Gezi Davası'nda Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi Türkiye ile Almanya arasında diplomatik krize neden oldu. İki ülkenin büyükelçileri karşılık olarak dışişleri bakanlıklarına çağrıldı.
Gezi Davası'nda Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi Türkiye ile Almanya arasında diplomatik krize neden oldu. İki ülkenin büyükelçileri karşılık olarak dışişleri bakanlıklarına çağrıldı.
Kavala hakkındaki karar sonrası Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Almanya Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.
DW Türkçe'nin aktardığına göre Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, söz konusu kararla ilgili 'Hüküm, Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa Birliği'ne aday ülke olan Türkiye'nin bağlı kalmayı taahhüt ettiği uluslararası yükümlülüklerinde bulunan hukuk devleti standartlarıyla ağır şekilde çelişmektedir' dedi.
Sözcü, 'Kavala'nın derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konuda Türkiye'yi bağlayıcı şekilde yükümlülük altına almıştır' diye konuştu.
'İnsan haklarındaki endişe verici durum ve hukuk devletindeki ağır eksiklikler Türkiye ile olan ilişkilerimizi uzun süredir zor duruma sokuyor' diyen Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü 'Osman Kavala hakkındaki şoke edici hüküm ve diğer sanıklar hakkındaki sert hapis cezaları Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerini olduğu kadar bizim Türkiye ile ikili ilişkilerimiz için de yeni bir yük olmuştur' diye konuştu.
Berlin Büyükelçisi Şen'in Almanya Dışişleri Bakanlığına çağrılmasına tepki gösteren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bunun Türkiye'nin iç işlerine açık bir müdahale girişimi olduğunu belirtti ve 'Almanya, Türkiye'ye değil kendine baksın' dedi.
Twitter hesabından paylaşımlar yapan Bozdağ şunları söyledi:
'Ülkemizde görülmekte olan bir dava ile ilgili Berlin Büyükelçimizin Almanya Dışişleri Bakanlığı’na çağrılması, Türkiye’nin içişlerine açık bir müdahale girişimidir. Almanya dahil hiçbir ülkenin Türkiye’nin içişlerine müdahale girişimi hakkı da haddi de değildir.
Kraichtal ve Backnang yangınını, Solingen Faciası, Ludwigshafen Yangını, Hanau'da ırkçı terör saldırısı ve NSU Davası gibi nice katliamın faillerinin yargılandığı davalarda Almanya’nın hukuku nasıl ayaklar altına aldığına tüm dünya şahittir. Almanya Türkiye’ye değil kendine baksın.
Türkiye tam bağımsız bir devlettir. Türk milleti adına karar veren Türk yargısı da tam bağımsızdır. Türk hakimleri; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdan kanaatlerine göre hüküm verirler. Haddini aşan Almanya’yı kınıyorum ve uluslararası hukuka uymaya davet ediyorum.'
Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz'un da Türk Dışişleri Bakanlığına çağrıldığı açıklandı.
Dışişleri Bakanlığından yapılan bilgilendirmeye göre Büyükelçi Schulz'a, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi'nin Türkiye'deki bir davayla ilgili, diplomatik teamüllere aykırı şekilde Almanya Dışişleri Bakanlığına çağrılması ve söz konusu davanın ön plana çıkartılarak siyasileştirilmesinin kınandığı bildirildi.
Büyükelçi Schulz’a, bağımsız Türk yargısının vermiş olduğu mahkumiyet kararının hiçbir kurum, makam ve ülke tarafından sorgulanamayacağı, Türkiye'nin, anayasasının ve uluslararası yükümlülüklerinin bilincinde olan bir hukuk devleti olduğu, Türk yargısına ve siyasetine yönelik müdahale girişimlerinin reddedildiği belirtildi.
Büyükelçi Schulz'a ayrıca, Viyana Sözleşmesi'nin içişlerine müdahale etmeme ilkesi hatırlatıldı.
AİHM'e bağlı olduğunu taahhüt ediyorsun sonra da yaptığın hukuksuzta da AİHM'i tanımıyoruz diyorsun. Avrupa laf söyleyince de ''kendi işinize bakın'' diyorsun. Götünüz başınız oynamasın lan.
Türkiye cumhuriyetinde yargı son 20 yıldır değil ondan önceleri de bağımsız değildi. Sen sağcısın iltica istiyorsun, sen komünistsin anarşi istiyorsun, sen teröristsin,sen hükümeti devirmek için darbe planlıyorsun vb. Şeyler ile yıllardır insanlar mağdur ediliyor, hakları elinden alınıyor ve umutları karanlıkta yitip gidiyor. Şunu unutmamalıyız ki ne olursa olsun her ne suç işlenirse işlensin, kişi ve kurumlar fark etmeksizin yargı önünde herkes eşit olmalı ve adalet ile insan haklarıyla yargılanmalı. Peki yargının bağımsız olmadığı, hukukun bilfiil işlemediği yerlerde ne olur? Adalet olmazsa kişiler ve yapılar bir süre sonra adaleti kendi dağıtmaya yargının ve hukukun olmadığı yerlerde yargı ve hukuk olmaya çalışır. Kişi ve yapılar devletler gibi değildir kontrol mekanizmaları sadece ve sadece bu durumda kendi ideolojileri,fikirleri ve vicdanıdır. Devletlerin kurumlarının bile dejenere olduğu dünyada bu kişi ve yapıların adaletli bir yargı dağıtması imkansızdır.
Of hala avrupa birliğine aday diyor ya kjads