İlk olarak eşi Hatice Çevik’e sarıldı. İşte o an çekilen fotoğraf karesi, dehşetin görüntüsü olarak hafızalara kazındı. Barış için çıktıkları Ankara yolculuklarından geriye, izleri silinmeyecek acılar ve o acıların simgesi haline gelen o fotoğraf kaldı.
Hürriyet ve Milliyet gazetesine kısa bir açıklamada bulunan Çevik “Kızım Atılım Üniversitesi 4. sınıfta okuyordu. Buluşma noktasında beklerken kızım yanımıza geldi. Sonra alana girdik. Birilerine güveniyorduk. Barış diyorduk, başka bir şey demiyorduk. Sadece barış... Onlar da Ankara’nın göbeğinde bizlere bunları yaptılar. Acımız çok büyük. Tek istediğim şey şimdi canlarımızı toprağa vermek. Eşim şu an hastanede tedavi altında, başka bir şey söylemek istemiyorum.”
Konuşamadığını, cümle kuramadığını ifade eden İzzettin Çevik, tek mesaj vereceğini belirterek, “Sadece şunu söyleyebiliyorum, barışın bedelinin bu kadar ağır ve acı olmaması gerekirdi” diye konuştu.
Cumhuriyet gazetesinin Arkadaşı aracılığıyla “manşetlere tepkisi ne oldu” sorusuna ise tek cümlelik yanıt iletti: “Acılarımızla mı manşet olacaktık…”
Kaynaklar: Milliyet, Hürriyet ve Cumhuriyet