Korku filmi severler özellikle gerçek olayları konu alan filmlere bayılır çünkü korku faktörü katlanmıştır. Peki ya korku filmlerinin setlerinde yaşanan tüyler ürpertici gerçek olaylar? Bunlara ne demeli?
İşte sizler için Listverse'den derlediğimiz bu filmlerin setlerinde, tüm ekibi ve oyuncuları korkutan hatta hayatlara mal olan olaylar yaşandı.
Tarih boyunca tanık olduğumuz ayrımcılığın en yüksek seviyede yaşandığı dönemlerden birinde kahramanımız filmde, 2 Vietnamlı çocuğu, Amerikalı askerlerin elinden kurtarır.
Ne yazık ki, gerçek hayatta, kurtarılan çocuklar yerine ölen çocuklar vardı. Yönetmen John Landis, Kaliforniya'nın çocuk işçiliği yasalarından kaçınmak için altı ve yedi yaşlarındaki iki çocuğu yasa dışı şekilde işe aldı.
Connor ve çocukların helikopterle seyahat ettikleri bir sahnede, birçok patlama meydana geliyordu ve bu patlamalardan dolayı, helikopter çekim sırasında düştü. Kazada, hem çocuk aktörler hem de Morrow hayatını kaybetti.
Çizgi roman serisi The Crow'dan esinlenerek yapılan filmin yönetmeni Alex Proyas'tı. Filmde karısı ile birlikte vahşice ölüdürülen Eric Draven, mezardan kalkıp gelip katillerin peşine düşüyor.
Sette yaşanan trajediler ise sayısız... Marangozlardan biri elektrik çarpması sonucu yanarak can verdi. ABD'de yaşanan bir kasırga set ekibinin tamamını hasta etti. Başroldeki Bruce Lee'nin oğlu Brandon Lee, apartmana giriş sahnesinde gerçekten vuruldu, olay milyonda bir görülebilecek bir set hatasından kaynaklanıyordu.
Emily Rose'un şizofrenik semptomlarının için şeytan kaçması olarak değerlendirildiği ve kadının ölümüyle sonuçlanan gerçek bir hikaye. Her ne kadar sette çok trajedik olaylar olmasa da, başrol Jennifer Carpenter geceleri radyosunun beklenmedik bir şekilde açılıp, Pearl Jam'den Alive'ı çaldığını söylemişti. Diğer set çalışanları da aynı durumu yaşadıklarını anlatınca setteki tüm televizyon ve radyolar kaldırılmıştı.
2014 yılı yapımı bu filmde, setin ilk günü şeytan karakterinin makyajı yapıldıktan sonra evin koridorundan yürürken, ışıklardan biri düştü ve diğer oyunculardan hademeyi canlandıran ciddi şekilde yaralandı.
İşin enteresan tarafı ise, filmde şeytan koridorda hademeyi öldürüyor.
Bir Yahudi öyküsü olan şeytanın kutusunu konu alan filmin setinde başından sonuna kadar kan donduran olaylar yaşanmıştı.
Jeffrey Dean Morgan, sette sahne ortasında ışıkların patladığını, soğuk esintiler geldiğini, aniden kapıların çarptığını anlatıyor. Bu olaylar sadece sahneler çekilirken oluyor, hiçbir zaman verilen aralarda ya da set dışında yaşanmıyordu.
Çekimler bittikten sonra da en büyük trajedi yaşandı. Filmin sahne malzemelerinin saklandığı depo tepeden tırnağa yandı ve prodüksiyonda kullanılan şeytan kutusu da yanan eşyaların içindeydi.
Yangının nasıl çıktığı asla tespit edilemedi.
Richard Donner'in yönetmenliğini yaptığı filmde gerçekten bir deccalin sebep olduğu düşünülen olaylar yaşandı. Filmde Damien adında bir çocuk evlatlık edinildikten sonra, ölümler başlıyor ve dur durak bilmiyordu.
Kamera arkası da birçok trajediye sahne oldu. Hem Mace Neufeld hem de Gregory Peck'in bulunduğu uçağa yıldırım düştü. Yapımcı Harvey Bernhard'ın üzerinde de Roma'de neredeyse yıldırım düştü.
Neufeld’in bulunduğu otel IRA tarafından bombalandı, Peck'in oğlu intihar etti, Peck'in İsrail'e gideceği fakat kaçırıp binemediği uçak düştü ve uçaktaki herkes öldü. Özel efektler John Richardson ve asistanı Liz Moore ciddi bir trafik kazası geçirdi. 13 Haziran 1976'da gerçekleşen kazada Moore tıpkı filmdeki idam sahnesi gibi yaralanmıştı.
