1969–1976 ve 1982–1986 yılları arasında iki dönem İsveç başbakanlığı yapmıştı.
Üçüncü dünya ülkelerinin ihtiyaçları için bir şeyler yapılmasını sağlamak konusunda büyük çaba sarfetti.
Görevi sürecinde işçi sendikalarının gücünü daha da artıran, sağlık sistemini ve sosyal yardım düzenini güçlendiren çalışmalar yaptı. Kraliyete ait bazı siyasi yetkileri kaldırdı.
Özellikle eğitim konusunda büyük yatırımlar yaptı. Anaokullarını açtı, cinsiyet eşitsizliğine karşı kadınların çalışma hayatına girişini teşvik edici yasalar çıkardı.
Eşi Lisbet ile sinemadan döndüğü sırada yakın mesafeden vuruldu.
Palme açık sözlülüğüyle bilinirdi. Uzun yıllardır başbakanlık görevini sürdürmesine rağmen halkın içinde onlardan biri gibi korumasız gezebilirdi.
Bu olay oldukça konuşuldu araştırıldı ama sonuç 34 yıl sonra açıklandı.
Hem ABD hem de Sovyetler Birliği'ni eleştiriyordu. SSCB'nin 1968'de Çekoslovakya'yı işgalini kınamış, 1972'de Amerikalıların Kuzey Vietnam'a yönelik bombardımanını İkinci Dünya Savaşı'ndaki Nazi kamplarındaki katliamlarla karşılaştırmıştı. Bu yorumları Washington ile Stockholm arasındaki ilişkilerin bir süre dondurulmasına sebep olmuştu.
Irk ayrımcılığı rejimi sürerken Güney Afrika'dan 'bilhassa tüyler ürpertici bir rejim' diye söz etmiş ve siyahların siyasi örgütü Afrika Ulusal Kongresi'ne (ANC) mali destek vermişti.
İspanya'da General Franco liderliğindeki diktatör rejimi 'Allah'ın belası katiller' diye nitelemiş ve nükleer silahsızlanma için kampanya yürütmüştü. Palme ayrıca 1980'lerde devam eden İran-Irak Savaşı'nda da bir barış anlaşmasına varılabilmesi için arabuluculuk yapmıştı.
Olof Palme öldürülmeden önce İsveç hükümeti PKK'yı 'terör örgütü' olarak gördüğünü açıklamıştı. Bu nedenle uzun süre, şüpheli olarak cinayetle ilişkilendirilenler arasında PKK da vardı.
Pettersson daha önce de bir sebep yokken bir adamı sokak ortasında öldürmüştü. Palme'nin eşi Lisbet de, Pettersson'u katil olarak teşhis etti ve Pettersson müebbet hapse mahkum edildi.
Fakat avukatı ortada ne cinayet silahı ne de bir sebep olmadığından karara itiraz etti ve Petterson 3 ay sonra serbest kaldı.
Baş şüpheli Stig Engström 2000 yılında intihar ettiği için soruşturma kapatıldı. Engström olayın tanıklarından biriydi. Palme'ye suni teneffüs yaptığını söylemişti ama böyle bir şey olmamıştı. Onun silahlara meraklı olduğu ve bunun eğitimini aldığı bir gazeteci tarafından ortaya çıkarılmıştı. Palme'nin siyasetini olumsuz yönde eleştirdiği biliniyordu. Polis, Engström'ün olayla bağlantısını 2018 yılında soruşturmaya başlamıştı. Nihai sonuç ise bundan 2 yıl sonra çıktı.
Dürüst olanlar siyasette eni sonu öldürülüyorlar
Ne demişler bu dünyada iyi olan kaybeder.
Adamın politikalarına bakılırsa o zamana dek hayatta kalması bile mucize.Anlaşılan pkk alçaklarının karşısında olması birilerinin bardağını taşıran son damla olmuş.