamasına yardımcı olabileceğini öne sürüyorlar.
sen adamın hürriyetini gasp et kardeşine tecavüz et sonra niye böyle oldu e olur tabi
Vlad Tepeş eğitiminin önemli bir bölümünü Fatih Sultan Mehmet'in iç oğlanı olarak Edirne'de almıştır.
Kendisi Fatih Sultan Mehmet ile aynı eğitimi almıştır lakin kanında kahpelik olduğu için Osmanlıya ihanet etmiş baş kaldırmıştır, Osmanlının ona verdiği görevi icra ederken taraf değiştirmiş Müslüman köyleri yakıp yıkma yoluna gitmiş bölgede ki insanlara çeşitli işkenceler uygulamıştır. Sonrasında da Fatih in fermanıyla sonu getirilmiş hakkı olan muamele ne ise o yapılmıştır