Eşi ile birlikte New York'a taşınan Rosemary, hamiledir ve bebeğinde çok ciddi bir sorun olduğunu fark eder.
Yapımcı William Castle, bu filmi çekerken ölüm tehditleri alıyordu. Bunlardan birinde cadı büyülerine inandığı için, yavaş ve acılı şekilde öleceği söylenmişti. Kısa bir süre sonra ağırlaşan Castle, hastaneye kaldırıldı ve 63 yaşında hayatını kaybetti. William Castle'in hastanede 'Rosemary elinden o bıçağı bırak!' diye sayıkladığı söyleniyor.
Yönetmen Roman Polanski de film sırasında büyük trajediler yaşadı. Eşi ve yakın arkadaşları Manson Ailesi tarafından vahşice öldürüldü.
Filmin müziğini yapan Krzysztof Komeda, Los Angeles'ta bir uçurumdan düştü, girdiği komada hayatını kaybetti. Komeda'nın komadan uyandığı tek an ise Rosemary'nin Ninni'si adlı parçanın çalındığı andı.
Tobe Hooper'ın yönetmen koltuğunda oturduğu film, özellikle çocuklarla ilgili olan korkunç sahneleriyle ünlüdür.
Dana Freeling'i canlandıran Dominique Dunne, 22 yaşındayken eski erkek arkadaşı tarafından boğularak öldürüldü. Carol'u canlandıran Heather O’Rourke septik şok yaşadı ve 12 yaşında kalp yetmezliği ile hayatını kaybetti. Doktorlar yanlış teşhis koymuş ve basit bir hastalık ölümle sonuçlanmıştı.
Ekipten başka kişiler de doğal yollarla hayatını kaybedince, film ekibinde herkes korkmaya başladı. Robbie Freeling'i canlandıran Oliver Robins de sette ölüm tehlikesi atlatan oyunculardandı.
James Wan tarafından yönetilen filmde, Ed ve Lorraine Warren'ın paranormal olayları çözmesi konu alınıyor. Warren'lar, Perron ailesinin evinde açıklanamayan birtakım sorunları çözmek için gelmişlerdi.
Ruhlarla iletişim kuran çift eve geldikten sonra olaylar çok daha ciddi bir boyuta ulaştı. Film ekibi gerçek Lorraine Warren ile röportaj yaptığı sırada tuhaf statik sesler duyuyordu.
Gerçek hayatta Perron ailesi film setini ziyarete geldiğinde, şiddetli bir rüzgar çıktı fakat ağaçlar yerinden bile kıpırdamadı. Carolyn Perron'u canlandıran oyuncu Lili Taylor, çekimler boyunca karanlık bir varlığı yanında hissettiğini söylüyordu. Bir defasında o korkuyla kaçmaya çalışan kadın, takılıp yere düştü ve hastaneye kaldırıldı.
William Peter Blatty'nin romanından uyarlanan filmde MacNeil ailesinin kızına, şeytan kaçıyor ve iki rahip Damien Karras ve Lankester Merrin bir şeytan çıkarma ayini düzenliyor.
Film henüz çekilmeye başlamamışken, set hazırlıkları sırasında büyük bir yangın çıktı ve neredeyse tüm herşey kül oldu. Yangının çıkış sebebi mi? Bir güvercinin elektrik tellerine takılmasıydı. Yangından etkilenmeyen tek oda, içine kötü ruh kaçan kızın odası oldu.
Çekimler sırasında anne rolündeki Ellen Burstyn, kızının kendisini odanın bir ucuna fırlattığı sahnede, askı mekanizmasının bozulması sebebiyle ağır yaralandı. Yani duvara çarptığında rol yapmıyor gerçekten çığlıklar atıyordu.
Yatağa bağlı tutulan Linda Blair de sırtını incitti ve çekimlerin yapıldığı sokaktaki 16. yy'dan kalma kiliseye yıldırım düştü. Yıldırım sonrasında kilisenin dev haccı koptu ve yerle bir oldu.
Daha korkuncu ise oyuncular Jack MacGowran ve Vasiliki Maliaros filmde ölen karakterleri canlandırmışlar ve çekimler bittikten kısa bir süre hayatlarını gerçekten kaybetmişlerdi.
yalniz Roman Polanski'nin arkadaşlari ve eşi 1969da öldürülüyor film 1968 çikişli film. Zaten polanskinin hayati ayri trajedi ve çalkantilarla dolu.