Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin davada dosyanın Suudi Arabistan'a gönderilmesine şerh düşen ve muhalefet eden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir, sürüldü. Demir, mesleği bırakma kararı aldı.
Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin davada dosyanın Suudi Arabistan'a gönderilmesine şerh düşen ve muhalefet eden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir, sürüldü. Demir, mesleği bırakma kararı aldı.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin davada dosyanın Suudi Arabistan'a gönderilmesine şerh düşen ve muhalefet eden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir, Kahramanmaraş'a atandı.
Demir, kararı Halk TV’den İsmail Saymaz’a değerlendirdi.
Saymaz’ın 'Şerhinizden ötürü bu atamaya maruz kaldığınız düşünülüyor' demesi üzerine Demir 'Aynı şeyi düşünüyorum. Bana haber verilmedi. Beklemiyordum' diye yanıt verdi. Demir, kararından ötürü yaptırıma uğramasını 'Demokrasi, insan hakları ve özgürlük anlayışının ve değerinin gereği neyse onu yapmaya çalışıyordum. Bu otoriter yapılarda her zaman tepki görecek duruştur. Ben de o duruşun şu anda mağduru konumundayım diyeyim' diye yorumladı. Mesleği bırakmaya karar verdiğini kaydeden Demir, 'Ailemle görüşüyorum. Onlarla birlikte ortak karar vereceğiz. Ama hemen dilekçemi vermeyi düşünüyorum' dedi.
Aynı şeyi düşünüyorum ben de. Talebim yoktu. Kararnameye giren arkadaşlara haber veriliyordu. Bana haber verilmedi. Beklemediğim bir tayindi.
Yani, bir bakıma öyle. (Gülüyor) 'Kar beyaz mıdır?' diye sorulmaz. Evet, kar zaten beyazdır.
Bu kadar cesaret edeceklerini, bu kadar cesur olacaklarını zannetmiyordum.
Evet, bu kadar rahatsızlık hissedeceklerini tahmin etmemiştim.
Ayrılmayı düşünüyorum. Benim kıdemimde olan hakimlerin yeri değil orası.
Tabii tabii, bırakacağız.
Aynı kaderi tecrübe etmenizi temenni ederim
Ülkenin geldiği durumu görüyorsunuz demi? “Ayakların baş başların ayak yapıldığı” bir toplum iflah olmaz, her geçen gün biraz daha hastalanır ve tedavisi imkansız hale gelir… Bilinen bir gerçek zaten bu tür vakalar. Bizde çok yaygındır ve hatta şöyle bir deyim dahi vardır “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovalar” Sadece AKP iktidar döneminde değil cumhuriyet dönemimizde bir çok buna benzer vakalar var. Yeniymiş gibi lanse ediliyor sanki. Polis, savcı, asker, kamuda çalışan memur, öğretmen vs. Şark’a (doğuya) sürgün ediliyordu ve ediliyor, çok yaygın bizde yani. AKP döneminde ise çoğaldı. “Ellerini kollarını bağlıyorlar” Sadık olmayanları böyle korkutuyorlar maalesef. Bir nevi “sanksiyon” yani devlet tarafından yaptırım diyebiliriz bu duruma.
Insanlarin bilinciyle oynamak ne kadar kolay bu memlekette. Iyi ki bir karara serh dustun, hukugu hice sayarak verdigin diger kararlardan kimse bahsetmiyor tabii. 'Sicil 28 bine gelmis, zaten emeklilik yaklasmis, guzel bir reklamimi yapayim da oyle birakayim bari', nasil olsa memlekette herkes gazetede ne yazsa inaniyor.