“Anayasa değişikliği ile iki yıl önce başkanlık sistemine geçildi. Yeni sistemin ilk Bakanlar Kurulu, bir bakanın görevden alınması dışında 2 yılını tamamlamak üzere. Yeni sistemle bakanların milletvekili olması gerekmiyor. Yapı olarak teknokrat hükümeti benzeri bir yapı oluşması beklenirken, bizde tam tersi oldu. Otel sahibi Turizm Bakanı, hastane sahibi Sağlık Bakanı, özel okul sahibi Milli Eğitim Bakanı yapıldı. Devleti hiç tanımayan ve atandıkları bakanlıklarla ilgili Türkiye’de neyi ne kadar bildiklerinden emin olmadığımız birçok kişi bakan olarak görevlendirildi.
Yazımın önceki bölümde açıkladığım gibi; bürokraside dikkate alınmayan liyakat, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyi işlemesi için çok dikkatli seçilmesi gereken bakanların seçiminde de dikkate alınmayınca çok güçlü bir başkan çok zayıf bir Bakanlar Kurulu ve zayıf bürokrasi, ‘devletin sorunlarını çözme yeteneğinin ortadan kalkmasına’ ve henüz 2 yılını bile doldurmamış başkanlık sisteminin şiddetli bir şekilde tartışılmasına zemin hazırladı.
Bürokraside liyakat dikkat etmezseniz Aralık 2019’da çıkan ve hemen uygulamaya başlanan vergi kanunlarını uygulama genel tebliğlerini Mayıs 2020 sonunda yayımlarsınız.
Yine bakan seçiminde liyakata dikkat etmezseniz, saman ithalatını ‘Paramız var ki alıyoruz’ şeklinde savunan bir orman bakanınız olur.”
Aynen. Maliye bakanını unutmayın. Nebati bey sirketinden biliyordu onca bilgiyi
Allah rahmet eylesin başta, dayanılmaz bir acı. Lakin bence söylediklerinin aksine, bakan olan kişilerin sektörün içinden kişiler olması normal. Bu olaydaki ihmalleri olanlar sonuna kadar cezasını çeksin o ayrı. Normal şartlarda; örneğin doktor olup hastanesi olan hem tıbba hem işletme mantığına hakim olur, oteli olan da öyle. Nasılki milli savunma bakanı asker, bunu da böyle düşünmek lazım bence. Buradaki sorun turizm bakanının oteli olması değil; mevzuatları yerine getirecek bir yapının oluşturulmamış olması. Bu durum da bizim milletçe sorunumuz. Her kademede işin rüşvetle çözülmesi, aksaklıkların ciddiye alınmaması, çözeriz, yaparız mantığıyla, hep yasaların etrafından dönülmesi.. bizim milletçe zihniyetimizin değişmesi lazım. Yoksa o bakan, şu belediye başkanı.. hiç farketmez.. Akp’li CHP’li olayından çok daha ciddi sorunlarımız var.
Rahmetli Nahit Menteşe örneğini konuşalım o zaman; Gümrük ve Tekel Bakanı (1968), Ulaştırma Bakanı (1969–1970), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı (1971), Ulaştırma Bakanı (1975–1977), Turizm ve Tanıtma Bakanı (1977), Milli Eğitim Bakanı (1977–1978), Milli Eğitim Bakanı (1993), İçişleri Bakanı (1993–1996), Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı (1996). İli ehline teslim etmeli bence de zaten bakanlar tel değildir bürokratlar ile yürütülür bu durum. Nurettin Nebati ve şu anki işletme kökenli Tarım Bakanımızı söylese idi sonuna kadar desteklerim.