Başvurularından sonuç alamayan baba Mehmet Dündar, oğlunu kurtarmak için Suriye’ye kadar gitti. Önce oğlunu IŞİD’e götüren minibüsün şoförünü buldu. Şoför “15 kişiyi ben getirdim” dedi. Ardından bir Türk IŞİD komutanına ulaştı. Komutan “Çocuklarınla gurur duyman lazım. Onları sana vermeyeceğim” dedi. Tüm bu isimler iddianameye satır satır girmesine karşın, Dündar kardeşler IŞİD’in elinden alınamadı. Ankara’daki canlı bombanın Ömer Deniz Dündar olduğu kesinleşirse, kardeşinin nerede olduğu bir kat daha önem kazanacak. Bir babanın kendi çabalarıyla ulaştığı isimlere ve bilgilere rağmen devletin hiçbir adım atmadığı sürecin satır başları: Dündar kardeşlerin babaları Mehmet ve anneleri Asiye Dündar, 9 Eylül 2013’te İstanbul Fatih Polis Merkezi’ne başvurdu ve çocuklarının kayıp olduğunu bildirdi. Başvurudan sonuç gelmeyince, bu kez abla Fatma Dündar Başbakanlık BİMER’e başvurdu.
100 aile mağdur
Abla Dündar, 18 Eylül’de BİMER’e yaptığı başvurusunda şunları kaydetti: “Adıyaman’da birçok genç kayıp... Kim oldukları belli olmayan bir İslami grup tarafından dini eğitim verilerek cihat çağrısı yapılarak evlerinden ailelerinden alınıp Suriye’ye götürülüyor. Benim iki kardeşim 15 gündür yok, kayıp ihbarı yaptığımız sırada öğrendik ki, bizim gibi 100’e yakın aile mağdur ve bu soruna kimse çözüm bulamıyor. Bir Adıyamanlı olarak başbakanımızın Adıyaman’a olan sevgisinden güç alarak, önce Allah’a sığınarak yardım bekliyorum. Kardeşlerimizi geri almak için 1000 dolar teklif eden bu insanlar etrafımızda dolaşıyor ve bu şikâyet yazısını yazarken bile korkularım ve endişelerim var ama çaresiz bir şekilde sadece dua ederek bekliyoruz. Neden yoksul ailelerin çocukları niye benim ikiz kardeşlerim, bir savaşın içindeysek nerde devletin askerleri, yardımlarınızı bekliyorum, teşekkür ederim.” Dündar, benzer bir başvuruyu da 24 Eylül’de Cumurbaşkanlığı’na yaptı. Bu başvuruda da “20 yaşında ikiz erkek kardeşlerim Suriye’ye cihat düşüncesi adı altında kandırılıp götürüldü. Devletin bu olaya el atmasını bekliyoruz” dedi.
Baba isimleri verdi
Yürüyen soruşturma kapsamında ifadesi alınan Baba Mehmet Dündar, çocuklarının davanın şüphelisi Dokumacılar grubundan Salih Küçüktaş, Mehmet İşbar ve Hüseyin Peri’nin de aralarında bulunduğu grup tarafından kandırılarak Suriye’ye götürüdüğünü söyledi. İddianameye yansıyan ifadelere göre, Suriye’ye gittikten bir süre sonra ablaları Songül Dündar’ı arayan ikizler, “Suriye’deyiz, iyiyiz, villada kalıyoruz, babam gelse de bizi zor alır” dedi. Kendisiyle aynı durumda olan ve oğlunu Suriye’den getirten bir diğer baba ile temas kuran Dündar, ardından Gaziantep-Kilis arasında bulunan bir köyden Suriye’ye geçti.
‘Çocukların şehit olacak’
IŞİD kamplarında oğlunu arayan baba, daha sonra oğullarını Suriye’ye getiren minibüs şoförüne ulaştı. IŞİD kamplarını gezen baba, 4. gün villa tipi bir yerde saçları ve sakalları uzun, üstlerinde “Allah-u Ekber” yazılı siyah tişört giyen insanların bulunduğu halk arasında “El Nasır Muhacir” kampı olarak bilinen kampa ulaştı. Kampın komutanı olduğunu söyleyen Batmanlı bir Türk militan, Mehmet Dündar’a “Ben de Türkiyeliyim, Türkiye’de 15 sene İstanbul cezaevinde yattım. Bir oğlum şehit oldu, bir oğlum 14 yaşında, benimle birlikte. Çocuk, kampta, buraya kendi istekleriyle cihat etmek için geldiler, eğitim bittikten sonra isterlerse Adıyaman’a dönerler, burada şehit olacaklar. Sen inançsızsın. Çocuklarını vermeyeceğim” dedi. Burada sinir krizi geçiren baba, villanın yukarısından kendisine bakanlar arasında oğlu Ömer Deniz Dündar’ı gördüğünü de savcılıkta anlattı. Çocuklarıyla görüşemeyen baba, Türkiye’ye döndü.
Fırat Kozok | Cumhuriyet