Tarihi daha doğru öğrenip anlamak o kadar önemli ki! Ye yeni yöntemlerle daha çok aydınlandığımız kesin. Bir diş ya da ufacık bir kalıntı o günlere dair çok önemli bilgiler verebiliyor bize. Ve yeni çalışmalar sayesinde aslında çok uzak geçmiş sandığımız tarihlerle aramızdaki görece mesafe git gide kapanıyor. İşte bu mesafeyi biraz daha kapatan Ekim 2022''nin en önemli 10 arkeoloji haberi!
Kaynak: Arkeofili
Çinli arkeologlar, Hubei eyaletinde 1 milyon yıllık neredeyse eksiksiz bir Homo erectus kafatası keşfetti. Arkaik insanların evrim modelini ve Doğu Asya’daki Homo erectus’un kökenini keşfetmek için önemli bir temel sağlayan ve 'Yunxian Adamı' olarak adlandırılan bu kafatasının, şimdiye kadar iç Avrasya’da bulunan o yaştaki Homo erectus’un en sağlam örneği olduğu düşünülüyor.
Roma dönemine ait 120 metrekarelik oldukça büyük mozaik, Suriye Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün kazı yaptığı eski bir yapıda bulunur. Araştırmacılar, mozaik tabanın gösterdiği sahneler arasında, Roma mitolojisindeki Antik Amazon savaşçılarının ender bir tasviri olduğunu söylüyor.
Araştırmacılar son 10 yıldır MÖ 3. yüzyıla tarihlendirilen Laona Tümülüsü adıyla bilinen 100x60 metre büyüklüğündeki tümülüsü kazmakta ve belgelemekte. Fakat yeni bir keşifte arkeologlar, tümülüsün aslında kendisinden daha da eskiye -MÖ 5. yüzyıla- tarihlenen çökmüş bir sur üzerinde yükseltildiğini fark ettiler.
Yaklaşık 2.500 yıl önce, Sicilya’nın kuzey kıyısındaki bir Yunan kolonisi olan Himera’nın surlarının dışında iki ordu çatışır ve çatışma sonu burada toplu bir mezar meydana gelir.1990’ların başından bu yana Himera nekropollerindeki toplu mezarlardan çıkarılan 30 iskeletin DNA’sının kimyasal ve arkeolojik analizleri, antik Yunanların dışarıdan paralı askerlerden yardım aldığını gösteriyor.
Yapılan çalışmalar, Fransa ve kuzey İspanya’da Neandertallerin 40.870 ila 40.457 yıl önce neslinin tükendiğini, modern insanların ise yaklaşık 42.500 yıl önce ortaya çıktığını buldu. Bu durum, iki türün bölgede 1.400 ile 2.900 yıl boyunca yan yana yaşadığı anlamına geliyor.
Araştırmacılar, Tayvan’ın dağlık bölgesindeki bir mağarada, eski bir yerli kabilenin varlığını kanıtlayabilecek 6.000 yıllık bir kafatası buldu. Kafatasının ve yanında bulunan kemiklerin 1,3 metre boyunda bir kadına ait olduğunu saptayan bilim insanlarının bu keşfi, Quin Hanedanlığı'nın da belgelerinde bulunan ve bölgede yaşadığına inanılan küçük boylu koyu tenli insanların varlığını doğruluyor.
Araştırmacılarda bulunan ve en az 118 kişiyi temsil ettiği düşünülen kemikler üzerinde yapılan çalışmalar kurbanlardan en az ikisinin dişlerine yapışan gizemli mavi lifler olduğunu gösterir. Bu lifler belki de kurbanları susturmak için ağızlarına tıkılan pamuklu bezlerden kalma.
Nesli tükendiği ve hatta sonuncusunun İmparator Nero tarafından yenildiği düşünülen bitki Profesör Miski tarafından bulunmuş olabilir. Antik Yunan doktorlarının ilaç yapımında, Romalıların ise mutfakta kullandıkları bitki, Julius Caesar döneminde gümüşle eş değer görülür.
Bulunan izlere göre 11 bin yıldan daha uzun bir süre önce, günümüzde New Mexico’daki White Sands Ulusal Parkı olan alanda aileleriyle birlikte yürüyüş yapan muhtemelen 4 çocuk, dev tembel hayvanın ayak izlerinden oluşan çamurlu su birikintilerinden geçer ve doğa bu macerayı binlerce yıl korur.
Van Gölü’nde su seviyesinin düşmesi ile birlikte ilk kez ortaya çıkan Urartu limanı, defineciler tarafından delik deşik edildi. Ayrıntılar için tıklayınız.