Kırmızı Oda yayına bir girdi pir girdi, hakkındaki tartışmaların sonu gelecek gibi değil!
Kırmızı Oda yayına bir girdi pir girdi, hakkındaki tartışmaların sonu gelecek gibi değil!
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun psikiyatri kliniğine gelip tedavi görmüş olan insanların gerçek hayat hikayelerine dayandığı söylenen dizi, ağır derecede dram içeriyor. Zaten diziyi bu kadar çarpıcı kılan kısım da bu; hikayelerin aslında gerçek hayattan alınması belki de yanı başımızda yaşanmış olması.
Dizinin şu ana kadar ekrana gelen 3 bölümünde gerek Meliha ve ablası Güler'in hikayesi gerekse diğer hastaların travmatik hayatları hepimizi derinden yaraladı.
Örneğin, terapiler esnasında paylaşılanların hasta-doktor gizliliği çerçevesi gereğine ters şekilde dizide tüm detaylarıyla anlatılması büyük tepki gördü. İnsanların o güne dek kimseye anlatamadıkları şeylerin bir televizyon dizisinde yer alması o travmaları yeniden tetikleyebilir ki bu hiç de uzak bir ihtimal olmaz.
Bunun dışında dizideki terapi sahnelerinin aşırı sohbet havasında geçmesi de bu mesleği icra edenleri rahatsız etmiş durumda. Sırf bu iki nedenden dolayı bile dizi sosyal medyada büyük eleştiri aldı.
Arif Hoca'yı hafta içi her sabah programda kendi alanıyla ilgili konularda uzmanlığını paylaşırken izleme şansı buluyoruz. Sıkı bir Müge Anlı takipçisiyseniz zaten kendisini yakinen biliyorsunuzdur. Kendisi alanının en başarılı isimlerinden biri.
Siz bu tartışmanın hangi tarafında yer alıyorsunuz? Kırmızı Oda'ya yapılan bu eleştiriyi haklı buluyor musunuz? Yorumlarda buluşalım!
Bi bölümü izleyeyim dedim hikayenin gerçek olduğunu düşündükçe göğsüme bir acı saplandı. Hiç bana göre değil. Ayrıca adam prof psikiyatrist, doktorda mimik olmamalı diyorsa bir bildiği olmalı. Hemen hayal kurup doktor mimik yapsa nasıl olurd yapmasa nasıl olurdu diye düşünüp karşı fikir beyan etmek biraz gülünç. Ülkemizin en büyük sorunu da bu. Herkes herbokolog.
Yeter böyle diziler zaten içimiz kararmış! Bize Leyla&Mecnun, Avrupa Yakası lazım.
bu tur programlar insanalarin kendilerini daha iyi hissedip haline sukretmeleri icin bilincli bir sekilde yapiliyor. buna en guzel ornekleri trt nin belgesellerin de bulabilirsiniz. Okula gitmeye calisan cocuklar. En fakir ulkelerdeki hayat sartlari ,suyu olmayan köyler. Bir bakin derim