Tüm hayatını Kuran-ı Kerim'i anlamaya ve anlatmaya adamış, bir çok sosyal bilim disiplininde akademik çalışmaları olan; yazar, akademisyen, siyasetçi Yaşar Nuri Öztürk 71 yaşında hayatını kaybetti. Uzman olduğu her konuda ülkemizde büyük kitleleri etkileyen Öztürk'ün yaşam serüveninden satır başlarına göz atıyoruz.
Her fırsatta memleketi ile gurur duyduğunu söyleyen Yaşar Nuri Öztürk, çok büyük bir tesadüf ki, doğduğu tarihten tam 71 yıl sonra doğum gününde hayata gözlerini yumdu.
9 yaşına geldiğinde hafız oldu. Örgün eğitimin yanında geleneksel medrese eğitimi de alan Yaşar Nuri, yüksek öğrenimini hukuk ve ilahiyat alanlarında tamamladı.
Yaşar Nuri Öztürk; 12 yıl süren bu hizmetinden sonra üniversiteye dönüp akademisyen olmaya karar verdi. İslam felsefesi alanını seçen Öztürk'ün doktorası 1980 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından kabul edildi ve 1986 yılında da doçent oldu.
Profesörlük ünvanını aldıktan sonra İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni kuran isimler arasında yer aldı ve fakültenin ilk dekanlığını uzun seneler yaptı. Bunun yanında Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde önemli üniversitelerde konuk öğretim görevlisi olarak akademik çalışmalarda bulundu.
Kuran'ı ilk kez yorumsuz, direkt anlamı ile Türkçe'ye kazandıran Yaşar Nuri Öztürk'ün din, siyaset, tarih, felsefe alanında sayısız eseri vardır. En önemli eserleri arasında; Allah İle Aldatmak, Şirk, Anadilde İbadet Meselesi, Maun Suresi Böyle Buyurdu, İslam Nasıl Yozlaştırıldı, Atatürk'ten Sonraki CHP, Kuran'ın Verileri Açısından Laiklik kitapları yer alıyor.
Yaşar Nuri Öztürk'ün üzerinde oldukça yoğunlaştığı konular; Atatürk devrimlerinin önemini anlamak, Türkçe ibadet ve kaynağı Kuran dışı olan müslümanlık ile mücadele idi. Bu yolunda tarihsel gerçeklikleri ve İslam'ın yegane kaynağı olan Kuran'ı kullanarak ilerledi.
Yaşar Nuri Öztürk, Time Dergisi’nin gerçekleştirdiği “20. Yüzyılın En Önemli Kişileri” anketinin “En Önemli Bilim Adamları ve Islahatçılar” listesinde, tüm dünyadan katılımcıların oylarıyla belirlenmiş yüz ismin, 2001 yılı itibariyle ilk onu arasında yer aldı.
HYP ile geniş kitlelere ulaşabileceğini düşünen Yaşar Nuri Öztürk, 4 yıl boyunca genel başkanlık görevini sürdürdü ancak umduğu gibi bir ortam yakalayamadı. 2009 yılında genel başkanlık görevinden istifa ederek, politik yaşamına son verdi.
2011 yılında kanser hastalığına yakalanan Öztürk, ekranlarda bu görüntüsü ile sevenlerini çoğu zaman üzdü. Ancak tedavi sürecinde toparlandığı zamanlar da olmuştu. Bu mücadelesinin sonunda maalesef bugün kansere yenildi.
İslamı ve kuranı sapıtmadan anlatan belkide ender din adamlarından biriydi.Namaza karşı diye etiketlendi ama adam namaza değil,namaz perdesinin arkasında her pisliği yiyenlere karşıydı.Akp'nin islam dünyasına verdiği zararları çekinmeden söylerdi.Nihat hatipoğlu gibi iktidarın arkasına yaslanmadı.Cübbeli gibi satranç haramdır ve hz muhammedin idrarı şifadır gibi putperestçilik yapmadı.Atatürk'ü islam dışı gösterip onun değerlerini yıkmaya çalışanlara inat dimdik durdu ve Atatürk'ün islama sayısız faydalarından bahsetti.İşin kısası ömrü boyunca münafıklarla savaşıp hayatını islama adadı.Mekanın cennet olsun hocam.Yobaz köpeklere bakma sen.Seni anladık biz...
din yoluyla insanları kandıran, sömüren, yolsuzluklar yapan, kadınlara çocuklara(hatta erkek çocuklarına) tecavüz eden zihniyet yaşar nuri hoca'yı hiç sevmezdi. kendisi bağnaz ve at gözlüklü bir dinci değil aynı zamanda bir hukukçu ve felsefeciydi, dinden çıkar elde etmez, kuran ne anlatıyorsa onu söyler, insanların doğruyu bilip ona göre sömürülmeden yaşamasını isterdi... onun gibisi yok şimdi, geriye kalanlar "baba kendi kızından tahrik olabilir" diyen sapık, hurafeci yobaz takımından ibaret.
Ortadoğu topraklarında tabuya ve devleti tahkim etmekten başka hiçbir işlevi kalmayan siyasal islama karşı Martin Luther benzeri bir mücadele vermeye kalkıştı ama anadoluda bu eli tutan olmadı. Ona en büyük saldırıları şaşırılmayacak bir şekilde islamcı çevreler yaptı. Güle güle hocam. Seni anlayanlar da oldu bunu bil.